I told you about her traduction Turc
646 traduction parallèle
I told you about her.
Size ondan bahsetmiştim.
You know, I told you about her the other day - the one with the refined voice.
Sana geçen gün sözünü etmiştim. Hani zarif sesli olan.
I told you about her, remember?
Sana ondan bahsetmiştim, hatırladın mı?
I told you about her!
Sana ondan bahsetmiştim.
I told you about her.
Sana ondan söz etmiştim.
- Haven't I told you about her? - No!
- Sana ondan bahsetmemiş miydim?
I told you about her.
Sana bahsetmiştim.
Remember I told you about her?
Sana ondan bahsettiğimi hatırlıyor musun?
I told you about her, remember?
Hatırlıyor musun, ondan söz etmiştim?
Hey, you kind of fell for her, didn't you? What are you talking about? You asked me and I told you.
Ali Baba Motel'de kalıyorum.
Maybe if I told you her story, you'd change your mind... about the dead coming back.
Belki onun hikayesini size anlatırsam düşüncenizi değiştirirsiniz ölülerin geri gelişi hakkındaki düşüncenizi.
Anna, I thought you would have told them all about us.
Anna, bizim hakkımızda her şeyi anlatmışsındır sanmıştım.
She just told me all about it, and as I understand the facts of the case... you two aren't married at all.
Bana her şeyi anlattı. Ve anladığım kadarıyla siz evli bile değilsiniz.
I've told you everything I know about this.
Bildiğim her şeyi size söyledim.
I've told you everything I know about it.
Size bildiğim her şeyi anlattım.
I could have told you more about her! But now she's... a complete blank.
Ancak şimdi onu tamamen sildim.
I told you all about her.
Sana anlatmıştım ama.
When Susan told me about you and her, I was sore.
Susan bana ikinizi anlattığında, kırgındım.
You told her about Dennis trying to get Johnny out.
Dennis'in Johnny'i aradığını anlatan sensin.
- I told her about you.
- Ona senden söz ettim.
I gather that is when you told her about your plans for this garage?
Sanırım o gün galeri fikrinizi açtınız ona?
- I told you to shut up about her.
- Onunla ilgili konuşma dedim.
Ogata, if Emiko told you everything about my device, you should know why I can't let you use it.
Ogata, Emiko cihazımla ilgili her şeyi anlattıysa kullanmana neden izin veremeyeceğimi anlamış olmalısın.
I told her all about you.
Ona hep senden bahsetmiştim.
I told her all about you... and what you'd done.
Ona senden bahsettim... ve yaptıklarından.
I told her about you.
Ona senden söz ettim.
Oh, but I expect you've told Oliver all about him.
Oh, fakat Oliver'e onun hakkında her şeyi anlatmışsındır.
I've told her all about you.
Senin hakkında her şeyi ona anlattım.
I told her she should tell you about this,
Size bunu anlatmasını ona söylemiştim.
I told her all about you
Senin hakkında konuştuk.
I told her about you for a reason.
Ona senden söz etmemin bir sebebi vardı.
You know what I always told you about colored trash...
Sana her zaman o siyah pislikler hakkında ne dediğimi biliyorsun.
Knowing her as I do, I can safely assume she's told you nothing about herself at all other than she fancies she's in love.
Onu tanıyorsam sana aşık olduğu dışında kendisi hakkında hiçbir şey söylemediğini var sayabilirim.
He told me about his child, and he talked so warmly about her the same way I felt about you when you were small and mum left.
Bana çocuğunu anlattı ve ondan sevecenlikle bahsetti sen küçükken annen terk ettiği zamanki gibi hissettim.
- If you're quick about it... but don't tell her her I told you!
- Bu konuda çabuk olursanız... Benim söylediğimi, ona söyleme!
My sons told me all about you and I am much obliged.
Oğullarım hakkında her şeyi anlattı ve minnettar oldum.
I know everything about you, I've been told everything.
Sizinle ilgili her şeyi biliyorum.
Oh, I told Randolph all about you.
Sizinle ilgili her şeyi Randolph'a anlattım.
Do you? I told her to go off, but she keeps on hanging about.
Gitmesini söyledim ama orada takılıp kalmış.
I told you so much about her.
Sana onun hakkında çok şey anlatmıştım.
She did call yesterday while I was setting up the Doppler scene, and I told her about the trick that you played on me with the gun.
Ben dün Doppler sahnesi için hazırlık yaparken aradı bana silahla oynadığın oyunu anlattım.
She knows you are a doctor, but i haven ´ t told her about you special field of study.
Doktor olduğunuzu biliyor ama uzmanlık alanınızı söylemedim.
Frank, I notified Commissioner Delaney about everything you told me.
Frank, Müdür Delaney'e bana anlattığın her şeyi bildirdim.
I told my wife about it and she wondered if you couldn't show it to her.
Ondan eşime bahsettim, ona da gösterip gösteremeyeceğini merak etti.
I told her about you and Lucita.
Ona, siz ve Lucita'dan bahseden de bendim.
You think I should've told her? About the aquacade? Oh, Bill, honestly.
Eğer seni rahatlatacaksa, benim annem seninkinden de berbat.
- I told you about her.
Patti kim?
There's no room right now, but I told her about you and they'll take the little ones to help you breathe a bit.
Şimdilik oda yok ; ama ona senin durumunu anlattım onlar da biraz nefes alabilmen için küçükleri alacaklar.
Anjali told me about the swing you rigged up for her. For her... i s a cherished childhood memory.
Anjali bana senin ona yaptığın şu salıncaktan bahsetmişti.
Rohit, we've told each other about everything... except one thing... that you perhaps forgot to ask... and I forgot to tell you
Rohit, birbirimize her konuyu anlattık. Bir şey hariç. Belki sen sormayı, ben de söylemeyi unuttum.
But, you know, I have a psychic, and I asked her about you, and she told me that we were destined to make it together.
Bana birbirimizin alnına yazıldığımızı söyledi.