English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I won't stop you

I won't stop you traduction Turc

411 traduction parallèle
- Then go! I won't stop you. What a wacko!
Buyur, seni durduran yok.
If you don't stop nagging, I won't help you arrange matters with Boopie.
Dırdırı kesmezsen işleri Boopie ile düzeltmene yardım etmem.
Then get out of my way, for I won't stop for you.
O zaman yolumdan çekil çünkü seni durdurmaya hiç niyetim yok.
If you don't stop looking at me like that, I won't be responsible for what happens.
Bana öyle bakmayı kesmezsen, olacaklardan ben sorumlu değilim.
Don't know if I'd blame you, a man that killed your partner but that won't stop me from nailing'you.
Ortagini öldüren birini vurmak konusunda seni kinayamam... ancak bu seni enselememi engellemez.
Go ahead. I won't stop you.
Hadi bakin, sizi engellemeyecegim.
Get a lashing on this sail! I reckon you won't stop the Southern Cross from my ship, Mr. Tolliver.
Güneyin Buharlısı'nı benim gemimle durduramayacaksınız, Bay Tolliver.
Kid, if you don't stop I won't continue to read the cards.
Sözümü kesme yoksa okumam.
How, if I say I won't stay and walk out of here, How are you gonna stop me?
Kalmayacağımı söyleyip çekip gidersem beni nasıl durduracaksınız?
It's my turn again but I won't take it... if you won't stop worrying about your goods and go to bed.
Şimdi sıra bende, ama... malınız için endişelenir ve yatmazsanız sıramı almam.
I won't stop you.
Seni durdurmayacağım.
How do you know I won't stop it?
Çeki iptal ettirmeyeceğimi nerden biliyorsun?
Oh, really, do you? I hope you won't try to stop me.
Umarım beni durdurmaya çalışmazsın.
"I have only this habit, and I have sworn not to give it away but if you take it off my back I won't stop you."
"Sadece bu kıyafetim var ve onu kimseye vermemeye yemin ettim ama onu üstümden alırsan seni durdurmayacağım" dedim.
Rosa, you stop crying, or I won't go another step with you.
Rosa, ağlamayı bırakmazsan seninle bir yere adımımı atmam.
If you're here in the morning, I won't stop him.
- Eğer yarın sabah da burada olursan onu durduramam.
If you want to act that way, I certainly won't try to stop you.
Bu şekilde davranacaksan seni kesinlikle durdurmayacağım.
Stop being a fighter. I won't marry you. "
Boksu bırak, yoksa seninle evlenmem. " dedim.
I won't stop you dancing.
Yok dans etmene engel olmam.
I won't stop you.
Seni durduracak değilim.
It's not for me, but I won't stop you two.
Evet, beyler! Ama yine de sizi durdurmayacağım.
I won't discuss it unless you stop shouting.
Bağırmayı kesmezsen seninle tartışmak zorunda değilim.
- I won't stop you.
- Sana engel olmayacağım.
It's nice as it is. Listen, I won't stop you from seeing Luciani or anybody else.
Luciani veya bir başkası ile görüşmeni engellemeyeceğim.
Get out of my way, for I won't stop for you.
çekil yolumdan, seni ezer geçerim.
But if you can stop her starting her place, I won't need to go.
Fakat onun yeni yerinde başlamasına engel olursan, gitmem gerekmez.
I won't let you stop me!
Beni durdurmana izin vermeyeceğim!
What I'm saying is, if you want to go, I won't stop you, but the minute you start to whine or make a nuisance, I don't care where we are,
Diyeceğim... eğer gelmek istiyorsan... seni engellemem, ama ağlayıp sızlamaya... veya sorun çıkartmaya başladığın anda... nerede olduğumuza bakmadan... seni postalarım.
I know you have your heart set on leaving Tuesday, and if you still want to go, I won't try and stop you.
Ve endişelenmeyin, çünkü kız kardeşinizin katilini çabucak bulmazsam, karım beni eve asla geri almayacak.
I will, but that won't change the fact that you killed Mr Winters to stop him running off with your daughter.
Hayır, hayır, hayır, böyle iyi. Fakat... Yine de işe yaramayacak.
Even if you throw me out, I won't stop.
Beni kapının önüne koysan da Leslie, durmayacağım.
If you ever stop talking, I won't be late!
Çeneni kapatırsan, geç kalmayacağım!
I won't be here to stop you, Joe.
Bunu durdurmak için için burada olacağım Joe.
Stop screaming or I'll beat you up so bad you won't recover for the morning!
Bağırmayı kes, yoksa seni öyle bir döverim ki sabahı bile edemezsin!
I bear no grudge against you but if you insist, I won't stop you
Sizinle bir derdim yok demiştim, ama ısrar ederseniz, cevabını alırsınız!
- I can't believe you won't stop to look.
- Böyle düşündüğüne inanamıyorum.
I WON'T STOP YOU.
- Durdurmayacağım.
I won't stay in this castle! I love Herbert... and I'm gonna marry him, and you won't stop me!
Herbert'ı seviyorum... ve onunla evleneceğim ve beni durduramayacaksın!
I won't stop until you sink in hellfire!
Sen cehennemi boylayıncaya kadar durmayacağım!
- I won't stop you.
Seni durdurmayacağım.
I won't be able to stop them, unless you give me something to placate them.
Onları sakinleştirecek bir şeyler anlatmazsanız onları durduramam.
I won't stop you.
Sizi durdurmayacağım.
- I won't stop you.
- Seni durdurmayacağım.
That won't stop you from doing what I want.
Bu, istediğimi yapmana engel değil.
I won't stop you.
Seni engelleyecek değilim.
If any of you wanna go listen to this man across the Jeronimo state line I won't stop you!
lİçinizden biri onu dinlemek istiyorsa hemen Jeronimo eyalet çizgisini geçsin.
If you want to leave, I won't stop you.
Eğer bırakmak istiyorsan, seni durdurmayacağım.
Well, if you don't want me to stop, I won't stop.
Şey, eğer durmamı istemiyorsan, bende durmam.
I won't stop you.
Sana engel olmam.
You stop being a little bitch for an hour or two and I won't knock the religion of your choice for a week.
Sen bir ya da iki saatliğine küçük bir orospu olmayı kes ve ben de bir haftalığına seçtiğin dine karışmayayım.
I won't stop you from living, but I need to trust you.
Yaşantına karışamam ama sana güvenmem gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]