I haven't got time for this traduction Turc
50 traduction parallèle
But I haven't got time for this now.
Ama şimdi buna zamanım yok...
I haven't got time for all this.
Tüm bunlar için ayıracak zamanım yok.
- I haven't got time for this.
- Buna vaktim yok.
Please. I haven't got time for this.
Lütfen. Bunun için zamanım yok.
I haven't got time for this Mickey Mouse bullshit!
Bu saçmalıklara ayıracak vaktim yok!
I'm sorry, but I really haven't got time for this.
Üzgünüm ama bunun için gerçekten zamanım yok.
I haven't got time for this.
Buna ayıracak vaktim yok.
- Look, I haven't got time for this.
Bunun için zamanım yok.
I haven't got time for this.
Buna ayıracak vaktim yok benim.
I haven't got time for this.
Bunu için zamanım yok.
- Oh, I haven't got time for this now.
- Buna ayıracak vaktim yok.
I haven't really got time for this, Freddy Fabrics. I've got to get to limbo.
Bunun için gerçekten zamanım yok, Kumaş Freddy. Kısa kes! Limbo'ya gitmek zorundayım.
- Look, I haven't really got time for this. - Oi!
Bak, bunun için zamanım yok.
I haven't got time for this.
Bunun için vaktim yok.
I really haven't got time for this.
Hiç vaktim yok.
- I haven't got time for this now.
- Şimdi bunun için zamanım yok.
- Please, I haven't got time for this.
- Lütfen, buna zamanım yok.
- Jackie, I haven't got time for this!
- Jackie, tartışacak vaktim yok!
I so haven't got time for this, all right?
Bunun için vaktim yok tamam mı?
I haven't got time for this now, okay?
Şu an bunun için zamanım yok, tamam mı?
I haven't got time for this.
Buna vaktim yok.
I haven't got time for this.
Bunlara ayıracak vaktim yok.
Yeah, look, I haven't got time for this.
- Evet, bak, bunun için zamanım yok.
I haven't got time for this.
Bunlara ayıracak zamanım yok.
Ape shit. Anyway, I haven't got time for this.
Buna zamanım yok.
I haven't got time for this.
Bunları konuşacak zamanım yok.
I haven't got time for this!
Zamanım yok.
I'm with friends, Francesca, I haven't got time for this.
Arkadaşlarımlayım, Francesca, Buna zamanım yok
Listen, I haven't got time for this, all right.
Dinle, bunun için vaktim yok, tamam mı?
Annie, I haven't got time for this.
Annie bunun için vaktim yok.
I haven't got time for this.
- Buna vaktim yok. - Biliyorum.
Jesus, I haven't got time for this.
- Şu an buna vaktim yok.
Okay look, I haven't got time for this, sweetheart.
Tamam, bak, bunun için zamanım yok, tatlım.
Listen, I-I haven't got time for this.
Dinle, buna vaktim yok.
I haven't got time for this.
- Bunun için vaktim yok.
For all this junk, I haven't got the time.
Ne yapayım bir türlü lafı açılmadı işte.
I haven't got- - I haven't got time for this.
Böyle şeylerle uğraşacak zamanım yok benim.
I haven't got time for this.
Zamanım yok.
I hope you haven't got anything planned for today, - because this will probably take a lot of time.
Umarım bugün için herhangi bir plan yapmamışsındır. Çünkü bu biraz uzun sürecek gibi görünüyor.
This... this whole thing has got me so nuts that I haven't really taken the time to appreciate how bananas it must be for you.
Bütün bu olaylar beni çılgına çevirdi, Ve muzların senin için nasıl Olabileceği hakkında düşünemedim.
I haven't got time for this.
Bunun için zamanım yok.
I haven't got time for this.
Buna zamanım yok.
I haven't got time for this!
Buna zamanım yok!