I wasn't thinking traduction Turc
1,111 traduction parallèle
And I been thinking... I wasn't gonna bring this up, but I might as well now.
Aslında bundan bahsetmeyecektim, ama şimdi konuşabilirim.
I wasn't thinking.
Özür dilerim, aklıma gelmedi.
Listen, I wasn't thinking about it, but if I ever do go out with her again, the first sign of trouble, I'll back off.
Her neyse. Bak, düşünmüyordum ama eğer onunla bir daha çıkarsam....bir sorun fark ettiğim ilk an geri çekileceğim, tamam mı?
I wasn't even thinking.
Sam, hiç düşünmemiştim.
- I wasn't thinking.
- Düşünmeden oldu.
- I wasn't thinking.
- Düşünmeden hareket ettim.
No, I wasn't thinking about everybody. I was just thinking about me.
Ben herkesten değil, kendimden söz ediyorum.
I WASN'T EVEN THINKING OF HIGHER EDUCATION TILL I FOUND THIS.
Bunu görene kadar okumaya bile isteğim yoktu.
I wasn't here in a classroom... hoping I was right, thinking about it.
Burada derste değildim. İyi ki de değilmişim.
I wasn't thinking of Heather.
Bir kadını düşünmüyordum.
You know, when my father died, I spent a lot of time thinking I wasn't such a great son.
Bilirsiniz... babam ölünce çok düşündüm.
I wasn't thinking anything of the sort...
Kötü birşey düşünmemiştim...
He says, I wasn't thinking of spending that kind of money. Ha, ha, ha, ha
Adam da parasını böyle bir şey için harcayabileceğini daha önce aklına bile getiremediğini söyler.
You called, I wasn't home, the school's in the ghetto... and you started thinking about terrible things that could happen... thereby causing you inconvenience.
Aradın. Evde değildim. Okul arka mahallede ve sen bana olanların sana huzursuzluk....... yarattığını söylüyorsun.
Well, you'll be thinking right, except you wasn't sporting that pussy-tickler last time I seen you.
Bildin. Son görüştüğümüzde bıyığın yoktu ama.
I just wasn't thinking about anyone but myself.
O sırada kendimden başkasını düşünemiyordum.
I wasn't thinking.
Bilerek yapmadım.
I wasn't going to say that. But that's what you were thinking.
Ama düşündüğün buydu.
Okay, okay, I wasn't thinking too clearly.
Tamam, tamam. Pek sağlıklı düşünemiyordum.
LOOK, I WASN'T EVEN THINKING ABOUT THAT, I SWEAR.
Bak, bunu aklımdan bile geçirmiyordum, inan bana.
God. I'm sorry, sir, I wasn't thinking.
Özür dilerim efendim, düşünmemiştim.
- Jeez, boss, I wasn't thinking.
- Patron, akıl edemedim.
- The thing I wasn't thinking of! - The thought?
Benim düşünmediğim şey.
I wasn't even thinking about tonight.
Zaten bu akşamı düşünmüyordum bile.
You got to remember, I wasn't thinking very clearly.
Sen hatırlamalısın, ben pek iyi düşünemiyordum.
I wasn't thinking very clearly.
Bir cinayete şahit olmuşsun, laboratuvara geri mi dönüyorsun?
You know, I say things like, "Oh, honey, I wasn't laughing at you. I was just thinking of a joke."
Mesela ben, "Hayır, tatlım, sana gülmüyordum aklıma bir fıkra geldi de," gibi şeyler söylerim.
I wasn't thinking.
Bir şey düşünmüyordum.
Upon reflection, though I haven't had much time I think I wasn't thinking of anything.
Etkinin üzerinde düşünmek için pek zamanım olmadı sanırım hiçbir şey düşünmüyordum.
I wasn't even thinking about you and my father!
Seninle babamı düşünmedim bile.
I wasn't thinking about it.
bir an unuttum gitti.
Well, I hope I wasn't too young in my thinking for you.
Umarım seni düşünmek için çok genç değilimdir.
- I said I wasn't thinking straight.
- Doğru düşünemediğimi söyledim.
I jut wanted Yong so bad... I wasn't thinking
Yong'ı yakalamayı çok isterdim düşünemedim.
No. I just wasn't thinking.
Sadece düşünemedim.
And when I was in bed with him, I wasn't thinking about death.
Ama onunla yataktayken ölüm aklımdan çıkıyordu.
I wasn't thinking of spirits, but I've some nice fresh leeches.
Alkollü bir şeyleri kastetmemiştim, ama taze sülüklerim var.
I wasn't thinking.
Düşünmüyordum.
- I wasn't thinking.
- Aklıma gelmedi.
To be honest with you, I wasn't thinking about you.
Dürüst olmak gerekirse, sizi düşünmüyorum.
I wasn't thinking about dying.
Düşündüğüm şey ölüm değil.
I wasn't thinking.
Dusunmedim.
- "I wasn't thinking about that." - "Liar."
- Bunu düşünmüyordum. - Yalancı.
I wasn't thinking.
Bu aklıma gelmemişti.
No, I wasn't thinking that.
Hayır, bunu düşünmüyordum.
I wasn't thinking about the rest of my life.
Hayatımın geri kalanını düşünmüyordum.
Yeah, I guess I just wasn't thinking. Damn straight!
- Galiba düşünmüyordum.
I wasn't thinking.
Düşünmüyordu.
I wasn't thinking about the children.
çocukları düşünmüyordum.
Sorry, I wasn't thinking. I was in a hurry.
Özür dilerim, o kadar düşünemedim.
When I met her, I wasn't thinking.
Onunla karşılaştığımda, düşünmüyordum.
i wasn't thinking straight 33
i wasn't thinking that 18
i wasn't listening 61
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't expecting that 35
i wasn't invited 33
i wasn't talking to you 127
i wasn't looking 38
i wasn't thinking that 18
i wasn't listening 61
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't expecting that 35
i wasn't invited 33
i wasn't talking to you 127
i wasn't looking 38
i wasn't there 230
i wasn't ready 79
i wasn't alone 27
i wasn't sure 126
i wasn't sleeping 39
i wasn't scared 51
i wasn't asking 33
i wasn't doing anything 47
i wasn't worried 33
i wasn't lying 51
i wasn't ready 79
i wasn't alone 27
i wasn't sure 126
i wasn't sleeping 39
i wasn't scared 51
i wasn't asking 33
i wasn't doing anything 47
i wasn't worried 33
i wasn't lying 51