English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I haven't yet

I haven't yet traduction Turc

5,945 traduction parallèle
I haven't even met my horse yet.
Daha atımı bile görmedim.
But I... but I haven't said yes yet.
Ama ben henüz evet demedim.
That pride... That sense of loyalty... Well, that's exactly why I haven't snapped your neck yet.
Bu gurur bu bağlılık anlayışı işte bu nedenle henüz boynunu kırmadım.
I'm not gonna sit in a rocking chair and knit booties, or haven't you figured that out yet?
Sallanan sandalyede oturup örgü örmeyeceğimi hâlâ anlayamadın mı? Bir dakika konuşabilir miyiz Hayley?
I know, but you're going to be a TV star and you haven't left me yet.
Biliyorum ama yakında TV yıldızı olacaksın ve beni daha terk etmedin.
We're reading gone girl, and I haven't finished it yet. And then Billy sat on my iPad,
Sonra da Billy, Giden Kız'ın yüklü olduğu iPad'imin üzerine çöktü.
Well, I haven't told him yet.
Daha söylemedim.
Hey. I haven't left yet.
Henüz ayrılamadım.
I haven't heard any alarms yet.
Bir alarm duymadım.
I haven't quite finished my doctoral dissertation yet, and I'm sorry if I didn't make that clear on the phone.
Bana öğrettiği bir merasim var.
- Wait, I haven't done it yet.
- Bekle, henüz yapmadım.
I haven't seen him yet, why?
- Henüz görmedim, neden?
I see you still haven't taken off that baby weight yet.
Bakıyorum da ta o zamandan aldığın kiloları verememişsin.
I can show you things you haven't seen yet, things that you can do that they haven't told you about.
Sana henüz görmediğin şeyleri gösterebilirim sana onların henüz söylemediği yeteneklerini gösterebilirim.
I haven't even told my mom yet.
Henüz anneme bile söylemedim.
I haven't told her yet.
Ona söylemedim henüz.
And, also, because I wasn't sure when I would be starting at Memorial, I haven't yet told Lillian.
Bir de Memorial'da ne zaman başlayacağımı bilmediğim için Lillian'a söylemedim daha.
Because I wasn't sure when I would be starting at Memorial, I haven't yet told Lillian.
Memorial'da ne zaman başlayacağımı bilmediğim için daha Lillian'a söylemedim.
I spoke to them at length about Mrs. Johnson just this morning, and, uh, they haven't made a decision yet, obviously, but, uh, they seem open to it.
Bu sabah onlarla Bayan Johnson hakkında konuştum. Henüz bir karar vermediler. Ama bu konuda açık görünüyorlardı.
You know, actually, I was looking for you, Doug, uh, since I haven't had a chance to apologize yet for last night.
Aslında, seni arıyordum, Doug. Geçen gece için özür dileme fırsatım olmadı.
But I haven't... yet...
Ama henüz -
I haven't documented a single vaginismus yet.
Daha bir tek vajinismus vakası bile belgeleyemedim.
I haven't finished cutting all of them yet.
Hepsini açmayı bitirmedim.
Okay, I got one last question for you. And I can't believe I haven't asked it yet.
Son bir sorum var ve hâlâ sormadığıma inanamıyorum.
I haven't even told him how old I am yet.
Kaç yasinda oldugumu bile söylemedim.
It's most of my paycheck that I haven't gotten yet, but you're worth it.
Henüz almadığım maaşım kadardı ama sen buna değersin.
The only reason I haven't asked for a lawyer yet is because I hate those lying sons of bitches.
Hala avukat istememiş olmamın tek sebebi o yalancı orospu çocuklarından nefret ediyor olmam.
The whole thing makes my head hurt bad, and I haven't even packed up the kitchen yet.
Tüm bu olay başımı ağrıtıyor ve daha mutfağı toplayamadım bile.
I haven't paid them all the money yet.
Daha paralarının tamamını vermedim.
I set out to save you, too, and I obviously haven't done that yet, and I'm going to whether you like it or not.
Senin için de çıktım. Görülen o ki yeterince yardım etmemişim ve edeceğim de. Hoşuna gitse de gitmese de.
No, um, actually I haven't even slept yet.
Hayır aslında henüz yatmadım bile. Gelsene.
- I haven't checked those yet.
- Onları daha kontrol etmedim.
- But I haven't gotten to the sad part yet.
Daha acı kısma gelmemiştim ki.
But I haven't gotten to the sad part yet.
Daha acı kısma gelmemiştim ki.
I'm not paying. I haven't even got a paycheck yet.
Ben para falan vermiyorum.
- I see you haven't submitted the accident report for the Quincy fire yet.
- Quincy yangınıyla ilgili kaza raporunu henüz teslim etmemişsin.
I'm not completely dead yet, in case you haven't noticed.
Henüz ölmedim, fark edemedin herhalde.
I still haven't been paid for that last one yet.
Geçen seferki ödemeyi hala alamadım.
Guys, I haven't even heard a rollout date yet, okay?
Beyler, sizden henüz bir çıkış tarihi bile duymadım.
We haven't told him everything yet but he's a smart kid so I'm pretty sure he's worked it out.
Henüz ona her şeyi anlatmadık ama o akıllı bir çocuk, üstesinden geleceğine eminim.
No. I haven't seen him come through here yet, no.
Henüz buraya geldiğini görmedim.
I haven't heard back yet.
Ben henüz geri duymadım.
There are lots of other jobs that I could try, I just haven't tried them yet.
Deneyebileceğim pek çok iş var. Henüz hiçbirini denemedim, hepsi bu.
Saeko-san and I probably haven't had our time yet.
Saeko-san'la henüz yeteri kadar zaman geçiremedik.
I... haven't processed everything yet. Could we maybe talk about this later?
Ben henüz her şeyi oturtmadım.
I haven't finished my story yet.
Hikâyemi daha bitirmedim.
I think there is something we haven't unearthed yet, and I would very much like for it to surface.
Bence anlayamadığımız birçok şey var, ve bunların su üstüne çıkmasını çok isterim.
I haven't even officially asked you out yet.
Daha resmi olarak çıkma teklif etmemiştim.
It's obviously the end of the world, and there's so many things in my life that I haven't done yet.
Dünyanın sonunun gelmiş olmasından korkuyorum. Yapamadığım bir sürü şey.
She's just walking around, wondering why I haven't sent her a gift yet.
Neden hediye göndermedim diye merak içinde geziyordur.
You and I... haven't even held hands yet.
Sen ve ben... henüz el ele bile tutuşmadık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]