I hope you know that traduction Turc
605 traduction parallèle
I hope you know that.
Farkındasınız, değil mi?
I'm not worried about shutting you down. I hope you know that.
Sizi geçerken hiç tereddüt etmeyeceğimin farkındasınızdır.
I hope you know that.
Umarım bunu biliyorsundur.
I hope you know that you need a girl to get married to?
Umarım evlenmek için bir kıza ihtiyacın olduğunu biliyorsundur.
I hope you know that this adulation, this awe everybody feels for him, - doesn't alter our feelings about you.
Umarım bu pohpohlamaların, herkesin ona duyduğu bu saygının sana karşı hislerimizi değiştirmediğini biliyorsundur.
I love you, Walter, I hope you know that.
Seni seviyorum Walter, umarım farkındasındır.
I hope you know that.
Şansını zorluyorsun.
That's a word, Tarzan, I hope you're never going to know the meaning of.
Anlamını hiç öğrenmemeni dilediğim bir kelime bu Tarzan.
I hope it provided you both with amusement to know that I still love her.
Umarım ikiniz de onu hala sevdiğimi iyice anlamış oldunuz.
I don't care an English tuppence for myself and I know that the longer I keep you here the greater hope there is for my Ladybird.
Benim gibi bir naçizane İngiliz'in hiç bir önemi yok seni ne kadar burada tutarsam benim minik kuşumun şansı o kadar artar.
I was saving this as a surprise, but now that you know it I hope you like it.
Bunu sürpriz olarak saklıyordum, ama artık bildiğine göre umarım seversin.
Doctor, you know that I agree with you about the element of hope that you have for Helen but what's your reason for suddenly making her leave tonight?
Doktor, Helen için beslediğiniz umutlara katıldığımı biliyorsunuz ama onu bu gece aniden götürmek istemenizin sebebi nedir?
The immediate point, gentlemen, is that I hope to know you all better.
Acil olan konu şu ki sizleri daha iyi tanımayı umuyorum.
Listen, darling, I know that deep down you agree with me... with everything I want and hope and believe in.
Dinle sevgilim, biliyorum ki aslında benimle aynı fikirdesin... istediğim, umduğum ve inandığım her konuda.
I may be taking an awful lot for granted... but by now, you must know that youre very attractive to me... and I only hope that Im a little bit attractive to you.
Kesin gözüyle bakıyor olabilirim ama şimdiye kadar bana çekici geldiğini anlamış olmalısın. Umarım azda olsa ben de sana çekici geliyorumdur.
I hope you enjoyed that, I know Freud would have.
Umarım hoşunuza gitmiştir, biliyorum Freud'un hoşuna giderdi.
You might be interested to know that I've seen another reason for hope.
Ümitli olmam için bir neden daha görmem ilgini çeker belki.
I don't know quite what you expected... but I hope that you won't be too disappointed.
Beklentilerinizi tam olarak bilmiyorum. Umarım büyük bir hayal kırıklığı yaşamazsınız.
I know it's the great zeal of your faith which makes you utter this prayer, but it is possible to be overzealous, to destroy that which you hope to save so that nothing is left but emptiness.
Ama aşırı heves, korumayı umduğumuz şeyleri tahrip edebilir ve elimizde hiçbir şey kalmaz.
You know what a camera is I hope. That's the camera, see.
Umarım kameraların ne olduğunu biliyorsun.
Chief, I hope that you and the staff know me well enough to believe that the last thing I'd do would be to make your work here anymore difficult by, in any way, undermining discipline.
Şefim, umarım sen ve görevliler bir şekilde disiplinin savsaklanmasıyla sizin işlerinizi zorlaştırmanın yapmak isteyeceğim en son şey olduğunu bilecek kadar beni iyi tanıyorsunuzdur.
Now that you know where my house is I hope that we'll get to see a lot more of each other.
Artık nerede oturduğumu bildiğinize göre... umarım daha sık görüşürüz.
I hope that you'll take the opportunity to know more about the Federation through its best representatives, my crew.
Federasyonun en iyi temsilcileri olan mürettebatım yoluyla, Federasyonu daha yakından tanıma şansı bulmanızı diliyorum.
Listen, I hope you don't mind my coming'in that way, you know.
Dinle, o tarafa gelmemin bir sakıncası yoktur, umarım, bilirsin.
I hope I can rely on your discretion, Lieutenant, now that you know.
Umarım kimseye söylemeyeceğinize güvenebilirim, Komiser, şimdi öğrendiğine göre.
You do know that I hope.
Umarım biliyorsunuz.
I hope you will not forget that nobody, absolutely no one, should know of our search.
Umarım kimsenin kesinlikle hiç kimsenin arayışımızdan haberdar olmaması gerektiğini unutmazsınız.
I hope you're smart enough to know that that who hit John don't go with guns.
Umarım John'u kimin vurduğunu anlayacak kadar zekisindir. Silahlarla gitme.
Well. Now that you know all our secrets, I hope you keep them.
Şey, bütün sırlarımızı öğrendiğine göre, onları saklayacağını umarım.
You are not ignorant, now that you know who I am how opposed it is to all my own interests and with my father's permission I hope you will allow me to say that, if things depended on me, it would never take place.
