I won't lie traduction Turc
394 traduction parallèle
I'll never lie again, honest, I won't.
Bir daha hiç yalan söylemeyeceğim, gerçekten.
I tell you, it's against the law, and you're making her live a lie and I won't have you doin'it!
Bu yasadışı. Onun bir yalanla yaşamasına izin veriyorsun.
Meanin'I won't lie about his age so he can join.
Yaşını saklayamayacağımıza göre yazılmanda bir mahsur yok.
I won't lie to you.
Yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you!
Sana yalan söylemeyeceğim.
Look, I won't lie to you.
Dinleyin, size yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you.
- Bunlarla başlarız.
When something like this happens to you I won't lie to you and tell you I didn't keep hoping it would happen all the speeches that you've made up in your bedroom or in the bathtub go out of your mind completely.
Başınıza böyle bir şey geldiği zaman... size yalan söylemeyeceğim, bunun olmasını diledim durdum hep... yatak odanızda ya da banyo küvetinizde hazırladığınız bütün konuşmalar... tümüyle aklınızdan uçup gidiyor.
I won't lie. There'll be four of us.
- Doğrusu dört kişi olacağız.
But if I can give her comfort in a lie I'm sure God won't kick me out of heaven for it.
Ama bu yalanla onu rahatlatabilirim... Bunun için cennetten kovulmam.
For the last time, I won't live a lie!
Son defa olarak bir yalanı yaşamayacağım!
I won't lie. Then, in my dirty soul, there, in the very depth of it there was a tiny flicker of joy.
O zamanlar, kirli ruhumun içinde, çok derinlerde ufacık bir mutluluk ışığı vardı..
I won't lie to you. 40 silver cents
Yalan söylemeyeceğim size, 4 gümüş verdim
I won't lie to you :
Yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, I was worried.
Yalan yok, aslında endişelendim.
Okay, but if he asks, I won't lie.
Tamam ama sorarsa yalan söylemem.
Yes, they lie to me, so I won't have an attack.
Aynen, kriz geçirmemem için bana yalan söylüyorlar.
I won't lie to you.
Size yalan söyleyecek değilim.
- I won't lie to you
- Sana yalan söylemem.
Soon, when I lie down on his couch, I won't have to wear the lobster bib.
Yakında divana yatarken bebek önlüğü bile giymeme gerek kalmayacak.
At least I won't have to lie to you anymore. Oh! Give it to me!
En azından artık sana yalan söylemem gerekmeyecek.
Ted, I won't lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I won't tell you that they are laid up, for the poor things have got nothing to lie upon and it would not be telling the truth.
Samanların üstünde yan gelip yatıyorlar da diyemem, yatacak samanları da kalmadı hayvanların.
I won't lie, I've not read it all.
Yalan söylemeyeceğim, hepsini okumadım.
I'll work, I'll take your abuse, but I won't lie to your wife for you.
Çalışırım, hakaretlerinizi çekerim, ama sizin için karınıza yalan söyleyemem.
My men will want to know what's going on, and I won't lie to them!
Adamlarım neler olduğunu bilmek isteyecekler ve ben onlara yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to your teacher again.
"Öğretmenine tekrar yalan söylemem"
I won't trick you or lie.
Seni kandırmıyorum, yalan da söylemiyorum.
I won't lie to you, Timmy.
Sana yalan söylemeyeceğim Timmy.
I won't lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie for you.
Bunu yapmayacağım.
But i won't lie for you.
Ama yalan söyleyemem.
I won't live a lie.
Bir yalanı yaşamayacağım.
I won't lie :
Yalan söylemeyeceğim :
I won't lie to you, boys.
Size yalan söylemeyeceğim dostlarım.
I won't lie down until I die. I won't be defeated! Alright, you are great, is that OK?
Bir gün onunla dövüşeceğim ve kimin en iyi olduğu o zaman ortaya çıkacak.
As we walk on by And we fly just like birds of a feather I won't tell no lie
( Yürürken de... ) ( Koşarken de hep birlikteyiz )
- I won't lie.
- Yalan söyleyecek değilim.
I am an incredibly skilled doctor and I will continue to pursue a safe and effective treatment until I find one... but I won't lie to you.
Ben çok yetenekli bir doktorum ve bu konuda güvenli bir tedavi bulana kadar, bu konuyu takip etmeye devam edeceğim... ama size yalan söylemeyeceğim.
But Miranda, I won't lie.
Ama Miranda, ben yalan söylemem.
- I won't lie.
- Yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, definitely not.
Sana y alan söylemiy orum.
I told you, I won't lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim demiştim.
And since this judge seems to be a little biased I won't lie.
Bu yargıç da biraz önyargılı olduğu için... Yalan söylemeyeceğim biraz endişeliyiz.
I won't lie to you, ma'am.
Size yalan söylemeyeceğim bayan.
- I won't tell no lie
# - I won't tell no lie
I won't lie to you.
Evlenmek istiyor ve onu seviyorum. Sana yalan söyleyemem.
I won't send you off... because I don't want to lie to you.
Seni uğurlamayacağım çünkü sana yalan söylemek istemem.
I won't lie.
Yalan söylemeyeceğim.
Okay, I won't lie to you.
Pekala, sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you, Doctor.
Sana yalan söylemeyeceğim, Doktor.
i won't lie to you 71
i won't 3058
i won't forget you 27
i won't be late 34
i won't forget 80
i won't leave you 95
i won't let you down 206
i won't have it 79
i won't tell you 54
i won't give up 42
i won't 3058
i won't forget you 27
i won't be late 34
i won't forget 80
i won't leave you 95
i won't let you down 206
i won't have it 79
i won't tell you 54
i won't give up 42
i won't tell if you won't 28
i won't be a minute 39
i won't hurt you 134
i won't be a moment 22
i won't be there 36
i won't forget this 45
i won't tell anyone 179
i won't do it 327
i won't do it again 117
i won't hide anymore 51
i won't be a minute 39
i won't hurt you 134
i won't be a moment 22
i won't be there 36
i won't forget this 45
i won't tell anyone 179
i won't do it 327
i won't do it again 117
i won't hide anymore 51