I just want to say that traduction Turc
625 traduction parallèle
Sweetie, I just want to say that no matter what happens tonight, it's been...
Hayatım, şunu söylemek istiyorum, bu gece ne olursa olsun, bu...
I just want to say that...
Sadece şunu söylemek istiyorum...
Before we go on, I just want to say that for a first try... your pieces aren't bad at all.
Devam etmeden önce, yazdıklarınızın ilk deneme için... fena olmadığını söylemek istiyorum.
I just want to say that I trust you.
Sadece sana güvendiğimi söylemek istedim.
I just want to say that I'm sorry.
Üzgün olduğumu söylemek için gelmiştim.
I just want to say that whether they're Poles, Austrians, or Whites... You can stay here.
Diyorum ki gelenler Leh, Avusturyalı, Galiçyalı ya da Beyaz bile olsa bizimle kalabilirsiniz.
I just want to say that I don't hold you to blame for what that's worth.
Bilmeni isterim ki bu olanlardan ötürü seni suçlamıyorum senin için böyle olmamalıydı..
I just want to say that you did good not asking for mercy.
Af istememekle en çok iyi yaptığını söylemek istedim.
I just want to say that's a terrific building.
Müthiş bir bina olmuş diyecektim.
I just want to say that I am not Sergeant Pinback.
Çavuş Pinback olmadığımı söylemek istiyorum.
I just want to say that this board endorses these views.
Bu yönetim kurulunun bu görüşleri desteklediğini söylemek istiyorum.
I just want to say that last night seemed like old times.
Sadece şunu söylemek istiyorum ki, dün gece eski günlerdeki gibiydi.
I just want to say that this has been a splendid kidnapping.
Mükemmel bir adam kaçırmaydı, bunu bilmenizi isterim.
I just want to say that I'll always stand by you.
Sadece sana her zaman sadık kalacağmı söylemek istiyorum.
I just want to say that I've taken a vow of celibacy... that also includes women.
Bekarlık yemini ettiğimi belirtmek isterim kadınları da içeriyor.
Look, before we get started, I just want to say that I really appreciate what you're doing for me.
Benim için yaptığınıza minnettar olduğumu söylemek isterim.
I... I just want to say that I believe you.
Sana inandığımı söylemek istiyorum.
I just want to say that I was wrong.
Yanıldığımı söylemek istiyorum. Tamam.
I just want to say that I think you're doing a very good job.
Çok iyi bir iş çıkardığını düşündüğümü söylemek için çağırdım.
Anyway, Kelly, I just want to say that I've really fallen for you these last few weeks.
Herneyse... Kelly, şunu demek istiyorum ki son haftalarda kendimi tam anlamıyla sana kaptırdım.
I just want to say that I appreciate what you did on the Defiant.
Defiant'ta yaptıkların için minnettar olduğumu söylemek istedim.
I just want to say that... I agree with what Chief O'Brien said about your promotion.
Şef O'Brien'ın söylediklerine katıldığımı belirtmek istiyorum.
I just want to say that again.
Bunu bir kez daha söylemek istiyorum.
Even if I keep denying it and say that I don't want to know... I can't just ignore it when I see it.
Bilmek istemesem de bunu gördüysem göz ardı edemem.
I'll talk to him. But I just want to say it in a way that he won't think it any personal reflection on him.
Ama kendisine karşı herhangi bir ters düşüncem olduğunu düşündürtmeden söylemek istiyorum.
I just want to say, sir... that like you, I don't find it funny to sleep on a tomb... when it's so easy to open it and sleep inside.
Sadece şunu söylemek istiyorum, bayım ben de sizin gibi, girip içinde uyumak daha kolayken bir anıtın önünde uyumayı hiç komik bulmuyorum.
I just want to say right up front that I was not upset.
Öncelikle kızgın olmadığımı belirtmek isterim.
And all I want to say is that the soap worked just fine.
Söylemek istediğim tek şey bu sabunun çok işe yaradığı.
See... Say that I want to get in touch with a client to be in court, say, Monday, I just tape a message, and this machine calls my client
Mesela birine duruşmasını hatırlatmak istersem Pazartesi için mesaj kaydediyorum.
Nelson, he writes a speech, says just what I want to say, that's all.
