I love you so much traduction Turc
2,613 traduction parallèle
I love you so much.
Seni çok seviyorum.
I love you so much.
Seni öyle çok seviyorum ki.
I love you so much and I'll see you in a couple of days.
Seni çok seviyorum. Birkaç gün sonra gelip seni göreceğim.
You? It's just that I love you so much, man.
- Seni çok sevdiğim için kanka ya.
I love you so much.
- Seni çok seviyorum.
I love the car and I love you so much, but I don't feel right driving it until I've taken care of some of these errands I've let go.
Arabayı çok beğendim, seni de çok seviyorum ama gözden kaçırdığım şu birkaç ufak tefek işi halletmeden kullanmak istemiyor canım.
I want you to write, " To my darling. I love you so much.
Senden "Sevgilim seni çok seviyorum." yazmanı istiyorum.
Ellie, I love you so much.
Ellie seni çok seviyorum
I love you so much, Mom.
Ve ben... Seni çok seviyorum anne.
" and I love you so much my heart is breaking.
"Ve seni öyle çok seviyorum ki kalbim parçalanıyor."
Oh, Daddy, I love you so much.
Seni çok seviyorum babacığım.
I love you so much, son.
Seni çok seviyorum evlat.
I love you so much.
Seni çok seviyorum
She's not here. Baby, I love you so much.
- Bebeğim, seni çok seviyorum, özür dilerim.
Ooh, I love you so much, I could burst.
Ohhh, seni çok seviyorum, patlayabilirim ( sevinçten ).
I love you so much.
Çok seviyorum hem de.
I love you so much, cookie.
Seni çok seviyorum, kurabiyem.
I love you so much but you betray me again?
Seni bu kadar severken bana yeniden ihanet mi edeceksin?
I love you so much, Jib.
Seni çok seviyorum, Jib.
I love you so much.
Seni o kadar çok seviyorum ki.
I love you so much my hand's fallen off!
- Seni çok seviyorum, elimi kaybettim!
I love you so much.
Seni çok severim.
I love you so much that it hurts.
Seni o kadar çok seviyorum ki canım yanıyor.
I said I love you so much that it hurts.
Seni o kadar çok seviyorum ki canım yanıyor dedim.
I... I love you so much.
Seni çok çok seviyorum.
Oh, I love you so much.
Seni çok seviyorum ya!
I love to hear you so much!
Senden haberler almaya bayılıyorum.
I love you... so fuckin'much.
Seni çok seviyorum.
You're crazy, but I love you so, so much.
- Delisin ama seni çok, çok seviyorum.
Neal, I know how much you love the Caspian Osetra Caviar so they're bringing up an ounce.
Neal, Hazar denizi havyarını ne kadar çok sevdiğini biliyorum. 30 gram kadar getiriyorlar.
I love you... so much.
Seni seviyorum. Çok seviyorum.
I know how much you love me, so I want you to do something for me,
Beni ne kadar sevdiğini biliyorum bu yüzden senden bir şey isteyeceğim.
I pray you love her so much, when you close your eyes, you see her face.
Onu o kadar çok sev ki gözlerini kapadığında onun yüzünü gör.
I love you with so much of my heart that none is left to protest.
Kalbimde öyle büyük yerin var ki itiraf edecek yer kalmadı.
That was a sincere "thanks, babe," 'cause I missed you so much today and I love you.
İçten bir "teşekkürler bebeğim" di çünkü bugun seni çok özledim ve seni seviyorum.
I know how much you love those short rib tacos, so when I saw the food truck parked on Third Avenue,
Bu börekleri ne kadar çok sevdiğini bildiğim için alt caddedeki börekçiyi görür görmez durdum.
And right now, I am sensing that this beautiful, unattainable love that you so desperately seek is not only very real, but much closer than you think.
Şu an, umutsuzca beklediğin bu güzel ulaşılamaz aşkın gerçek olmadığı gibi düşündüğünden daha yakın olduğunu hissediyorum.
I just love you so much.
Çok seviyorum seni.
You crawl... through the broken glass... and through the dog shit... and you fucking tell her how much you love her, or so help me God, I will fuck you to kingdom come.
Şimdi sen cam parçalarına ve köpek bokuna sürüne sürüne gidip ona onu ne kadar çok sevdiğini söyle yoksa seni eşek sudan gelene kadar sikerim.
You know, all the girls I've met till today have given me so much love and respect that it's become boring.
Bilir misin, Bu güne kadar karşılaştığım tüm kızlar bana aşk ve saygı verdi Bu artık sıkıcı olmaya başladı.
God, I love you so much.
Tanrım, seni çok seviyorum.
I love you both so much. Okay.
İkinizi de çok seviyorum.
I love you and our little girl so much!
Seni ve minik kızımızı çok seviyorum!
I love you both so much.
İkinizi de çok seviyorum.
If you could have a baby that was a mix of the two of you, I would love that baby so much.
İkinizin bir çocuğu olsaydı o bebeği çok severdim.
And I think it's... I think it's'cause I love you so damn much.
Ve bence ona olan sevgim, sana olan aşkımdan kaynaklandı.
I love you, Cooper, so damn much.
Seni seviyorum Cooper, deli gibi seviyorum. Seni seviyorum.
- I love you guys so much.
- Sizi çok seviyorum.
Mr. Draper, thank you so much for stopping by, but I have a boyfriend that I love exactly the way he is.
Mr. Draper, uğradığınız için çok teşekkürler ama olduğu haliyle çok sevdiğim bir erkek arkadaşım var.
I... love you so much.
Seni... çok seviyorum.
You know, I just see extraordinary love, extraordinary sacrifice, people going through so much, and go through it together.
Anladın mı? O sıradışı sevgiyi görüyorum. Sıradışı fedakarlıkları.