English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I would never say that

I would never say that traduction Turc

199 traduction parallèle
No, I would never say that.
Hayır, bunu asla söylemem.
No, Wendy, I would never say that.
Hayır Wendy, asla bunu söylemem.
I would never say that.
Böyle bir şeyi asla söylemem.
I would never say that.
... söyleyemem. Asla.
Listen, I would never say that, but it's nice to hear.
Bunu asla söylemezdim ama duymak güzel.
- Really? - But since I would never say that...
En azından onu kefaletle bu davadan kurtaralım.
- But since I would never say that... ... I innately look to communicate that with physical expression.
- Bunu sana söyleyemeyeceğimden fiziksel ifadelerle anlatmaya çalışıyorum.
I would never say that.
Asla böyle bir şey demem.
Hmm. I would never say that.
Bunu asla söylemezdim.
- I would never say that.
- Bunu asla söylemezdim.
I would never say that.
Ben öyle söylemezdim.
I would never say that I regret having her.
Onu doğurmuş olmaktan pişmanlık duyduğumu asla söyleyemem.
I mean, I would never say that.
Yani, böyle bir şey diyemem.
I always say we never took too cautious cause no problem and you would not that people see you in this state?
İnsanlara hep şunu derim, asla yeterince dikkatli olamazsınız. Ama en iyisini kendilerinin bildiklerini zannederler. İnsanların sizi bu durumda... görmelerini istemezsiniz.
I never really thought about that. What would you say if she asked you about me?
Sana beni sormuş olsa, ne söylerdin?
Assuming that Bernard trusted me as implicitly as you say, then I'd never reveal anything he said to me, would I?
Bernard'ın bana, sizin iddia ettiğiniz gibi güvendiğini varsayalım bu durumda bana söylediği hiç bir şeyi açıklamazdım.
I never would have thought that it would be so difficult to say good-bye.
Veda etmenin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.
I would never say such a thing as that.
Öyle bir şeyi asla söylemem.
Now men, in conclusion, I would like to say that in the two years I have been your commanding officer, - - I always expected your best, and you never gave me anything less.
Şimdi sonuç olarak, şunu söylemek istiyorum ki üs komutanınız olarak çalıştığım şu son iki senede, sizden herzaman en iyiyi bekledim ve siz asla daha azını vermediniz.
I never would've believed I'd hear you say a thing like that.
Böyle bir şey söyleyebileceğin hiç aklıma gelmezdi.
In the first place, it might interest you to know that under normal circumstances, I would never sell a car to someone with whom I'm not, shall we say, socially compatible.
İlk etapta, ilgini çekebilir ki normal şartlar altında, şöyle diyelim, sosyal uyumlu değilim diyen birine asla araba satmam.
I would never have suspected that he's what you say he is.
Söylediğin gibi birisi olduğunu asla tahmin edemezdim.
You are not ignorant, now that you know who I am how opposed it is to all my own interests and with my father's permission I hope you will allow me to say that, if things depended on me, it would never take place.
Beni nasıl bir duruma soktuğunuzu bildiğinizden adım gibi eminim. Babamın izniyle şunu demek isterim ki, eğer işler bana kalsaydı bu evlilik asla gerçekleşmezdi.
– What I do say is that... if you stayed where you belong and paid attention to the basics, this never would have happened.
Eğer ait olduğun yerde kalıp temel kurallara dikkat etseydin bunlar asla olmayacaktı.
I write this diary in the hope that you will read it and in so doing learn what I would never be able to say to you personally. By confessing that I imagined you in the place of the blonde woman, I risk being judged vile and corrupt. I know that.
ben herşeyi bu günlüğe yazıyorum, istersen okuyabilirsin okurken her şeyi göreceksin sana asla söyleyemeyeceğim şeyler bile var o sarışın kadının yerinde olmayı hayal ediyorum aynısını yapmak istiyorum ama korkuyorum rezil olmaktan biliyorum aşıkımı evliliğimi riske atma riski var herşeye varım ama senin kısıtlamaların bana engel oluyor
No, I really would never say that.
Hayır, bunu asla söylemeyeceğim.
I never thought I would say this, but Steven Rhoades, under that sensitive, caring facade, you're nothing but a... a man!
Bunu söyleyeceğimi asla düşünmezdim fakat Steven Rhoades, şu duygusal düşünceli görünüşün altında sadece ama sadece bir "erkek" yatıyor!
