I just don't want to traduction Turc
5,099 traduction parallèle
I don't need to date a bunch of random hotties who just want me'cause I'm sensitive and have feelings and stuff.
Duyarlı ve duygulu olduğumu düşünen rastgele bir hatunla çıkmama gerek yok.
I just don't want him to do that whole protective boyfriend thing.
Sadece onun bu koruyucu erkek arkadaş rolüne girmesini istemiyorum.
Look, Erlich, I want to present, I do, it's just I don't know.
Bak Erlich, sunum yapmak istiyorum. İstiyorum ama bu... Bilmiyorum.
I just want to be friends, I don't want to go out.
Ben sadece arkadaş olmak istiyorum, seninle çıkmak istemiyorum.
I don't want a drink, I just want to drink you.
İçki istemiyorum. Seni içime çekmek istiyorum.
I just don't know what you could possibly want from him, what he could bring to your life.
Ondan ne isteyebileceğini cidden anlayamıyorum... -... senin hayatına ne katabileceğini.
You know, I just got an offer from Latham Watkins in Chicago, and I don't want to take it, but...
Biliyosun daha yeni Chicago'daki Latham Watkins'dan teklif aldığımı ve bende kabul etmek istemiyorum, ama..
I just told you I don't want to talk.
Konuşmak istemiyorum dedim ya.
I just don't want to give you my word, Jefe, unless I can guarantee your distribution.
Sadece dağıtımını sağlama alana kadar sana söz vermek istemiyorum, Patron.
I JUST DON'T WANT TO LEAD YOU ON.
Yalnızca seni etkilemek istemiyorum.
Please, I don't want to have to call security. - I'm just gonna...
- Güvenliği aramak zorunda bırakmayın beni.
Russ : I just don't want to be told that I have meaningless semen.
Spermlerimin işe yaramaz olduğunun söylenmesini istemiyorum.
I just need to feel like I'm still... dangerous. - Lina : I don't want to.
- İstemiyorum çünkü.
Just... I don't want to.
İstemiyorum.
I just don't want to hold anything back.
- Hiçbir şeyi saklamak istemiyorum.
I just don't want to live there forever.
Ama sonsuza dek orada yaşayamam.
But Louis just did me a huge favor, and I don't want to get caught in the middle of it.
Ancak Louis bana çok büyük bir iyilik yaptı ve bunun tam ortasında kalmak istemiyorum.
I just, I don't want to do anything until I know that I should.
Ben sadece yapmam gerektiğini bilene kadar hiçbir şey yapmak istemiyorum.
I just really like you, and I don't want to...
Senden gerçekten çok hoşlanıyorum ve gerçekten...
I just don't want to crush her spirit.
Hevesini kırmak istemiyorum sadece.
Anytime you're feeling down, and you have trouble sleeping, just give that thing a little toot, and I'll read you some Star Wars Fan Fiction! Remember that? No, I don't really want to.
Ne zaman kötü hissetsen, ve uyku problemlerin olsa, şunu bir öttürüver, ve sana Star Wars hayran hikayesi okurum! Hayır, hiç istemiyorum.
No, I don't want to marry somebody. Just to marry somebody.
Hayır, sırf evlenmiş olmak için biriyle evlenmek istemiyorum.
You just started seeing naked women again, and I don't want you to be confused about where the boobs should be.
Daha yeni çıplak kadın görmeye başladın bu yüzden memelerin yeri hakkında kafan karışsın istemem.
I don't want to become a future king's property just because I made a mistake.
Bir hata yaptım diye veliahdın malı olmak istemiyorum.
I tell you one thing- - I don't want to sacrifice any sort of artistic credibility that we even have right now, which is very small, just to sail it away on a big ship made out of money.
- Şu an elde ettiğimiz artistik itibarımızı daha çok para yapacağım diye büyük gemilerle yelken açıp kurban etmek istemiyorum.
I just don't want you to throw away your life, okay?
Benim için hayatını mahvetmeni istemiyorum, tamam mı?
I just, I don't want to become that Alec.