Beni nasıl bir duruma soktuğunuzu bildiğinizden adım gibi eminim. Babamın izniyle şunu demek isterim ki, eğer işler bana kalsaydı bu evlilik asla gerçekleşmezdi.
You know, I hope you will excuse me for saying so, but if you wanna go on TV talk shows, bend spoons, entertain people, I'm all for that.
Bunu dediğim için beni affedersiniz umarım ama talkshowlara çıkıp kaşık bükerek... insanları eğlendirmekse amacınız, bir şey demem.
I want all you guys to know that it's a privilege that you picked me for this job and I hope I can answer your expectations.
Beni dinleyin. Şunu söylemeliyim ki ; Bu iş için seçilmem, benim için bir şereftir ve umarım beklentilerinizi boşa çıkarmam.
I write this diary in the hope that you will read it and in so doing learn what I would never be able to say to you personally. By confessing that I imagined you in the place of the blonde woman, I risk being judged vile and corrupt. I know that.
ben herşeyi bu günlüğe yazıyorum, istersen okuyabilirsin okurken her şeyi göreceksin sana asla söyleyemeyeceğim şeyler bile var o sarışın kadının yerinde olmayı hayal ediyorum aynısını yapmak istiyorum ama korkuyorum rezil olmaktan biliyorum aşıkımı evliliğimi riske atma riski var herşeye varım ama senin kısıtlamaların bana engel oluyor
If you have read my diary, Teresa, I want you to know that I hope you do. Even though the idea of you doing it tears me apart with jealousy. Come on!
teresa eğer günlüğümü okuduysan, seni istiyorum umarım bunu biliyorsundur seninle olma fikri beni delirtiyordu hadi!
I know I won't. If I do, you'll never practice in the free world again. I certainly hope you plan on losing that case.
Biliyorum olmayacağım, Eğer olursam, bu dünyada özgür olmayı bir daha tecrübe edemezsin.
But I want you to know that, wherever it is you're going, I hope you'll be very happy.
Ama bilmeni isterim ki, her nereye gidiyorsan, umarım orada çok mutlu olursun.
I know you and Rick had your doubts about me on this Cody thing and I want to tell you I hope that's over with.
Bu Cody meselesinde benden şüphelendiğinizi biliyorum. Benim böyle bir şey yapmayacağımı bilirsiniz.
So, as a human being, l-I want you to know that I respect you, I do, and l-I hope you understand me.
Bir insan olarak... sana saygı duyuyorum. Umarım sen de beni anlarsın.
I hope you also know that this is our only chance.
Umarım, bunun bizim tek şansımız olduğunu da biliyorsunuzdur.
You know, i hope it's ok with lynn that i came instead.
Onun yerine benim gelmemin umarım Lynn için bir sakıncası olmaz.
I hope that Duana and I know how to greet you properly, Commander.
Umarım Duana ve ben sizi uygun şekilde selamlamayı biliyoruzdur Komutan.
I think that's what the end of the season really is this like hope that she's not totally lost him forever y know for the record the boat was named after you at the end of last season Seth just takes off an he leaves her a letter
Sadece şunu bilmeni istiyorum. Bunu neden yapmak zorunda olduğunu anlıyorum. Teşekkürler.
When people smoke that crack stuff, they go berserk, you know? I hope they catch that kid.
İnsanlar uyuşturucuya bulaştılar mı bambaşka biri oluyorlar
I know that nothing in this world is sure, but I hope and pray that I will live through this war and that someday you and I will see each other again.
Bu dünyada hiçbir şeyin garantisinin olmadığını biliyorum. Ama bu savaşı atlatıp bir gün seninle tekrar bir araya gelmek için dua ediyorum. "
At least, I would hope that you know.
En azından bildiğini umut ediyorum.
You know, I hope that's not true... but if it is, and there's no law against it... my hands are tied.
- Umarım bu doğru değildir. Doğruysa da buna karşı bir yasa yok. Elim kolum bağlı.
- You know, I... My... My hope was that I could just say it to you...
Dürüst olup bunu sana söylerim ve sen de beni affedersin ve yıldönümümüz olduğu için kitaptaki gibi yeniden evlenir ve yeniden başlarız diye umuyordum.
Before you make a decision, you should know... that having a child with you... is the greatest joy I could hope for.
Kararını vermeden önce, şunu bilmeni isterim ki... senden bir çocuğumun olması... hayatımda yaşayabileceğim en güzel şey.
I hope that someday you'll know the indescribable joy of having children and of paying someone else to raise them.
Umarım, çocuk sahibi olmanın tarifsiz zevkini sen de bir gün tadarsın. Ve onları büyütmesi için birine para ödemenin de. - Ama önce evlenmem gerek.
I hope it's cool with you,'cause I would not want to offend... any of the ancient mestres or anything like that, you know.
Umarım beğenmişsinizdir, çünkü... eski ustaların müziğini mahvetmek gibi bir niyetim yok.
I want you to know that I hope everything works out with you and Alabama.
Şunu bilmeni isterim ki Alabama'yla iyi bir hayat kurmanı dilerim.