I just did what i had to do traduction Turc
50 traduction parallèle
I just did what I had to do.
Yapmam gerekeni yaptım.
So, you know, I just did what I had to do.
Ben de yapmam gerekeni yaptım.
Look, I just did what I had to do.
- Onu öldürdün
I just did what I had to do.
Sadece yapmam gerekeni yaptım.
- I just did what I had to do, Gene.
- Gerekeni yaptım Gene.
I just did what I had to do, for me.
Ne yaptıysam kendim için yaptım.
I just did what I had to do.
Ben yapmam gerekeni yaptım!
I just did what I had to do.
Ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım.
And I just did what I had to do.
Ben de yapmam gerekeni yaptım.
See, I just did what I had to do.
Bak, yapmam gerekeni yaptım.
I just did what I had to do.
Yapmam gerekeni yaptım sadece.
His MBA, which he earned while working two jobs and nursing his sick mother. - I just did what I had to do.
Yüksek lisansı, iki işte çalışıp, hasta annesine bakarken kazanmış.
I just did what I had to do.
Bana düşeni yaptım sadece.
So I just did what I had to do
Yapmam gerekeni yaptım.
I just did what I had to do.
Ben yapmam gerekeni yaptım.
Look, I didn't mean to hurt you. I just did what I had to do.
Sana zarar vermek istememiştim, sadece yapmam gerekeni yaptım.
I just did what I had to do.
Yapmam gereken neyse onu yaptım.
Now, look, I just did what I had to do, all right?
- Yapmam gerekeni yaptım.
I just did what I had to do!
Yapmam gerekeni yaptım ben.
I just did what I had to do to keep the family together.
Ben ailemi bir arada tutmak için ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım.
Oh, thank you, sir. I just did what I had to do.
- Teşekkür ederim, efendim.
- Well, I just did what I had to do.
- Yapmam gerekeni yaptım.
No. I mean, I just did what I had to do.
Hayır, demek istediğim, yapmam gerekeni yaptım.
I just did what I had to do!
Yapmam gerekeni yaptım!
I mean, you just did what you had to do, right?
Sen yapman gerekeni yaptın, öyle değil mi?
I think when his mom died he just couldn't believe she was gone, so he just iced her down and kept that old TV goin and did what he had to do.
Her halde annesinin ölümünü kabul edemedi. Onu buzla kapladı ve televizyonun sesini sonuna kadar açtı.
What did I do that was so bad that you just had to stop talking to me?
Birden benimle konuşmayı kesecek ne yaptım sana?
Look, I just wanta call up and let all our fans know that we did what we had to do for love.
Bakın, ben sadece arayıp tüm hayranlarımıza haber vermek istedim biz aşk için yapmamız gerekeni yaptık.
No, we just sort of looked at each other and he did whatever he had to do and I did what I had to do.
Hayır, bir süreliğine birbirimize kısaca baktık, ardından, o yapması gereken işleri, bende yapmam gereken işleri yaptım.
Just did what I had to do.
Sadece yapmam gerekeni yaptım.
Okay that did not just happen because I had an entire evening planed, so what am I supposed to do now?
Bu şeyin olmaması gerekiyordu. Çünkü bütün geceyi plânlamıştım. Şimdi ne yapacağım ben?
I just don't get what I did to make you so angry that you had to go and do that.
Sadece şunu anlamıyorum, seni bu kadar kızdıracak ne yaptım ki böyle bir şey yapma gereği duydun?
Just did what I had to do.
Ben yapmam gerekeni yaptım.
I just did what you never had the guts to do.
Sadece asla cesaret edemediğin şeyi yaptım.
I just wanted to say... that I'm sorry... and I hope... that you know that I did what I had to do.
Sadece üzgün olduğumu... söylemek istedim. Umarım... yapmam gerekeni yaptığımı biliyorsundur.
Then, when the cavalry gets here, I'll just tell them that you drew down on me, and I did what I had to do.
Ekipler gelince de onlara bana silah çektiğini benim de yapmam gerekeni yaptığımı söyleyeceğim.
Uh... just did what I had to do.
Yapmam gerekeni yaptım sadece.
I just hope Max gets that blood work done and pulls a match. We did what we had to do, that's it.
Yapmamız gereken neyse onu yaptık.
I did what I thought I had to do for you, and if you can't... just fire me.
Senin için yapmak zorunda olduğum şeyi yaptım sen de bunu - Kov beni.
And I just feel that... that some people here think that what Shelby did as a business, how he died, even though I had nothing to do with it, that somehow, it reflects on me. Mm-hmm, yeah.
İçimden bir ses buradaki insanların Shelby'nin işini yaptığını ve ölümünün benimle hiçbir alâkası olmamasına rağmen bana patladığını söylüyor.
You did what you had to do, just like I did.
Sen yapman gerekeni yaptın. Tıpkı benim yaptığım gibi.
I did what I had to do. I don't know if that's oedipal or just mercenary.
Bunu annene olan sevginden mi yoksa menfaatin için mi yaptın bilemedim.
I did what I had to do, just like you did when you buried that girl in the backyard.
Senin gibi ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım o kızı arka bahçeye gömdüğün zaman gibi.