I want to talk to you traduction Turc
5,444 traduction parallèle
I want to... I want to talk to you there, champ!
Seninle orada konuşmak istiyorum şampiyon.
I want to talk to you.
Seninle konuşmak istiyorum.
'Cause you know that I want to talk to you... Still.
Çünkü sadece seninle konuşmak istediğimi biliyorsun.
You know, speaking of Tom, there's something I want to talk to you about.
Tom'dan bahsetmişken, seninle konuşmak istediğim bir şey var.
But, it's not what I want to talk to you about.
Ama senle konuşmak istediğim bu değil.
Uh, and I want to talk to you so badly right now.
Seninle konuşmayı çok istiyorum.
Heidi and I want to talk to you aftewvards.
Sonrasında Heidi ile seninle bir şey konuşmak istiyoruz.
I don't want to leave a message, I want to talk to you!
Mesaj bırakmak istemiyorum, seninle konuşabilmek istiyorum!
Well, since you brought it up, and I didn't, because I don't want to talk about it, what were you thinking?
Madem konuyu açtın... Konuyu ben açmadım çünkü bundan bahsetmek istemiyorum. Aklından ne geçiyordu ki?
I mean, you want to talk about unfair advantages?
Haksız avantajlardan mı bahsetmek istiyorsunuz?
That's not the relationship I want, but I am glad he has you and Lukas to talk to... really.
İstediğim ilişki şekli bu değil. Ama seninle ve Lukas'la konuşabildiği için gerçekten çok mutluyum.
I thought you said you didn't want to talk to me ever again.
Benimle bir daha konuşmak istemediğini söylediğini sanıyordum.
I'm gonna invite somebody onto the stage now who wants to talk to you, and I want you to listen to him.
Şimdi sahneye sizinle konuşmak isteyen birini çağıracağım Sizi temin ederim söyleceklerini duymak istersiniz.
I just don't want to talk to you.
Seninle konuşmak bile istemiyorum.
Shut your mouth, I don't want to hear you talk.
Yavaşça, duymak istemiyorum bunu.
- Shut up, I said I didn't want to hear you talk!
- Kapa çeneni.
I want to talk about the trade, you for Diego.
Seninle Diego arasındaki takas hakkında konuşmak istiyorum.
I know you don't want to talk to me right now, but I just wanted to say that...
Şu anda benimle konuşmak istemediğini biliyorum. Ama şunu söylemek istiyorum ki...
If it's okay with you, I don't want to talk about it.
Eğer senin için sorun olmayacaksa bunu konuşmak istemiyorum.
I also do know that she doesn't have to talk to you if she doesn't want to.
İstemediği sürece sizinle konuşmak zorunda olmadığını da biliyorum.
I was just, uh, wondering- - I mean, I know things are kind of crazy and you're probably busy, but maybe you might want to come to campus and we can get a drink or, I don't know, talk.
Merak ediyordum da işlerin delice olduğunu ve büyük ihtimal meşgul olduğunu biliyorum ama belki kampüse uğramak istersin.
I need to talk to you, but I didn't want to do it over the phone.
Ama telefonda konuşmak istemiyorum.
I don't want to hear your voice, I don't want to talk to you,
Sesini duymak istemiyorum, seninle konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk to you, I don't even want to look at you, and I sure as hell don't want to be your friend.
Seninle konuşmak istemiyorum, sana bakmak bile istemiyorum. Arkadaşın olmayı ise hiç mi hiç istemiyorum.
Not here to fuck with you, Cyrus. I want to talk business.
Fazla vaktini almayacağım Cyrus, iş konuşmak istiyorum.
It's none of my business, I know, but I want you to know that, uh, if you need someone to talk to... I don't judge.
Beni ilgilendirmez, biliyorum ama şunu bilmeni istiyorum, konuşacak birine ihtiyacın olursa yargılamayacak birine...
Jane, I don't want to talk about this with you right now.
Jane, seninle şu an bunu konuşmak istemiyorum.
Now, I want you all to know how much we appreciate your patience and your loyalty, Cyrus, and because talk is cheap and liquor is not, drink are on the house.
Gösterdiğiniz sabır için ne kadar minnettar olduğumuzu hepinizin bilmesini istiyorum ve sadakatiniz için Cyrus çünkü laf boştur ve içki değildir. İçkiler müesseseden.
You know, I really did want to speak with you first because I wanted to make sure that we got a little extra time to talk together.
İlk sizinle konuşmak istedim çünkü sizinle uzun uzun konuşmak için daha fazla vakit ayırdığımdan emin olmak istedim.
I don't want to talk to you.
Seninle konuşmayacağım.
With that being said, I want this place to be a place where you all feel free to talk within the given guidelines.
Bununla birlikte, burasının rehberiniz olmadan istediğinizi söyleyebildiğiniz bir yer olmasını istiyorum.
- Vee, I want you to talk to the girls at the hospital, see what they can tell us.
Vee, hastanedeki kızlarla konuşmanı istiyorum. Bakalım ne söyleyecekler.
Sorry I keep leavin'you all these messages, man. I just... I really want to talk to you about this... this music thing I've been trying to work out.
Mesaj bırakıp durduğum için üzgünüm adamım, sadece bir süredir üzerinde çalıştığım şu müzik olayıyla ilgili seninle konuşmak istiyordum.
You want me to talk turkey, well, gobble, gobble I want rideshares gone.
Açık konuşmamı istedin, al sana dobra dobra. Ortak araç istemiyorum.
What I mean is, I don't want to talk about it with you or anyone else.
Kısacası, bu konuyu ne sizinle ne de bir başkasıyla konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk to you.
Seninle konuşmak istemiyorum.
I just want to talk to you.
- Şimdi olmaz. Seninle sadece konuşmak istiyorum.
And beating up B613 agents isn't going to make him talk to you, so I'm here to find out what you want.
Bir B613 ajanını dövdüğün an onunla konuşma hakkını kaybettin. Bu yüzden ne istediğini öğrenmek için buraya geldim.
I want to help you, Grayson, I do, but all we've done is drive around while you talk crazy.
Sana yardım etmek istiyorum, Grayson gerçekten ama tek yaptığımız sen delice konuşurken arabayla dolaşmak.
I get it. I get why you don't want to talk about that.
Neden bunu konuşmak istemediğini anlıyorum.
You ever want to talk about anything... I'm here.
Eğer konuşmak isteyeceğin bir şey olursa....... ben buradayım.
Go away. I don't want talk to you.
Git başımdan, seninle konuşmak istemiyorum.
And I really don't want to talk about it with you.
Ve bu konuda seninle gerçekten konuşmak istemiyorum.
- I want you to talk to him.
- Onunla senin konuşmanı istiyorum.
I want us to make a pact between you and me that we'll always have this safe place where we can talk about things that other people might not understand.
Bir anlaşma yapalım. İkimizin arasında. Başka insanların anlayamayacağını düşündüğümüz bir şey olursa....... bunu birbirimizle konuşmaktan asla çekinmeyeceğiz.
You want to talk, I'll be at my desk.
Konuşmak istersen, masamdayım.
I want to talk to you about her situation.
Ne oldu ki?
I don't want to talk to you. Don't.
Seninle konuşmak istemiyorum.
I know you don't really want to see me or talk to me right now, and I'm still really annoyed about that.
Şu anda beni görmek yada konuşmak istemediğini biliyorum ve bu durum beni hala rahatsız ediyor.
I want to talk directly to you.
- Seninle doğrudan konuşmak isterim.
I don't want to talk with you!
Seninle konuşmak istemiyorum!