I told you everything i know traduction Turc
387 traduction parallèle
I told you everything I know.
Bildiğim her şeyi anlattım!
I told you everything I know!
Size bildiğim her şeyi anlattım! Daha ne olacağını anlamıyorum...
I told you everything I know.
Bildiğim herşeyi anlattım.
Listen, I told you everything I know.
Dinle sana bildiğim her şeyi söyledim.
I told you everything I know.
Size bildiğim herşeyi anlattım.
I told you everything I know.
Açılması için her şeyi söyledim.
- I told you everything I know.
- Sana bildiğim herşeyi söyledim.
I told you everything I know.
Bildiğim her şeyi anlattım.
I told you everything I know.
Size bildiğim her şeyi anlattım.
I have nothing to say, I told you everything I know. You've been asking the same questions.
Söyleyecek bir şey yok, herşeyi anlattım aynı soruları sormayın!
I told you everything I know. I know that, because I said, "This is everything I know."
Bunu biliyorum çünkü "Tüm bildiğim bu kadar." dedim.
But I've told you everything I know.
Ama size bildiğim her şeyi anlattım.
I know it's superstition, but an old Hindu told me that if you touch an elephant's trunk, and he raises it, everything will be all right.
Batıl inanç, biliyorum, ama yaşlı bir Hindu, file dokunduğunda hortumunu kaldırırsa her şey yoluna girer, demişti.
I've told you everything I know about this.
Bildiğim her şeyi size söyledim.
I've told you everything I know about it.
Size bildiğim her şeyi anlattım.
I've told you everything I know that can be of help.
Size yardımı dokunabilecek tüm bildiklerimi anlattım.
Have I told you everything you want to know?
Bilmek istediğinizi her şeyi anlattım mı?
I've told you everything I know.
Size bildiğim her şeyi anlattım.
I've told you everything you need to know.
Bilmeniz gereken her şeyi size söyledim.
Ogata, if Emiko told you everything about my device, you should know why I can't let you use it.
Ogata, Emiko cihazımla ilgili her şeyi anlattıysa kullanmana neden izin veremeyeceğimi anlamış olmalısın.
You know, I told him this would happen one of these days, the way he leaves everything unlocked.
Kapıyı bacayı böyle açık tutmaya devam ederse günün birinde bunun olacağını söylemiştim ona.
You have told me everything I should know, excepting your price for my support of you against your brother.
Bilmem gerekenleri, senden öğrendim,... ödülün dışında kardeşine karşı seni destekliyeceğim.
I know everything about you, I've been told everything.
Sizinle ilgili her şeyi biliyorum.
Well then, you also heard that I told your friend everything I know.
Ayrıca, arkadaşların her şeyi anlattı, biliyorum.
What else do you want from me I already told you everything I know.
Başka ne dememi istiyorsun, bildiğim her şeyi anlattım.
I've told you everything I know.
Sana bildiğim her şeyi söyledim.
I've told you everything there is to know.
Bilmen gereken her şeyi sana söyledim.
I just want you to know I told them everything.
Sadece onlara her şeyi anlattığımı bilmeni istedim.
I must know everything he`s told you if l`m to help.
Eğer yardım edeceksem, size söylediği her şeyi bilmeliyim.
I guess I've told you everything I know then.
Bu durumda sana bildiğim her şeyi anlatmışım.
You know I meant everything I told you.
Biliyor musun sana söylediğim her şeyde samimiydim.
I told you, I know everything.
Söyledim, herşeyi biliyorum.
Bubba told me everything he knew about shrimping, but you know what I found out?
Bubba karides avcılığı hakkında bildiği her şeyi anlatmıştı ama ne öğrendim biliyor musunuz?
I mean, besides, what do I know about Buffalo? I mean you only told Shep about the wife and everything.
Shep'e karından bahsetmişsin, o kadar.
You told me everything but what I need to know.
Bana her şeyi söyledin ama ne bilmem gerekiyor.
For what it's worth you should know that I've told Jake the truth about my visit to you, why I brought him here everything.
Ne pahasına olursa olsun Jake'e gerçekleri söylediğimi bilmelisin. Seni ziyaretimi, neden onu buraya getirdiğimi, her şeyi.
- I've told you guys everything I know.
- Sizlere bildigim her seyi anlattim.
I already told you everything I know.
Ben zaten bildiğim herşeyi anlattım sana.
But I Gotta Tell You, I Already Told Everything I Know To The Police.
Sana anlatacağım ama, bildiğim herşeyi polise zaten anlattım.
- I told him. He wants to know everything about you.
Senin hakında her şeyi öğrenmek istiyor.
I have told you that I will offer my beliefs, my affiliations and everything else to the American public and they will know where I stand as they do from what I have written
Size diyorum ki inandıklarımı, bağlantılarımı ve diğer her şeyi Amerikan halkına sunacağım, onların da yazdıklarımdan benim bu işin tam olarak neresinde olduğumu anlayacaklardır.
That's exactly what I told you with the purple and everything, you know. Wow!
Size mor güzel durur dememiş miydim?
I told Pepper everything. We were in this mess together, you know?
Pepper'a her şeyi anlattım.
Listen, I've told you everything I know.
Bakın, size bildiğim her şeyi anlattım.
I have told you everything I know.
Bildiğim her şeyi size söyledim.
I told you everything you need to know!
Size her şeyi anlattım.
What are you talkin'about? You told me to tell you. I thought you wanted to know everything.
Her şeyi bilmek istediğini sanıyordum.
Er, no, look, I've already told you everything I know.
Hayır. Bak. Bildiğim herşeyi, anlatmıştım zaten size.
Look, I already told you guys everything I know.
Bak, size bütün bildiklerimi zaten söyledim.
I've told you everything I know.
Yabancılarla dolu. Size bildiğim her şeyi söyledim.
I've already told you everything I know.
Bildiklerimi anlattım zaten.