I want to play a game traduction Turc
64 traduction parallèle
I want to play a game with you.
Seninle bir oyun oynamak istiyorum.
I want to play a game with you, Dr. floyd.
Sizinle bir oyun oynamak istiyorum.
- I want to play a game.
Oyun oynamak istiyorum.
I want to play a game.
Bir oyun oynayalım.
Dr. Gordon, I want to play a game.
Bir oyun oynamak istiyorum.
I want to play a game.
Bir oyun oynayacağız.
I want to play a game.
Oyun oynayacağız.
But first, I want to play a game.
Ama önce, bir oyun oynamak istiyorum.
I want to play a game.
Bir oyun oynamak istiyorum.
I want to play a game.
Bir oyun oynamak.
I want to play a game.
Seninle bir oyun oynamak istiyorum.
I want to play a game.
Sizinle bir oyun oynayalım.
I want to play a game of matrak with you.
Yalnız ben seninle matrak oynamak isterim.
Yeah, I want to play a game.
- Evet, oyun oynamayı severim.
I want to play a game.
Şehre inmek ister misin?
I don't think I want to play a game.
Oyun oynamak istemiyorum sanırım.
I want to play a game with you.
Seninle oyun oynamak istiyorum.
I want him to play a big game.
Onun oyunu büyük oynamasını istiyorum.
Shall I sing to you, or do you want to play a game?
Şarkı mı söyleyeyim yoksa bir oyun mu oynamak istersin?
"Because it's a brand new game and I want to play."
"Because it's a brand new game and I want to play."
I say, does anyone here want to play a game of Scrabble?
Scrabble oynamak isteyeniniz var mı?
I want a guy who can play 36 holes and still have enough energy to take me and Warren to a ball game and eat hot dogs.
Öyle bir erkek arıyorum ki 36 delikten sonra bile hala beni ve Warren'ı top oynamaya görürecek enerjisi olsun ve Hot dog yiyecek
Nothing. I just want to play a game with you for 72 hours.
derdim yok sadece bu 72 saat içinde seninle bir oyun oynamak istiyorum
Look, guys, I know you want me to lose but Spangler insisted I play a real game.
Bakın, çocuklar, kaybetmemi istediğinizi biliyorum ama Spangler gerçek oyunumu oynamam konusunda ısrar etti.
It's just that I love this game and want a chance to play it too.
Öyle yapmak istememiştim. Bu oyunu çok seviyorum ve oynama fırsatı bulabilirim diye umuyordum.
If you want it. I've got a game for you to play.
Seninle bir oyun oynayacağız.
The game I want to play is very similar to the one that you've been playing as a drug dealer.
Bu oyun, uyuşturucu satarken oynadığın oyunun aynı... Senin mesleğin gibi.
Mr. Wolfe, I want you to do me a favor. Play the game.
Bay Wolfe, oyunu oynamanızı rica ediyorum.
I chose to play the game and enter the public arena because I don't want to live in an antiliberal country, governed by immature forces and by men who are tied to a politically and economically disastrous past.
Dürüstçe davranmayı ve halkın mücadelesine katılmayı seçtim çünkü liyakatsiz eller ve geçmişte yaşanan politik ve ekonomik felaketlerde sorumluluğu olan insanlar tarafından yönetilen, anti liberal bir ülkede yaşamak istemiyorum.
I didn't want to play a drinking game.
İçki oyunu oynamak istemiyordum.
I know you don't want to play with me, but it's a really awesome game.
Benimle oynamak istemediğini biliyorum ama gerçekten harika bir oyun.
You're very good at a game that I don't want to play, so I'm done here.
Oynamak istemediğim bir oyunda fazla yeteneklisin, buradaki işim bitti.
A video game, but I get to play it whenever I want.
Bir video oyunu ama canım istediğinde ben oynayacağım.
It's not a game I want to play.
Bu oyun değil.. .. Ben oynamak istiyorum.
I want you to join us when we play a soccer game why?
Futbol oynadığımızda, bize katılmanı istiyorum. Neden?
- Look, if you want to play a game, I've got a proper game, not a shit one.
- Eğer oyun oynamak istiyorsan ben düzgün bir oyun biliyorum, boktan bir şey değil.
Goddamn it, I just want to sit around with my family and play a fucking game of charades!
Allah Kahretsin, sadece ailemle birlikte oturmak ve kahrolası sessiz sinema oyununu oynamak istiyorum.
I don't want to play a game!
Oyun oynamak istemiyorum!
Before that I want to play with her a game
Bundan önce ona bir oyun oynamak istiyorum!
Do you want to play a fun game with me that I made up called chess-risk?
Benim bulduğum Satranç-Risk isimli, eğlenceli oyunu oynamaya ne dersin?
I don't want to play a game with you.
Senle oyun oynamak istemiyorum.
I want you to play a smart game, pass the ball. Keep it tight. High pressure, all right?
Sizden istediğim akıllı bir oyun oynanız, paslaşmanız ve topu ayağınızda tutmanız.
Now we got some evidence, I want to play a little game.
Şimdi biraz kanıtımız var ve ufak bir oyun oynamak istiyorum.
I'm sorry, I'm getting upset. If-if you want to get a nomination, you got to play the game.
Eğer aday olmak istiyorsanız, oyunu oynamanız gerek.
Nah, I don't want to play a game to get an award.
Ödül almak için oyun oynamak istemiyorum. Ezik geliyor bana.
I don't want to play a game.
Oyun oynamak istemiyorum.
You know, I could give you a whole line, turn on the charm, play the game, but I don't want to do that.
Bilirsin sana replik okuyup, etkilenmeni sağlayabilir... oyun oynarım ama bunu yapmak istemiyorum.
I've got a game open. I want to play it.
Oynamak istiyorum.
He seemed to dislike that I didn't want to play a-a courting game.
Ben bir flörtleşme oyunu oynamayınca hoşuna gitmemiş gözüktü.
But if this is a game, and I think it is, then... then they probably want us to go out there and play.
Ancak bu bir oyundur ve sanırım öyle, O zaman... muhtemelen oraya gitmemizi ve oynamamızı istiyorlar.
Mommy, I don't want to play a game.
Anne, oyun oynamak istemiyorum.