I won't be alone traduction Turc
157 traduction parallèle
Now I won't always be alone, worrying.
Hep yalnız ve endişe içinde olmayacağım.
I won't be alone. I'm gonna marry Thor.
Ben yalnız olmayacağım, Thor'la evleneceğim.
I won't be alone.
Yalnız da olmayacağım.
I won't be alone.
Yalnız olmayacağım.
I'll be waiting for you, Allison. And he won't be coming alone!
Allison senin için burdayım, Ve yalnız da beklemiyecek!
Anyway, it's silly of me'cause I won't be alone most of the time.
Her neyse, bu benim aptallığım, çünkü çoğu zaman yalnız olmayacağım.
I won't be there alone.
Orada yalnız olmayacağım.
But if I do, I won't be alone.
Eğer bunu yaparsam yalnız olmayacağım.
I won " t be alone long.
Uzun süre yalnız kalmam.
You won't be alone any more because I'll be with you always.
Artık hiç yalnız kalmayacaksın. Ben yanında olacağım.
But I know that I won't be able to do a lot alone
Yalnız tek başıma elimden bir şey gelmez!
I'll soon be back. Then you won't be alone.
Kısa süre sonra dönmüş olurum.
Well, I'm sure you won't be alone.
Yalnız olmayacağına eminim.
Come alone, or I won't be there...
Yalnız gel, yoksa gitmiş olurum...
I hear you but, without knowing what they look like knowing their names alone won't be much help.
Seni anlıyorum ama, neye benzediklerini bile bilmeden sadece isimlerini bilmenin bir yararı olacağını sanmıyorum.
Is there a corner we could be alone, I promise we won't be 1 0 minutes.
Yalnız kalabileceğimiz bir köşe var mı? Söz 10 dakika bile sürmez.
I won't be leaving you alone much.
Seni fazla yalnız bırakmam.
And if the man we elected President decides that our freedoms are being threatened and that the world must be made safe for democracy, then I know I won't be alone in heeding the call of patriotism!
Başkan seçtiğimiz kişi özgürlüklerimizin tehdit altında olduğuna ve dünyayı demokrasinin olduğu güvenli bir yer hâline getirmeye karar verirse yalnız olmadığımı anlayacağım!
Anyway, I won't be alone.
Zaten, yalnız değilim.
I'll visit her, she won't be alone.
Onu ziyaret ederim, yalnız kalmaz.
Well, when I find my sisters, I won't be alone, so go away.
Kızkardeşlerimi bulduğumda ben... yalnız olmayacağım, onun için defol.
Now, well, since you claim to be alone in the house, Mrs Popey, I'm sure you won't mind if we have a quick look around?
Madem evde yalnızsınız Bayan Popey etrafa hızlıca bir baksak rahatsız olmazsınız herhalde?
I hope you won't mind but... I need to be alone.
Umarım alınmazsın, ama... yalnız kalmak istiyorum.
By the way, I won't be alone.
Bu arada, yalnız gelmiyorum.
If you want to be alone or want to be just with your family today I won't be offended.
Eğer bugün yalnız olmak ve ailenle kalmak istiyorsan buna gücenmem.
I think you two are gonna make a really terrific couple, and, uh, I ´ m really glad that you won ´ t be alone anymore.
Bence ikiniz mükemmel bir çift olacaksınız, ve, şey, gerçekten bir daha yalnız kalmayacağın için çok mutluyum.
I'll be even more alone. Plus I'll be a lot older. Any more plastic surgery, I won't be able to sleep.
Kendime güvenmemi söyleyen, terapistimle evlenecek olan bencil bir adama, ömrümün 25 yılını feda ettim.
I can do it again but this time I won't be alone.
Tekrar yapabilirim ama bu sefer yalnız olmam.
I'll be there for you! I won't leave you alone.
Rem, senin için orada olacağım!
I won't be so alone.
Çok da yalnız olmayacağım.
If you would like, I can go with you, so you won't be alone.
İstersen sana eşlik ederim, böylece yalnız kalmazsın.
