I tried to stop her traduction Turc
167 traduction parallèle
She came out and I tried to stop her, but she wouldn't listen.
Onu durdurmaya çalıştım ama beni dinlemedi.
I tried to stop her but she likes it better home.
Onu durdurmaya çalıştım ama evde kendini daha iyi hissediyor.
I tried to stop her, but she vanished into thin air.
Onu durdurmaya çalıştım, ama bir anda ortadan kayboldu.
I tried to stop her, but failed
Durdurmaya çalıştım ama beceremedim.
I tried to stop her, but she said someone was waiting for her.
Durdurmaya çalıştım ama birisi bekliyormuş.
I tried to stop her, and she threatened to...
Onu durdurmaya çalıştım, bana tehditler...
I tried to stop her but she had a gun.
Onu durdurmaya çalıştım ama elinde silah vardı.
I tried to stop her, sir!
Onu durdurmak istedim, efendim.
I tried to stop her, but she overpowered me.
Onu durdurmayı denedim, ama beni ezdi geçti.
I tried to stop her and she shot me in the arm...
Onu durdurmaya çalıştım ama beni kolumdan vurdu...
I tried to stop her, but she insisted on seeing Paris and Helen first.
- Onu durdurmaya çalıştım, ama o ilk önce Paris ve Helen'ı görmekte ısrar etti.
I tried to stop her from leaving, Captain, but she got very hostile and... bit me.
Ayrılmasını engellemeye çalıştım, Kaptan, ama çok düşmanca davrandı ve... beni ısırdı.
- I tried to stop her.
Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to stop her.
Onu durdurmaya çalıştım.
I had a premonition that Aviva was going to hurt you, so I tried to stop her. I should've listened to you, Prue.
Aviva'nın seni yaralayacağını gördüm, ve onu durdurmaya çalıştım.
When she said that she was going to call the cops, I tried to stop her to find out what happened, and she kept going for the door, and I just lost it.
Polisleri çağıracağını söylediğinde, neler olup bitiyor öğrenmesini engellemeye çalıştım, ve kapıya ulaşmaya çalışınca da, kendimi kaybediverdim.
Sorry, you got a parking ticket. I tried to stop her... but it was too late. It had already started to rain.
Maalesef, konuştum ama çok geçti.
I tried to stop her!
Onu durdurmayı denedim!
I tried to stop her.
Durdurmaya çalıştım.
I want you to know I tried to stop her.
Onu durdurmaya çalıştığımı bilmeni istiyorum.
- Look... I tried to stop her.
Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to stop her coming, sir.
Gwyn'in gelişini engellemek için elimden geleni yaptım efendim.
"My wife had the kids ready. She was all set to leave." " I tried to stop her.
" Eşim çocukları hazırlamış, evi terk etmek üzereydi engellemeye çalıştım.
I tried to stop her, I swear.
- Onu durdurmaya çalıştım. Yemin ederim.
I tried to stop her.
Onu durdurmayı denedim.
I tried. I tried to stop her.
Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to stop her.
Ona engel olmaya çalıştım.
I tried to stop her, but she's really strong.
Onu durdurmaya çalıştım, ama çok güçlüydü.
I tried to stop her from packing, but I can't reason with her.
Durdurmaya çalıştım ama onu ikna edemiyorum.
I tried to stop her, but she insisted.
Onu vazgeçirmeye çalıştım, ama ısrar etti.
I tried to stop her, and she attacked me and left me here.
Onu durdurmaya çalıştım ama bana da saldırıp burada bıraktı.
Dr. Jeffries, I tried to stop her.
Dr. Jeffries, onu durdurmayı denedim.
I tried to stop her, really.
Onu durdurmayı denedim, gerçekten.
- I tried to stop her.
- Onu durdurmaya çalıştım.
I've had to believe you. But I don't believe you tried to stop that hanging.
Sana her konuda inandım ama asma işini engellemeye çalıştığına inanmıyorum.
I tried to stop her, but before I could say,
Onu durdurmaya çalıştım,
No, I tried to get her to stop.
Hayır. Onu bıraktırmaya çalıştım.
I tried to save her, but I couldn't make them stop.
Onu kurtarmaya çalıştım ama onları durduramadım.
I have tried everything to stop him.
Onu durdurmak için her şeyi denedim.
- l tried to stop her. I really did.
- Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to wrap a towel around her wrist to stop the bleeding but she wasn't bleeding.
Kanamayı durdurmak için bileğine havlu sarmayı denedim ama kanı akmıyordu artık.
I should have tried to stop her.
Onu durdurmaya çalışmalıydım.
I tried to get her, but I couldn't stop her.
Onu tutmaya çalıştım ama durduramadım.
Why didn't you stop her I tried to There's just no time
Onu neden durdurmadınız? Denedim. Zaman kalmadı.
He tried everything to stop me and in the end I didn't go.
Beni durdurmak için her şeyi denedi ve sonunda gitmedim.
If I'd known what she was doing, I would have tried to stop her.
Ne yapacağını bilseydim onu durdurmaya çalışırdım.
He killed Martine to stop her telling the rest of the family what he tried to do to her all those years ago.
Martine'i, yıllar önce neler yaptığını aileye anlatmasın diye öldürdü.
- I tried to stop her.
- Onu durdurmayı denedim.
She killed Frank, I only tried to stop her. I'm sorry.
Onu durdurmaya çalışsam da başaramadım.
That's why at first... I showed her a dreadful surgery on tape and tried to stop her.
O yüzden ilk önce kasetteki o ürkütücü ameliyatı izlettirip, durdurmaya çalıştım.
I tried to stop it but it just happened so fast!
Durdurmayı denedim, ama her şey çok hızlı oldu. Kenara çektiler ve dan!