I miss her so much traduction Turc
174 traduction parallèle
I miss her so much.
Onu çok özledim.
I miss her so much.
Hatırlar belki beni.
I miss her so much.
Onu çok özlüyorum.
Yes, I miss her so much.
- Evet, onu çok özlüyorum.
[SOBBING] I miss her so much.
Onu çok özlüyorum.
I miss her so much... even now.
Onu çok özlüyorum, şuan bile.
Sometimes I miss her so much,
Bazen onu o kadar özlüyorum ki,
I miss her so much...
Onu çok özlüyorum.
It's just I miss her so much.
Sadece onu çok özledim.
I miss her so much...
Onu çok özlüyorum...
I miss her so much it's killing me, Pops...
O kadar özlüyorum ki bu beni öldürüyor baba...
I miss her so much and I can't get away from it.
Onu, deliler gibi özlüyorum ve atlatamıyorum.
Carlota- - tell her that I miss her so much.
Carlota ona, onu çok özlediğimi söyle.
I miss her so much.
Onu o kadar çok özlüyorum ki.
I miss her so much!
Onu çok özlüyorum.
I miss her so much.
Onu o kadar çok özledim ki.
I love her and, God, I miss her so much.
Onu seviyorum ve çok özlüyorum.
. I miss her so much.
Onu çok özledim.
I miss her so much!
Onu çok özlüyorum!
I miss her so much it feels like somebody tore out my heart and fed it to dogs.
Onu o kadar özlüyorum ki, sanki biri kalbimi söküp köpeklere attı.
- I miss her so much.
Onu çok özlüyorum.
Please, I miss her so much.
Lütfen onun nerede olduğunu söyle. Onu çok özledim.
At this very moment I miss her so much
Bu çok kısa sürede Onu çok özledim.
I miss her so much, it hurts.
Onu çok özlüyorum, içim acıyor.
- I miss her so much, it's so screwed up!
- Onu çok özlüyorum. Çok berbat bir durum bu.
Sorry about it I miss her so much
Bunun için üzgünüm. Onu çok özlüyorum.
I miss her so much.
Onu öyle özledim ki.
Oh, I miss her so much.
Onu öyle çok özledim ki.
And I miss her so much.
Ve onu çok özlüyorum.
I miss her so much!
Onu o kadar özlüyorum ki!
Grandma is gone, I miss her so much
Büyükanne öldü, onu çok özlüyorum.
That Miss Winthrop, she is so beautiful, and I hate her so much!
Şu Bayan Winthrop, çok güzel biri, ve ondan nefret ediyorum!
- Then you won't miss her so much. - I don't want to, Mama!
- Anne, yapmak istemiyorum, anne.
I'm going to miss everything so much.
Her şeyi çok özleyeceğim.
Everything is fine here, but I just miss you so much, I can't wait to see you.
Burada her şey yolunda, fakat seni öylesine özledim ki, seni görmek için sabırsızlanıyorum.
I used to miss her so much when she took her London trips.
Londra seyahatlerine çıktığında onu çok özlerdim.
I should like to hear miss Lapidoth since you admire her so much.
Madem bu kadar hayransınız, o zaman Bayan Lapidoth'u dinlemek isterim.
I'm gonna miss her so much.
Elena'yı çok özleyeceğim.
- I miss her so much.
- Onu çok özledim.
And I miss them so much while they're gone that when they come back I just hold on to them for five minutes each.
Ve onlar yokken onları o kadar çok özlerim ki döndüklerinde her birine beş dakika sarılırım.
I miss her so much.
Gülümsemeyi kesti ve sonrada yaşamayı bıraktı.
I miss her so much.
Onu çok özlüyorum
So much has happened to me on this journey that I haven't had time to miss her, so I haven't felt this way for a long time.
Yolculuğa çıktığımızdan beri, her türlü şeyle karşılaşmıştım bu yüzden hiç yalnız kalabildiğim vakit olmamıştı, bu yüzden..... bunu hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
I always miss you so much
Seni her zaman çok özlüyorum.
I thought once my mom was seeing him, I wouldn't miss my dad so much, but now I miss him more.
Annemle görüşmeye başladıklarında babamı o kadar özlemeyeceğimi düşünmüştüm ama şimdi her zamankinden daha çok özlüyorum.
I'm going to miss her so much!
- Onu çok özleyeceğim.
- I just miss her so much! - Doyle, go home.
- Onu çok özledim.
I just miss him so much. I know you do. And it's only been seven hours.
Benim benim her şeyim iyi.
I just miss her so much.
Onu çok özlüyorum.
I'm going to miss her so much.
Onu çok özleyeceğim.
I just miss her so much.
Onu öyle çok özlüyorum ki.