I won't do that again traduction Turc
82 traduction parallèle
I won't do that again...
Bir daha böyle yapmayacağım. Bir daha asla böyle yapmayacağım.
Me too... I won't do that again too.
Ben de bir daha böyle yapmayacağım, Eun-chae.
I won't do that again.
Bir daha olmaz.
I hope it happens again. I won't do it, that's all.
İnşallah yine olur, ama bu sefer yapmam.
And you better do something because I won't go through that hell again.
ve sen kazanmaya devam ettiğin sürece yapacaksın, ama ben bu lanet şeyi onaylamıyorum artık.
Your conspiracy has failed again I suppose you won't believe even if I told you that it has nothing to do with me
Komplon gene işe yaramadı! Sanırım peşimi asla bırakmayacaksın... verdiğim serveti istemedin!
When that order comes, I'll do it and you won't ever be that unhappy again.
O emir geldiğinde, ben yapacağım ve... bir daha asla o kadar mutsuz olmayacaksın.
You ever do that again... and I'll take you out so fast, you won't make a sound when you fall.
Tekrar yaparsan... seni o kadar hızlı aşağıya atacağım ki, düştüğün zaman sesin çıkmayacak.
I know I won't. If I do, you'll never practice in the free world again. I certainly hope you plan on losing that case.
Biliyorum olmayacağım, Eğer olursam, bu dünyada özgür olmayı bir daha tecrübe edemezsin.
I won't do that again.
Bunu bir daha yapmayacağım.
Maybe I won't do that again.
Sanırım bunu bir daha yapmayacağım.
I never thought I'd find women attractive again. Now that I do, you won't turn the car around? - Thanks a lot.
Bir daha çekici kadın göremeyeceğimi sanıyordum ve sen durmuyorsun.
At least you should give me a call. I am sure I won't do that again, I will be very careful.
Ne zaman çağrı cihazın çalsa göreve gideceğini ve öleceğini düşünüyorum!
But ultimately it comes down to this- - if you feel about me the way I feel about you you won't go on that transport tomorrow and if you do leave, I think we both know... you're never coming back again.
Eninde sonunda varacağı nokta şu sana hissettiklerimi, bana hissediyorsan yarın o mekiğe binmezsin ve eğer ayrılırsan, ikimiz de biliyoruz ki asla geri dönmeyeceksin.
I won't do that again, no matter how brave you are.
Bunu bir daha yapmayacağım, ne kadar metin olursan ol.
You do that again and I won't wait for the sea.
Bunu bir daha yap ve ben de denizi beklemeyeceğim.
I won't ever do that shit again.
Bir daha olmayacak.
We'll do it again, and I won't make it that firm.
Bir dahaki sefer, daha gevşek bağlarım.
If you give me one chance, I won't do that again.
Bir şans daha verin bana. Bir daha yapmam.
Alan Matthew Hart. How do I know that you won't abandon him again?
Onu bir daha terk etmeyeceğini nereden bilebilirim ki?
I won't do that again.
Bunu tekrarlamayacağım.
I won't do that again.
Bir daha yapmam.
I told you I won't do that again ever.
Bir daha asla yapmayacağımı söyledim.
- We won't do it again, I tell you that.
- Bir daha yapmayacağız, bilmiş ol.
I won't do that again.
Bunu yeniden yapmayacağım.
Look, given that I'm fat and I won't see 30 again, all I can do here is what the Ecuadorians do.
Bak canım, gençleşecek halim yok. Üstelik kiloluyum Benim gibi biri ne yapabilirse onu yapıyorum.
So I won't do that again.
- O zaman bunu bir daha yapmayayım.
I promise I won't do that again.
Söz veriyorum bir daha yapmayacağım.
I won't do that again.
Bir daha olmayacak.
I'm not going to apologize for it and... to be perfectly honest with you, I can't guarantee that I won't do it again.
Bunun için özür dilemeyeceğim ve sana karşı dürüst olmam gerekirse tekrar yapmayacağımı garanti edemem.
Oh. - I WOn, t do that again.
- Bir daha olmayacak.
Mom already blames me for sending him away to die once before, and... that fight nearly cost me my entire family, and I won't do it again, not to me... and I won't do it to him.
Annem beni zaten onu bir kere ölmeye yolladığım için suçluyor ve... ve kavga neredeyse bana tüm aileme mal olacaktı ve bunu bir daha yapmayacağım, kendime de... ona da.
I-i won't do that again.
Bir daha yapmayacağım.
I won't... do that again. I won't be responsible.
Sorumlu olamam.
It was a lot, and if you do anything that stupid again, I won't help you.
Çoktu. Bir daha böyle aptalca bir şey yaparsan benden yardım bekleme.
I won't do that to haley and jamie again.
Bunu Haley ve Jamie'ye yeniden yaşatamam.
I want you to promise me that won't happen again, that no matter what I decide to do, you won't talk to anybody else about me outside this room.
Bunun bir daha olmayacağına dair bana söz vermeni istiyorum ne yapmaya karar verirsem vereyim, bu odanın dışında benden başka hiç kimseyle bunu konuşmayacaksın.
If i do it again, there won't be enough left for a photo like that.
Eğer tekrar öyle bir şey yapmış olsam fotoğrafını çekecek pek bir şey kalmazdı geride.
But I won't do that again.
Bir daha yapmayacağım.
I do. But... You're the one who fought as hard as you did to get where you are now and you're the one who never gave up on yourself so if you wanna make this whole thing go away, then you do that and I won't speak of it again.
Ama ama sen şu an burada olmak için çok çalışan bir insandın ve sen kendine inanmaktan hiç vazgeçmedin yani eğer bütün bunlara son vermek istiyorsan bunu yap bunu bir daha konuşmayacağım.
I didn't take that manyand i won't do it again.I swear.
Çok fazla almadım ve bir daha yapmam. Yemin ederim.
But since I promised that I won't kill you, I'll just make sure that you can't do harm ever again.
Ama seni öldürmemeye söz verdiğim günden beri bir daha başkasına kötülük yapmayacağından emin olmak istiyorum.
Yash, I just swore on Sanjana inside.. .. that I won't do anything wrong again after today.
Yash, içeride bir daha asla yanlış bir şey yapmayacağıma Sanjana'nın üzerine yemin ettim.
I promise, I... I won't do that again.
Ve söz veriyorum bunu bir daha yapmayacağım.
I promise I won't do anything to harm Serena again. - Or anyone else for that matter. - Yeah, that's reassuring.
Bundan dolayı Serena'ya ya da hiçbir kimseye zarar vermek için bir şey yapmayacağıma söz veriyorum.
And if you do give me another, I am not gonna promise that I won't mess up again.
Eğer bana bir şans daha verirseniz işleri tekrardan berbat etmeyeceğime söz veremem.
I won't ever do that again.
Bir daha yapmayacağım.
Well, I mentioned Scotty and you kind of freaked out a bit, so I won't do that again.
Scotty ye bahsetmiştim sen bayağı bi korkmuştun ben de bi daha yapmıycam
I won't do that again, I guess.
Herhalde bir daha yapmam.
But if I bring you into our world, what proof do I have that you won't side with your father again?
Peki ya seni, benim dünyama getirdikten sonra Tekrar babana katılıp, terör estirmeyeceğini nereden bileceğim?
So if you think that I'm some sort of pussy who won't do exactly the same thing to a couple of lame-assed blackmailers think again.
Zira, iki geri zekâlı şantajcının istediklerini yapacak kadar korkak olduğumu sanıyorsanız tekrar düşünün.