I wouldn't ask traduction Turc
700 traduction parallèle
" I wouldn't ask you to leave your engagement evening
" Eğer bu çok gerekli olmasaydı, senden nişan...
What I was going to ask you, sir, was the murderer wouldn't have put the record on up in the library, and you didn't do it.
Ben de size şunu soracaktım efendim... Kütüphanede, plağı yerleştiren katil olamaz ve siz de yapmadınız.
Well, I wouldn't want George to hear this, but if you ask me, no good.
George'un bunu duymasını istemem, ama bana sorarsan hiç iyi değildi.
If I didn't ask her, I wouldn't know what she wanted me to do.
Ona sormazsam, benden ne yapmamı istediğini bilemem ki. - Öhö!
I went down to ask her where he was, and she wouldn't tell me, so I shot her.
Babamın yerini sormak için ona gittim, ama söylemedi. Ben de onu vurdum.
In the old days, I wouldn't have to ask.
Eskiden sormama bile gerek kalmazdı.
Oh, I wouldn't want to ask my wife to do that.
Karımdan bunu yapmasını isteyemem.
But you wouldn't have the nerve to ask the same for teaching'me me own language... as what you would for French, so I won't give you more than a shillin'.
Ama bana kendi dilimi öğretmek için o kaddar fazla almağa cürret edemezsin... ondan dolayı bir şilinden fazlasını vermem.
- l wouldn't care! I wouldn't ask for anything except to go with you.
Seninle gitmek dışında birşey istemedim.
Listen, I wouldn't ask any woman to...
Dinle, hiçbir kadından bir şey...
I told you, I wouldn't ask any woman.
Dedim ya, hiçbir kadından bir şey istemem.
I wouldn't ask any woman to do anything.
Ben hiçbir kadından bir şey istemem.
- I wouldn't ask him to.
- Ona soramam bile.
- He'll send it along. - I bet you £ 10 to a shilling... you wouldn't dare let your wife pick up the telephone and ask Melbeck... if he ever saw this American.
- Sana bir şilinge 10 sterlin bahse girerim ki... karının telefonu alıp Melbeck'e O Amerikalıyı görüp görmediğini... sormasına izin veremezsin.
I was thinkin'it wouldn't be right for me to ask the two eldest to take my name.
İki büyük çocuğun soyadımı taşımasını istemenin doğru olmayacağını düşünüyordum.
I'm not gonna ask any questions. I said, I wouldn't, and I won't.
Başta da dediğim gibi başka soru sormayacağım.
If you knew how anxious I was for you to get here this afternoon... you wouldn't have to ask that.
Seni bugün buraya getirmeyi ne kadar istediğimi bilsen bana bu soruyu sormazdın.
If it didn't have to be done, I wouldn't ask.
Şart olmasaydı, istemezdim.
- I wouldn't ask.
- Öyle bir şey istemezdim.
LOOK, I WOULDN'T ASK ABOUT- - WHERE'D HE GO?
- Bak, ben istemiyordum... - O nereye gitti?
Well, honestly, the way you talk, I realize you're supposed to be kidding, but I really wish you wouldn't.
Allah aşkına! Şöyle konuşmuyor musun! ?
I'm sure you're a good fellow, or I wouldn't like to ask.
İyi birisi olduğunuza eminim, yoksa sizden bunu istemezdim.
- I wish you wouldn't ask me that. - Why not?
- Bunu bana sormamanızı dilerdim.
"I wouldn't even stop to ask you why " To ask you why
Nedenini sormam bile Nedenini sormam
I wouldn't ask you to do another undercover job... if we weren't up against it.
Böyle bir vakayla karşı karşıya olmasak... sana yeni bir gizli görev vermezdim.
I didn't ask to come to this regiment, but I wouldn't have it otherwise now I'm here.
Bu alaya gelmeyi ben istemedim, istemezdim de, ama şimdi buradayım.
Wouldn't be considered prying into your personal affairs if I was to ask you how long you figure on holding us here?
