I should have listened to you traduction Turc
183 traduction parallèle
I should have listened to you and stayed on the boat.
Seni dinlemeliydim ve gemide kalmalıydım.
I should have listened to you in the first place.
Daha ilk başta seni dinlemeliydim.
I should have listened to you.
Seni dinlemeliydim.
I should have listened to you.
Keşke seni dinleseydim.
Wise old Badger. Sensible Rat. I should have listened to you.
Zeki Porsuk, duygusal Fare, sizi dinlemeliydim.
I guess I should have listened to you the other day, huh?
Sanırım, geçen gün seni dinlemeliydim.
I should have listened to you when you said don't talk to strangers.
Yabancılarla konuşma demenizi dinlemeliydim.
I should have listened to you about the car. I'm sorry.
Seni araba konusunda dinlemeliydim.Özür dilerim
I should have listened to you.
Seni dinleyecek.
Akela, I should have listened to you.
Akela, seni dinlemeliydim.
- I should have listened to you.
- Seni dinlemeliydim.
I should have listened to you in the first place.
Ben ilk etapta size dinledim.
Oh, I know, I should have listened to you.
Biliyorum, seni dinlemem gerekirdi.
I should have listened to you. It's a girl. Huh?
Bir kız.
I should have listened to you, spices, and sent him away.
Sizi dinlemeliydim, baharatlar ve onu yollamalıydım.
I should have listened to you from the beginning.
Daha en başında seni dinlemeliydim. Aklımdan neler geçiyordu, bilemiyorum.
- I should have listened to you.
Seni dinlemeliydim. Ben...
I should have listened to you, Chloe.
Seni dinlemem gerekirdi, Chloe.
I should have listened to you, Saul.
Seni dinlemeliydim, Saul.
I should have listened to you.
Seni dinlemem gerekirdi.
I should have listened to you this morning.
Sabah söylediklerini dinlemeliydim.
I should have listened to you.
Seni dinlemeliydim. Hiçbir zaman...
- I'm sorry, Sarah. I should have listened to you.
Seni dinlemeliydim.
i should have listened to you
Seni dinlemeliydim.
maybe i should have listened to you.
Belki de ben seni dinlemeliydim.
I should have listened to you and not told him the truth.
Seni dinlemeliydim ve ona gerçeği anlatmamalıydım.
- I should have listened to you.
- Keşke seni dinleseydim.
- I should have listened to you.
Sen haklıymışsın.
I should have listened to you, Dr. Silberman.
Sizi dinlemeliydim, Dr. Silberman.
Look, I should have listened to you guys When you told me that my show was killing people.
Sanırım benim gösterimin ölümleri sebep olduğunu söylerken sizi dinlemeliydim.
I should have listened to you about Ian.
Biliyorum. Ian konusunda seni dinlemeliydim.
- I should never have listened to you in the first place.
- Seni hiç dinlememeliydim. - Aah, kapa çeneni.
Perhaps I should've been an artist... then He would've listened to me as He appears to have listened to you.
Belki de sanatçı olmalıydım. O zaman dinlerdi belki beni. Seni dinliyor gibi gözüküyor.
- I never should have listened to you!
- Keşke seni hiç dinlemeseydim.
- I never should have listened to you!
- Asıl ben seni hiç dinlemeseydim.
You should have listened to me when I was talking to you.
Seninle konuşurken sözlerimi dinlemeliydin.
I should never have listened to you.
Seni hiç dinlememeliydim.
I should never have listened to you.
Seni asla dinlememeliydim.
Oh, Al, you should have listened to Cal.
- Cal'i dinlemeliydin Al.
- I should have never listened to you.
- Seni hiç dinlemeyecektim.
I should have listened to you.
Öyle mi?
I told you we never should have listened to those two slackers.
O iki tembeli asla dinlemememiz gerektiğini sana söylemiştim.
And I should have listened to Kreetago and destroyed you when I had the chance.
Ve ben Kreetago'yu dinleyip, hazır fırsatım varken sizi yok etmeliydim.
You guys should have just stayed home, not listened to a word I said.
Sizin evde kalmanız ve beni dinlememeniz gerekirdi.
I should have never listened to you.
Seni hiç dinlememeliydim.
I should never have listened to you. Making deals with a twenty year old child in a cheap suit!
Ucuz takım elbiseli 21 yaşındaki çocukla anlaşma yapmakmış.
I should have just listened to you that day.
O gün seni dinlemeliydim.
I should never have listened to you!
Seni asla dinlememeliydim!
You should have listened to me when I told you to convert.
Müslüman olmanı söylediğimde beni dinlemeliydin.
I should have listened to my gut feeling and stood by you.
Hislerime kulak verip sana destek olmalıydım.
I should never have listened to you and left my job.
Seni dinleyip işi bıraktık.