English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I need to talk with you

I need to talk with you traduction Turc

146 traduction parallèle
Kera, I need to talk with you.
Kera, seninle konuşmalıyım.
i need to talk with you... about this.
- Seninle bunun hakkında konuşmam gerekiyor.
I need to talk with you, son.
Seninle konuşmalıyım, oğlum.
I need to talk with you alone.
Seninle yalnız konuşmalıyım.
I need to talk with you.
Seninle konuşmalıyım.
I need to talk with you.
- Sizinle konuşmam lazım.
I need to talk with you privately.
Özel olarak konuşmalıyız.
Abby, I need to talk with you.
Abby. Seninle konuşmalıyım.
Honey, I need to talk with you.
Aşkım, seninle konuşmam lazım.
I need to talk with you.
Seninle konuşmalıyız.
But I need to talk with you about the promo for the Chameleons line.
Ama seninle Chameleons kreasyonu kampanyası hakkında konuşmalıyız
- I need to talk with you for one second.
- Dinle, seninle konuşmalıyım. - Hayır! Hayır bırak beni.
I need to talk with you, Dr. House.
Seninle konuşmalıyım, Dr. House.
Christina, I need to talk with you.
Christina, seninle konuşmam lazım.
I need to talk with you.
Seninle konuşmam gerek.
I need to talk with you in your office.
Seninle ofisinde konuşmalıyım.
I need to talk with you.
Seninle konuşmamız gerek.
Do I need a permit to talk with you?
Konuşmak için izin mi almam gerekiyor?
I need to talk business with you.
- Sizinle iş konuşmak istiyorum.
I need to talk with both of you, as a matter of fact.
Aslında ikinizle de konuşmaya ihtiyacım var.
I need to talk about with you.
... Seninle konuşmalıyım.
I need you to come with me to Cleveland Thursday... You got it. ... to talk to The Food Chain.
"Food Chain" le görüşmek için Perşembe benimle Cleveland'a gelmeni istiyorum.
I don't need to talk with him. I thought you did.
Onunla oturup konuşmak istemiyorum.
Look, I know that your head must be spinning right now, and.... Maybe one of the things you're thinking is how unfair it is that right now, when you need to talk to someone most you're kind of stuck here with little more than a semi-stranger.
Bak, şu anda başının döndüğünü biliyorum, ve... ve bilmiyorum, şu anda belki de hiçbirşeyin adil olmadığını düşünüyorsun ve en çokbiriyle konuşmayı istediğin anda burada daha yeni tanıdığın biriyle oturuyorsun.
Already you can't talk to them, you don't need them to have kids with... you don't even need them to have sex with anymore... as I've just very pleasantly discovered.
Onlarla zaten konuşamıyoruz, ileride çocuk yapmak için onlara ihtiyacımız kalmayacak seks yapmak için onlara gerek duymayacağız ki zaten bunu keşfetmeye başladık.
Oh, can you tell me when you're done with the funny little man? I need to talk.
Komik, küçük adamla işinin ne zaman biteceğini söyler misin?
And like I said before, if you need somebody to talk to to help figure things out with it I just wanted to tell you that I'm here.
Dediğim gibi, konuşacak birine, bazı şeyleri anlamana yardım edecek birine ihtiyaç duyarsan, burada olduğumu bilmeni istedim.
I'm having a hard time with you here, and I need to talk to Fay.
Fay'le konuşmam gerekiyor ve sen yanımdayken bu zor.
There's something I need to talk about with you.
Seninle konuşmam gereken bir şey var.
No we don't... I just need to talk with you again, Tim.
Hayır ama seninle tekrar konuşmam gerekiyor, Tim.
I can put you in touch with a counselor if you need to talk. No, thank you.
Konuşmak istersen bir danışmanla görüşmeni sağlayabilirim.
I think you know we're obviously talking to the ones that want to be interviewed and the ones that can talk about it so they've, they've made their peace with it or they feel that the need to have people remember what happened is greater than whatever their pain might be in going back to that place in their lives in their memory.
Bence, bildiğiniz gibi, bizim burada konuştuğumuz insanlar ve hakkında konuştuğumuz konular, onların huzur içinde yada o zamanlarda neler olduğunu hatırlamak zorunda olan insanların çektikleri acılar, bu yere geldiklerinde, akıllarında kalanlardan daha güçlüydü.
I want you to take this puppet with you to court every day, and when you feel the need to talk to someone, I want you to whisper to him, okay?
Bu kuklayı her gün yanında mahkemeye götürmeni istiyorum, ve birisiyle konuşmak istersen, ona fısıldayabilirsin, tamam mı?
I've never lived with anybody before you, so don't know how to say this correctly... but I need you to not talk to me... for one whole hour.
Daha önce kimseyle beraber yaşamadım, o yüzden bunu nasıl söylerim bilmiyorum ama bir saat boyunca benimle konuşmamana ihtiyacım var.
Listen, Eva, I need to have a little talk with you about the Dandridge fund.
Dinle, Eva, Dandridge'lerin birikimleri hakkında seninle küçük bir konuşma yapmam gerekiyor.
I was on the road. My wife called and said, "You need to have a talk with your son."
Yoldayım, karım aradı ve dedi ki, "oğlunla konuşmalısın."
Do you remember that? I need to talk with him about that.
Bu konuyu onunla konuşmalıyım.
You can talk with the motorrad? Of course! But before that happens, I need to buy some parts.
Nişanlım bir silahla öldürüldüğü için, bu benim görevim.
If you could just bear with me a little longer, I need to talk with every one of you one at a time, so I promise to get you out of here as quickly as possible.
Biraz daha sabrederseniz, sizlerle teker teker konuştuktan sonra, söz, en kısa zamanda gideceksiniz.
- I need to talk to you about one of our transfer students, with whom I know you have a relationship.
Ne oldu? Seninle, alâkan olduğunu bildiğim bir transfer öğrencimiz hakkında konuşacağım.
You see, I'm in love with a woman and I need to talk to her, you understand?
Ben o kadına aşığım onunla konuşmaya ihtiyacım var.
Come with me, I need to talk to you.
Benimle gel, konuşmalıyız.
- They didn't want to say... but I think you need to talk with them.
- Söylemek istemediler ama bence onlarla konuşsan iyi olur.
I need to talk with Mrs Tyler on my own, thank you.
Bayan Tyler'la yalnız konuşmam gerek.
I'm going to do something I call the compliment sandwich... where I say something good, then talk about where you need improvement... and then end with something good.
Birşey yapacağım. Bu iyi dediğim yerde... sandvici öveceğim, sonra senin gelişmende neye, nerede ihtiyacın olduğuna bir bakacağız... ve sonra iyi birşey ile bitireceğiz.
I need to go somewhere and have a little talk with you.
Bir yere gidip seninle biraz konuşmalıyım.
Joey, we need to talk. I'm very angry with you.
Joey, konuşmamız gerek Sana çok sinir oluyorum.
I think you need to talk to someone... a professional... who deals with gender issues.
Bence, senin biriyle konuşmaya ihtiyacın var cinsiyet meseleleriyle uğraşan profesyonel biri...
Okay, well, can you tell whoever's dealing with things that I really need to talk to them?
Tamam, ilgili her kimse söyleyebilir misiniz onlarla konuşmam lazım?
I set this up, so if you want to be upset, be upset with me, but the two of you need to talk face to face.
Bunu ben ayarladım, eğer kızacaksan bana kız. Ama ikiniz yüz yüze konuşmalısınız.
Hey, I need to talk about some shit with you, man.
Bir konu hakkında seninle konuşmam gerekiyor, dostum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]