Nelson, o konuşma yazar, tam benim söylemek istediğimi söyler, bu kadar.
However, with your permission, I want to say that my capacities go beyond what you have just been a spectator of.
Yine de, yeteneklerimin bunun çok ötesinde olduğunu belirtmek isterim.
By the way, just want to say, I'm glad that under all this pressure, we haven't seen that facial tic of yours.
Bu arada bir şeye çok sevindim : bu kalabalığa ve bunca baskıya rağmen yüz tikinin tutmamasına.
I just want to say, sir, that I am very excited about this assignment and I promise to serve you and my ship, your ship, this ship, to the best of my ability.
Şunu bilmenizi isterim ki efendim, bu görev nedeniyle çok heyecanlıyım... ve size, gemime, geminize, bu gemiye... elimden gelen en iyi şekilde hizmet edeceğime söz veriyorum.
I just want to say for all the guys in Vietnam that we're doing our best.
Vietnam'daki arkadaşlarım adına söylemek isterim ki, elimizden geleni yapıyoruz.
That is the other priest that you want to drag through mud. Just because of father Brummel I didn't want to say the names.
Bu konu hakkında konuşmamak için yemin ettim öleceğim güne kadar.
But I just want to say... that the past few weeks have been great.
Ama söylemek isterim ki... Geçtiğimiz birkaç hafta harikaydı.
I just want to say before I go that, boy, of all the cases, this one, I'll tell you, this is a mishmash.
gitmeden önce söylemek isterim ki, bütün davalar içerisinde bu, inanın, karmakarışık.
Of course I wouldn't want nice little boy like that to die, but if we just couldn't help it, like you say, it'd sure turn out nice for us.
Ama dediğin gibi elimizden bir şey yoksa bizim için iyi de olabilir.
But I just want to say, Maggie, on behalf of all of us, that we don't think it's your fault, and we don't believe in any curse.
Ama ben şunu söylemek istiyorum, Maggie, hepimiz adına, bunun senin suçun olmadığını düşünüyoruz ve biz lanete falan inanmıyoruz.
I didn't say that. I just want you to be aware that this is unlike any more casual relationship that you've attempted.
Öyle demedim, sadece bunun daha önce denediğin,... daha gündelik ilişkilere benzemediğini anlamanı istiyorum.
Before we start all that, I just want to say...
Tüm bunlara başlamadan önce, söylemek istediğim şey...
Look, I think I should tell you, you know, I mean... if this is about Maggie and I... if she's led you to believe that I am... something other than what I am, I just... want to say that I'm a friend.
Termal giysilerinizi giyin, Cicely. Hava sıfırın altında 22 derece. Coho Rüzgârları kesildi.
I know you love her and you want her to succeed and all that, but sometimes, man, you just gotta say no.
Onu sevdiğini biliyorum, başarılı olmasını istiyorsun ama bazen hayır demek zorundasın.
I just want to say I heard that Frank Barone gave that ball back.
Saçımın nesi varmış? Pekala, özür dilerim.
Everyone, I just want to say before the test scores arrive... that I am so proud of all of you.
Sınav sonuçları gelmeden önce... hepinizle gurur duyduğumu bilmenizi istiyorum.
Sir, if you want to compete, just let me say that I have been defeated by you.
Gene de ısrar ederseniz, sizin tarafınızdan yenildiğimi söyleyebilirim.
I just want to say that I not only accomplished my goal, but...
Sadece amacıma ulaştığımı değil, ayrıca yeni bir özelliğimi daha keşfettiğimi söylemek istiyorum.
Oh, why don't you go ahead and say what you're thinking, Niles? That I'm falling for her again. "Well, you did bounce in here as though you were on top of the world, and babbling about her smile" — I just don't want to hear it, Niles!
Ona vurulduğumu söyle. "Buraya dünyanın en mutlu insanı olarak gelip gülümseyişi hakkında geveliyorsun."
Or let's say I want to convey that I've just done something evil.
Ya da mesela şeytani bir şey yaptığımı ifade edeceğim.
I just want it to say that I love Lois.
Ben sadece Lois'i sevdiğimi söylemek istiyorum.
Well, George, I just want you to hear me say to Anna that you're a good and decent person.
George, Anna'ya çok iyi ve dürüst, birisi olduğunu söylemek istiyorum.