.. bizi burada daha ne kadar tutacağınızı öğrenebilirmiyim?
I wouldn't ask you if that were so.
Öyle olsaydı seninle konuşmazdım.
I wouldn't ask you to do anything that isn't good for you, would I?
Senden hayrına olmayan bir şeyi yapmanı istemem, öyle değil mi?
No, no. I wouldn't want to get over my first love either, quite.
- Hayır, hayır ben ilk aşkımı bile tam olarak anlayamadım
I wouldn't ask you where you're bound.
Nereden geldiğini sormayacağım.
I wouldn't ask you if I wasn't in real trouble.
Böyle bir külfete düşmeseydim, senden böyle bir şey istemezdim.
Besides I wouldn't ask them to.
Ayrıca ben onlardan istemem.
No, Mary, I wouldn't ask you to do it.
Hayır, Mary, bunu senden isteyemem.
I wouldn't ask much, just let me watch you work now and then... and sometimes when you're resting if...
Çok şey istemiyorum, sadece senin çalışmanı izleyeyim ve sonra bazen dinlenirken...
- I still wouldn't ask her to stay.
- Yine de kalmasını istemezdim.
It's very kind of you to ask me to stay here, but wouldn't you find it more convenient if I went to a hotel?
Burada kalmamı istemekle incelik gösterdiniz, fakat bir otelde kalmamı daha uygun olmaz mıydı?
No, if it was just me, okay... but, uh, I couldn't ask you to go... and I wouldn't leave you here, so, uh, let's forget all about it.
Hayır, sadece ben olsam tamam.. .. ama sizden gitmenizi isteyemezdim.. .. sizi burada da bırakamazdım, en iyisi unutalım gitsin.
I know I promised I wouldn't ask you this again... but why are you running away from things?
Biliyorum sana tekrar görmek için söz verdim.. ama sen bazı şeylerden kaçıyorsun?
Not much you could ask I wouldn't try to do.
Benden isteyip de yapmadığım çok az şey vardır.
And if I were, I wouldn't confuse biology with love.
Olsaydım da biyolojiyle aşkı karıştırmazdım.
If the workmen ask you anything, tell them I wouldn't talk to you.
Eğer dışarıdaki işçiler bir şey sorarsa, seninle konuşmadığımı söyle.
I wouldn't know. Ask her
Bilemem, ona sormanız gerekir.
I wouldn't dare ask for more than 30, but go ahead.
Ben 30'dan fazlasına cüret etmezdim, ama sen et.
If you kept a diary, Frankie, which I'm sure you wouldn't dare, you'd read where it says that you have no right to ask me anything.
Bir günlük tutmuş olsaydın, Frankie, ki, eminim bana, doğru olmayan herhangi birşeyi sormamayı kavramış olup buna cesaret edemezdin.
I wouldn't ask you in, except the place is in such a mess
İçerisi çöplük gibi, kendi başıma yüzleşemezdim.
That's all right. I wouldn't expect you to understand, for God's sake.
Sorun değil. Tanrı aşkına, beni anlamanızı beklemiyorum zaten.
I knew you wouldn't dare ask anybody.
- Kimseye soramayacağını biliyordum.
I wouldn't ask you to drink with me.
Benimle iç demiyorum.
Of course, or I wouldn't ask you.
Tabii, yoksa sormazdım.
I wouldn't presume to ask for the servants'forgiveness as well.
Uşaklardan af dileyeceğimi tahmin etmedim.
i wouldn't mind 79
i wouldn't have it any other way 49
i wouldn't do that if i were you 115
i wouldn't go that far 116
i wouldn't miss it for the world 62
i wouldn't know 484
i wouldn't dare 49
i wouldn't 755
i wouldn't miss it 85
i wouldn't have 68
i wouldn't have it any other way 49
i wouldn't do that if i were you 115
i wouldn't go that far 116
i wouldn't miss it for the world 62
i wouldn't know 484
i wouldn't dare 49
i wouldn't 755
i wouldn't miss it 85
i wouldn't have 68