About me preferring to be alone because I won't find anybody. I said, "Everybody compromises." Ask any counselor what's important to a relationship. No.
- İçten içe yalnız olmayı tercih ettiğimi, çünkü asla birlikte yaşamayı isteyebileceğim birini bulamayacağımı söyledin.
Mostly because I killed and ate her, but also because I know I won't be alone much longer.
Çünkü onu öldürdüm ve yedim. Ama daha fazla yalnız kalmayacağımı biliyorum.
- Well, I'm sure she realises, pretty as she is, that she won't be alone for long.
Eminim uzun süre yalnız kalmayacak kadar güzel olduğunun farkındadır.
But be prepared. When you return I won't be alone.
Ama hazır olun döndüğünüzde yalnız olmayacağım.
Yeah don't worry about me. I won't be alone.
- Merak etme, yalnız olmayacağım.
I won't be coming back alone.
Gelecek sefer, yalnız dönmeyeceğim.
I gathered his favorite things, so that he won't be alone on the way.
En sevdiği eşyaları topladım, böylece son yolculuğunda yalnız kalmayacak.
Keep cooking like that and I won't be able to move, let alone do science.
Böyle yemekler yapmaya devam edersen, bırak bilim yapmayı, hareket bile edemez hale geleceğim.
And I won't be alone!
Ve yalnız olmayacağım!
So I guess she won't be totally alone.
Demek ki tamamen yalnız olmayacak.
But as a result of this friend not showing up, it appears I won't be having lunch and will have to hold on to my shrunken stomach as I pull through this broadcast alone.
Öğle yemeğimi de yiyemeyeceğime göre bugün çok isteksiz çalışmak zorundayım.
I won't have to be alone out there or hang out with the people I went to high school with.
Orada tek başıma kalmayacağım. Lisedeki arkadaşlarımla takılmak zorunda kalmayacağım. Kurtuldum.
But I won't be able to pilot the ship alone.
Fakat tek başıma gemiyi yönetemeyeceğim.
I ride for Minas Tirith and I won't be going alone.
Minas Tirith'e ben at süreceğim ve yalnız olmayacağım.
Priya's marrying Sameer and Sameer alone "Auntie, Priya won't be happy with the marriage" And I understand that pretty well.
Priya SAMEER'le evlenecek ve SAMEER yalnız hala Priya evlendikten sonra mutlu olmayacak ben bunu anlamıyorum ama Sameer hayır, evliliğimizin fedakarlık üstüne olsun istemiyorum
So, I promise I won't be alone with Michael anymore.
Daha fazla Michael'la yalnız kalmayacağıma söz veriyorum.
I won't be going alone, because, believe it or not, someone's asked me!
- Yalnız gitmeyeceğim. İster inan ister inanma ama biri beni davet etti bile!
Maybe my father and I won't ever be close, but at least I know he won't be completely alone.
Belki babam ve ben pek o kadar yakın olmayacağız, ama en azından, yapayalnız olmayacağını biliyorum.
I won't be alone. Okay.
Yalnız olmayacağım.Tamam.
So tomorrow, while I'm at the wedding I'm going to have a home aide come stay with you So you won't be alone, all right?
Yarın ben düğündeyken yalnız kalmaman için, eve bir yardımcı gelecek.
i won't 3058
i won't forget you 27
i won't be late 34
i won't forget 80
i won't leave you 95
i won't let you down 206
i won't have it 79
i won't tell you 54
i won't give up 42
i won't tell if you won't 28
i won't forget you 27
i won't be late 34
i won't forget 80
i won't leave you 95
i won't let you down 206
i won't have it 79
i won't tell you 54
i won't give up 42
i won't tell if you won't 28
i won't be a minute 39
i won't be a moment 22
i won't hurt you 134
i won't be there 36
i won't forget this 45
i won't tell anyone 179
i won't do it 327
i won't do it again 117
i won't hide anymore 51
i won't be 54
i won't be a moment 22
i won't hurt you 134
i won't be there 36
i won't forget this 45
i won't tell anyone 179
i won't do it 327
i won't do it again 117
i won't hide anymore 51
i won't be 54