English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I just don't get it

I just don't get it traduction Turc

1,003 traduction parallèle
Well, you see, he just happens to need $ 99,000. And, after all, I don't see any reason why he shouldn't get it... if I'm throwing it out the windows.
Kendisinin 99 bin dolara ihtiyacı var ve bunu saçabilecek bir durumdayken ona vermemek için bir neden göremiyorum.
The way they don't do things! The way they'll write anything just to get it down on the sales sheet. And I'm the guy that has to sit here up to my neck in phony claims... so they won't throw more money out the window than they take in at the door.
Satış sayfasına geçirmek için herşeyi yazmaları ben de burada boğazıma kadar taleplerle kapıdan giren parayı pencereden kaybetmesinler diye yırtınayım.
I just don't get it.
Hiç anlamadım.
I just don't get it.
Evet, hiç aklım almıyor.
I don't get it, Garry. I just don't get it.
Anlamıyorum, Garry.
I just don't get it.
Anlayamıyorum.
I don't get it. I've just been checking.
Anlamıyorum.
If anything happens to Frye after we get out into space... I don't suppose it makes any difference, crashing from 1,500 miles up, or dying on earth. Either way, you're just plain dead.
Uzaya çıktığımızda Frye'a bir şey olursa... 2400 kilometreden Dünya'ya çakılıp ölmekle Dünya'da olup Bellus'un Dünya'ya çarpmasıyla ölmek arasında bir fark göremiyorum.
I don't suppose you could spare someone for a while, Just till we get the hang of it?
Biz işi kavrayana dek, bir süreliğine birini bize verebilir misiniz?
I just don't get it.
Anlaşılır gibi değil.
And we got just three seconds to nail the president. And I don't want the table to shimmy when we get to it.
Başkanı mıhlamamız için sadece üç saniyemiz var işe giriştiğimizde masanın titremesini istemiyorum.
Just. I don't get it.
"Bir içki daha istiyorum sonra yavaşça sürerim." "Kahve şekerli olursa yiyecek olarak sayılır mı?"
I just don't get it.
Anlamıyorum.
I just thought about the climb - - started... somehow it seemed important for we to get here, I don't know why now.
Aklımda sadece tırmanışımız, nasıl başladığımız... iyi kötü buraya çıkabilmek bizim için önemli gözükmüştü, bilmiyorum niye.
- Just when I don't need it, I get it. CREWSON :
- Tam da ihtiyacım olmadığında.
I don't care how you get it there but just get it there.
Nasıl ulaşırsınız umurumda değil, ama mutlaka orada olun.
I just flat don't get it.
Ben hala anlayamıyorum.
It doesn't mean your father and I didn't love each other, but sometimes people just don't get on together.
Canım, babam ve ben demek değildir ki bu, biz hiç birbirimizi sevmedik bazen birbirleri ile ilgili doğru kararlar alırlarken bazende beraber yanlış kararlar alabiliyor.
I don't even think about it. lt's just... I get so tired of Him getting credit for all the things the human race achieves through its own stubborn effort.
Bu aklımdan bile geçmez. İnsanlığın azimli çabası ile başardığı her şeyin O'na addedilmesinden bıktım.
Just don't get upset about it. I'll fix it. How?
Toby, bunun için seni öpebilirim.
Well, I don't mean to get personal, it's just that I like you.
İşine karışmak istemedim. Sadece senden hoşlandığım için söyledim.
There must be a reason. It's just that I don't want to get married, that's it.
Evlenmek istemiyorum, sadece bu.
You're the only woman I could ever love. You just don't get it!
Sevebileceğim tek kadın sensin ama sen bunu anlamadın.
I've been in this racket a long time, but I just don't get it.
Uzun süredir bu numarayla keyif sürüyordum..... fakat bir türlü anlamıyorum.
I just borrowed it, kind of, and if I don't get it back...
Anladın mı, onu bir şekilde ödünç aldım. Ve uçağı geri götürmezsem,
I don't think it was a gift, he just wanted to get rid of it.