O Alec'e dönüşmeyeyim yeter.
I don't want you to make it for me. I just want to know what you think.
Benim yerime karar vermeni istemiyorum, sadece ne düşündüğünü soruyorum.
I don't want to interrupt, but I was just wondering what happened with Mike.
Bölmek istemiyorum ama Mike'la olan durum ne oldu diye merak ettim.
I just don't want the harness to show.
Kayışın görünmesini istemedim.
I just don't want anything to jeopardize our work. Or him.
Ne onu ne de işimizi hiçbir şekilde tehlikeye atmak istemiyorum.
We're both just going through the motions at this point, but he's old-fashioned, and I don't want to think about what would happen if I don't play the game.
O sırada ikimizde duygulanırız. Eski kafalı biri. Rolümü oynamadığımda olacakları düşünmek istemiyorum.
And I would feel so sad for you, but I don't, because I just want you to get the hell out of my apartment, because I want to be with my friends.
Ve senin için de üzülürdüm ama üzülmüyorum. Çünkü hemen dairemden defolup gitmeni istiyorum. Çünkü arkadaşlarımla olmak istiyorum.
Now, you'll be watching Stewie, and I don't want you just to prop him up next to the TV all day.
Stewie'ye sen göz kulak olacaksın ve onu bütün gün televizyonun önünde oturtmanı istemiyorum.
I just think you're think you're making all this up because you don't want me to drive.
Araba kullanmamı istemediğin için bunları uyduruyorsun bence!
Lemon... Listen, I just don't want to make the wrong choice, AnnaBeth. I have done that too many times before.
Seni bütün bu hasta çocuklarla baş başa bırakacağım için üzgünüm ama bu Joel'in önümüzdeki iki haftadaki tek boş zamanı.
It just, I'm a little worried about it because I don't want it to end up being difficult for him.
Sadece biraz endişeliyim çünkü onun gözünde basit görünmek istemiyorum.
And we talk about it some, but I just don't want this to end up... hurting him.
Biraz konuşuyoruz ama bunun onu incitmesini istemem.
I just think they don't want your job to be any harder than it already is.
Bence işinizin her zamankinden daha zor olmasını istemiyorlar.
And I didn't want to take it away from him just like I don't wanna take it away from me.
Ben de bunu ondan almak istemedim aynen benim de avukatlığımı kendimden almak istemediğim gibi.
I just don't want to make a big thing of it.
Yalnızca bu olayı büyütmek istemiyorum.
You're just saying this to make me do something that I'm not going to do. I don't want him talking to you.
Yapmayacağım bir şeyi zorla yaptırmak için söylüyorsun bunları.
Yeah, you know, about that, I don't want to be a guy just waiting at home all day like some sort of normal-face housewife.
- Aslına bakarsan bütün gün evde duran, sıradan suratlı ev hanımı gibi biri olmak istemiyorum.
I really don't want to get messed up over something that you are just...
Gerçekten bir şeyleri mahvetmek istemiyorum, sen de-- -
- I don't think that anyone could, but I just want to - -
Yani, kimsenin anlayamayacağı şeyler ama ben sadece istiyorum ki...
Well, I just don't want him to get freaked out and worried.
Sadece korkup endişelenmesini istemedim.
I just want to make sure you don't remember things incorrectly.
Hatırladıklarınızın yanlış olmadığına sizi temin ederim.
Either you're engaging in a marathon lovemaking session with my brother, or you've realized that I was right about him and you just don't want to admit it.
Ya kardeşimle bir sevişme seansı ile nişanlanıyorsun ya da O'nun hakkında haklı olduğumu farkettin ve itiraf etmek istemiyorsun.
- You're a good person, a great friend, and, um, I just have to be honest with you, okay, even if it means that you don't want to be friends with me anymore.
Ve.. ... sana karşı dürüst olmam gerekiyor. Artık arkadaş olmak istemesen bile.
I-I just don't want to rush you and...
Seni aceleye getirmek istemiyorum ve..
Just forget it, I don't want to talk.
Unut tamam mı, konuşmak istemiyorum.