I would like to say that I am not and have never been a prostitute.
Hiçbir zaman fahişelik yapmadım.
I am very much like... I would say I am exactly like a ship carrying a cargo that will never reach any port.
Bu durumda neredeyse... aslinda tam olarak hicbir limana yanasmayacak yuk tasiyan bir gemi gibi olacagim.
I bet you thought it would never catch up with you... that I don't know the shit you guys say about me.
Eminim asla sizin dilinizden anlayamayacağımı... arkamdan ettiğiniz pis lafları bilmediğimi sandınız.
You know, so I always held out hope that he would come home but I never could say that he would come home.
Her zaman umutlu olmaya, onun elbet bir gün eve döneceğine inanmaya çalıştım. Fakat hiçbir zaman onun eve döneceğini dile getirmedim.
But I would never say anything like that to anyone.
Ama hiç kimseye bu tür bir şey söylemem.
Peter, before we go in, I just wanted to say that I would never have an opportunity like this without you.
Peter, içeri girmeden önce şunu bilmeni isterim. Sen olmasan böyle bir fırsat yakalayamazdım.
You know, when we met at the bookstore, I have to say, I would never have guessed that you were a lawyer.
Kitapçıda karşılaştığımızda, avukat olabileceğini düşünmedim.
I would say one thing to you, Judge, and that's you're never gonna solve this problem on the supply side.
Size birşeyi belirtmek istiyorum, yargıç,... satıcılara yoğunlaşarak uyuşturucu problemini asla çözemezsin.
What I had meant to say was "allegedly" allegedly beat up them cops and because a good Christian boy like you would never do nothing like that!
Demek istediğim öyle yaptığın iddia edilmeseydi. Polisleri dövdüğün iddia edilmeseydi çünkü senin gibi iyi bir Hristiyan öyle bir şey yapmaz.
Now, I would never wanna dis your team mates in any way, shape or form, but you do realize that you smashed Wilt Chamberlain's unbreakable record... of 100 points in a single basketball game set in Hershey, Pennsylvania, years ago?
Şimdi, takım arkadaşlarını küçümsemek istemem fakat, Wilt Chamberlain'ın kırılamayan bir gecede 100 sayılık rekorunu... kırdığının farkındamısın?
I would say it was more of a crush that never amounted to much.
Bence, fazla derinleşmeyen... bir ilgi duymaydı.
If I tried to tell anyone else, they would say that you and I are impossible that our lives are too different, that we could never be right for each other.
Başkasına anlatırsam, ikimizin birlikte olmasının imkansız olduğunu söylerlerdi. Hayatlarımızın çok farklı olduğunu. Birbirimiz için uygun olmadığımızı.
All I can say is that my mom never would have bailed on my dad like that.
Tek söyleyebildiğim annem asla babamı bu şekilde satmazdı.
That's what she always used to say. "If only I had never seen him dance that night, what a different life I would have."
- iyi dansçıydı
I guess that would count,'cause we never discussed what gender- -
Bu da sayılır, sanırım, çünkü hangi cinsiyet olacağını -
My parents would say that I'd never be successful... ... because I was off. That was their word, "off."
Ailem başarısız olduğumu söylerdi çünkü onlara göre zayıftım.
I would never say anything like that.
Ben Ginny'yi severim ve asla öyle bir şey söylemem.
But I never said I was Kenny. They say Kenny would do this, and Kenny would do that -
Kenny olsa şöyle yapadı, Kenny olsa böyle yapadı...
I would never say anything like that, Major.
Ben böyle bir şeyi hiçbir zaman söylemem, Binbaşı.
As a friend, I would say that I have never once doubted your abilities as a captain.
Bir arkadaş olarak senin kaptanlık becerilerinden hiç şüphe etmedim.
I just never imagined that when you actually asked, all I would say is...
Ama hiçbir zaman bunu bana sorduğunda,
I never thought that I would have to say this, but I think that we need to have the talk.
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama sanırım biz konuşmalıyız.
Well, Anna, I have to say that Rose would've never pulled that New Year's stunt on Blanche.
İyi, Anna, söylemeliyim ki Rose asla yeni yılın maharetini Blanche'tan koparmazdı.
When I asked you to move to Chicago... in the back of my mind I just... I never thought that you would say yes.
Chicago'ya gelmeni istediğimde aklıma hiç evet diyeceğin gelmemişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]