Söylediğim gibi motosikletle bir görev üstündeydim.
I just don't get it.
Sadece bunu almadım.
I just don't get it!
Sadece bunu almadım!
I know it's difficult for you to understand, love, but people just don't get married at your age.
Anlaman çok zor aşkım biliyorum ama insanlar sizin yaşınızda evlenmezler.
I'll get the hang of it. I just don't know when.
Alışacağım ama ne zaman bilmiyorum.
"Please don't think I am sloppy or stupid, though I may be, but I just can't get over it."
"Lütfen kaba saba veyahut aptal olduğumu düşünme." "Belki öyleyim ama üstesinden gelemiyorum."
But don't you think it's possible that someone might have been able to get hold of it, the watch, I mean, and reset it just to make you think that the Commodore was murdered at 12 : 42.
Fakat birinin onu, yani saati ele geçirmiş olabileceği, demek istiyorum ki, onu Kaptanın saat 12 : 42'de öldüğünü düşündürecek şekilde ayarlayabileceği hiç aklınıza gelmiyor mu?
But that's just it, I don't think we'll ever get back.
Ama geri dönebileceğimizi hiç sanmıyorum.
Don't worry, Braddock, you'll get over it just like I did.
Merak etme, Braddock. Sen de alışırsın, tıpkı benim gibi.
I've got enought troube as it is! Just calm down and don't get upset, because there might be some mistake. Let me check...
Sadece sakinleşin, üzülmeyin çünkü... bir hata olmuş olabilir.
Gee, I don't know about you, but I just get a great big lump in my throat every time I hear it.
Sizi bilmem ama her duyuşumda benim boğazımda bir şeyler düğümlenir.
- I just don't get it, Dwayne.
- Bir türlü anlamıyorum, Dwayne.
- I just don't get it. - I think the guy's losing his mind.
Bence bu adam aklını yitiriyor.
It's reduced, so I got a vat of it. Listen, why don't I just run down and get some food, and we'll stay in tonight and I'll cook?
Gidip yiyecek bir şeyler alayım.
I mean, don't you find - Isn't it pleasant just to get up in the morning... and there's Chiquita, there are the children... and The Times is delivered, you can read it.
Sabahları uyandığında, bir yanında Chiquita'nın diğer yanında çocuklarının olması, gelen Times gazetesini okuyabilmek hoş değil mi?
I just don't get it.
Anlamıyorum işte.
I just don't get it. Who's Meral, ha?
Hangi çağda yaşıyoruz, ne biçim iş anlamadım ki.
I don't get it. It's just a dead animal.
Anlamıyorum, sadece bir leş bu.
But I had some fun. It just was strange, like the people you meet... that remember shit you did when you used to get fucked up... and you don't wanna remember.
Kafayı bulmuş hâldeyken yediğiniz haltları insanların hatırlaması çok tuhaf.
I don't care how much it hurts. Just get rid of it.
Ne kadar acı verirse versin, umurumda değil.
You know, this thing with Lucy, I just don't get it.
Biliyorsun, bu şeyi sadece Lucy ile almam.
I just don`t get it, man.
bir türlü anlamıyorum lan.
Yeah, Colson, I don't think we can get a fix on it just yet.
Evet, Colson, şu an onu tam olarak belirleyebileceğimizi sanmıyorum.
I don't get it. Why would she move in with this type of guy just for a story?
Neden sadece bir hikaye için böyle bir adamla yakınlaştı?
It's just I don't want you to get into trouble.
Seni sıkıntıya sokmak istemiyorum.
If I don't make it back, please write to my mother and tell her that I've been alive all the time, it's just that I couldn't be bothered to get in touch with the old bat.
Eğer geri dönmeyi başaramazsam, lütfen anneme yazıp ona, hep hayatta olduğumu, sadece ve sadece, eski sopaya temas etmek istemediğimi anlatabilir misiniz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]