I learned that the hard way traduction Turc
84 traduction parallèle
I learned that the hard way when his program almost self-destructed.
Ki o zaman kötü bir şekilde programının hemen hemen kendini yok edeceğini öğrendim.
I learned that the hard way.
Ben... Benim bunu öğrenmem çok zor oldu.
I learned that the hard way.
Ben bunu zor yoldan öğrendim.
I learned that the hard way last Easter when I talked about taking on three clients at the same time
Zor yolu geçen Paskalya'da üç müşteriyle aynı anda konuşurken öğrendim.
I learned that the hard way last Easter when I talked about taking on three clients at the same time
O masayı nah kaldırırsın! Kes şunu!
I'M AFRAID I LEARNED THAT THE HARD WAY.
Maalesef bunu çok acı öğrenmiştim.
I learned that the hard way.
Bunu zor yoldan öğrendim.
I learned that the hard way.
Zamanla acı acı öğrendim bunu.
I learned that the hard way.
Ben bunu zor yoldan tecrübe ettim.
I learned that the hard way.
Zor yoldan öğrendim.
I learned that the hard way.
Ben bunu şahsi tecrübemden biliyorum.
And I learned that the hard way when I was trying to raise your daddy.
Babanı yetiştirmeye çalışırken, bunu zor yoldan öğrendim.
I learned that the hard way.
- Bunu acı bir şekilde öğrendim.
Yeah, I learned that the hard way.
Evet, bunu zor yolla öğrendim.
I learned that the hard way.
Bunu zor yolla öğrendim.
I learned that the hard way, senior year, spring break.
Zor yoldan öğrendim, geçen yıl, tatilde.
Sure, Dad! Jade and I learned that the hard way.
Tabi, baba.Jade ve ben bunu zor yoldan öğrendik.
I learned that the hard way.
Bunu zor yoldan öğrendim ben.
I learned that the hard way.
Ben onu zor yoldan öğrendim.
Leave me alone and forget this ever happened. Because only an idiot pursues cases he stands no chance of winning. I learned that the hard way.
Beni rahat bırak ve bu olayı hiç yaşanmamış say çünkü bir insanın kazanamayacağı kesin olan bir davanın peşinde koşması için aptal olması lazım.
I learned that the hard way with Not-C tutoring.
Bunu zor yoldan, C-Yok yöntemi ile.
I learned that the hard way.
Onu zor yoldan öğrendim.
I learned that the hard way when I dropped my napkin under the table last week.
Geçen hafta peçetemi masanın altına dşürdüğümde bunu öğrenmiştim.
As a matter of fact, an old Filipino trick that I learned the hard way... from Capt. Bonifacio's grandfather.
İşin doğrusu Bu eski filipinli numaralarını zor yoldan öğrendim.. Yüzbaşıdan. Bonifacio'nun büyük oğluna..
And I would strongly advise you to learn the lesson that my Uncle Harold learned the hard way.
Ve size amcam Harold'un acı bir tecrübeyle öğrendiği bir şeyi şiddetle öğrenmenizi tavsiye ediyorum.
And I learned that lesson the hard way.
Ben. Benim öğrendiğim bir ders.
I learned that one the hard way.
Öğrenmem kolay olmadı.
Anne, I have been in this job for nearly four years, and I have learned the hard way that there are no absolutes.
Anne, yaklaşık dört yıldır bu işin içindeyim. İlerisi görünmeyen zorlu yolları öğrendim.
I learned that from Tova Borgnine the hard way.
Bunu Tovah Borgnine'dan öğrendim.
I learned that one the hard way.
Bunu öğrenene kadar çok çektim.
I've learned the hard way that people keep secrets for a reason, even from the people they're closest to.
İnsanlar sır saklıyorsa, bir sebebi vardır diye... öğrendim. En yakınlarından bile.
Yeah, I learned that one myself, the hard way.
Evet, bunları zor yoldan öğrendim.
Yeah. Learned the hard way that I didn't want to be the guy standing over somebody when they took their last breath.
- Biri son nefesini verirken başında duran kişi olmak istemediğimi zor yoldan öğrendim.
I thought you learned that the hard way earlier.
Biraz önce farkına varamadın mı?
That's what I've learned to do the hard way.
Ben zor yoldan öğrendim.
Learned that lesson the hard way, I did.
Bunu zor yoldan öğrendim.
I learned the hard way that our friend here likes to bite.
Acı bir deneyimle öğrendim ki, arkadaşımız ısırmayı seviyor.
I learned the hard way that with a schedule like mine you got to seize the moment, so how about I drive down and we grab a quick bite to eat?
Benim gibi bir ajandası olan birinin anı yaşamak için kısıtlı bir zamanı olduğunu, zor yoldan öğrendim. peki, neden arabayla biryerlere gidip hızlıca birşeyler atıştırmıyoruz?
I learned the hard way, To never let it get that far.
Zor yoldan öğrendim asla bu kadar ileri gitmesine izin vermemenin...
Boy, I have learned that the hard way.
Bunu zor yoldan öğrenmiştim.
You're supposed to hit him! Something I've learned the hard way, coach, is that aggression leads to bad choices.
Zor yoldan öğrendiğim bir şey var koç saldırganlık, kötü tercihlere sebep oluyor.
Jeez, I learned that lesson the hard way.
Tanrım, ben bunu zor yoldan öğrenmiştim.
I learned that the hard way.
Ben zor yoldan öğrenmiştim bunu.
Yeah, it actually was, and I learned the hard way that, you know, if you act out, you're only hurting yourself, so please just try to care about college and stay involved in your extracurriculars.
Evet, aslında olmuştu ve zor yoldan öğrendim ki, aslında, fevri davranırsan, sadece kendine zarar verirsin, yani sadece üniversiteyi düşünmeye ve okul sonrası aktivitelerine katılmaya çalış.
Whatever's going on, I've learned the hard way that to argue with you after you've made up your mind is a waste of time.
Olan şey her ne ise sen kararını verdikten sonra seninle tartışmanın sadece bir zaman kaybı olduğunu zor yoldan öğrendim.
Well, I've learned the hard way, that the truth doesn't always set you free.
Gerçeğin seni serbest bırakmadığını zor yoldan öğrendim.
I learned that lesson the hard way.
Dersimi zor yoldan öğrendim.
I learned the hard way that cheaters are almost always liars, too.
Aldatanların aynı zamanda yalancı olduklarını yaşayarak öğrendim.
Let's just say I learned the hard way that obeying was in my best interest.
İtaat etmenin kârıma olduğunu zor yoldan öğrendim diyelim.
I've learned that the hard way.
Zor yoldan öğrendim.
I had to learn the hard way, and I'm afraid that you haven't learned that at all.
Ben zor yoldan öğrendim, ve senin hala öğrenmemiş olmandan endişeliyim.