If i'm being honest traduction Turc
215 traduction parallèle
If I'm being too honest, my physical desire will never be granted.
Çok açık konuşursam, fiziksel arzularım asla karşılık bulamayacak.
If this is about being honest with yourself, I believe my entire life has been a failure.
Eğer bu kendinle dürüst olmakla alakalıysa, bütün hayatımın bir başarısızlık olduğuna inanıyorum.
If being a Stalinist means being honest, patriotic, altruistic... then I'm a Stalinist!
Stalinist, dürüstlük, yurtsever, fedakarlık demektir, öyleyse ben Stalinistim!
But if I'm really being honest, I never thought it would have a happy ending.
Ama dürüst olmam gerekirse, bunun hiç mutlu sonla biteceğini düşünmedim.
And if I'm being completely honest, I hate your Chihuahua.
Ayrica tamamen dürüst olmam gerekirse köpeginden nefret ediyorum.
I don't know, really, if I'm being honest with you.
Doğrusunu söylemek gerekirse, hiç bilemiyorum, gerçekten.
If I'm being honest man, I think he's got us beat.
Dürüst olmam gerekirse, sanırım bizi yendi.
Well, I'm a little freaked out if I'm being honest.
Dürüst olmam gerekirse, biraz korkudan çildirmis durumdayim.
If i'm being honest, i just- - I don't get the allure.
Açıkçası çekici bir yanını göremiyorum.
The truth is, if I'm being honest, if I'm not winding you up,
İşin gerçeği, eğer dürüst olmam gerekirse, eğer seni oyalamıyorsam,
If lily and I have sex twice a week, Which let's be honest, we all know is being conservative, And we've been together
Eğer Lily'le haftada iki kez seks yapsak, ki dürüst olalım tutucuyuz, ve 10 yıldır beraberiz, artı 17 kez de balayımızda,
I was very confused by the whole thing to be... if I'm being honest.
Tamamında kafam karıştı dürüst olmam gerekirse.
B.J., if I'm just being honest, I would probably...
Saksafon, doğru söylemek gerekirse, muhtemelen...
Hmm, yes... no, I mean, if I'm being honest it's been a long long time since I -
Hmm, evet... hayır, yani, dürüst olmak gerekirse çok uzun zaman önce ben...
If I'm being honest, I had to get out of there.
Açık konuşmak gerekirse oradan çıkmam gerekiyordu.
I HAVE A BETTER CHANCE OF BEING HAPPY IF I'M HONEST.
Eğer dürüst olursam mutlu olmak için daha iyi bir şansım var.
If I'm being honest. maybe a little bit of both.
Dürüst olmam gerekirse her ikisinden de biraz olabilir.
If I'm going wide and I'm being honest with you...
Eğer iyice açacaksam ve dürüst olmak gerekirse...
You? Mmm. If I'm being honest, not really.
Eğer dürüst olmam gerekirse, ben de hissetmedim.
Since we're being so honest here, you mind if I ask you a question?
Madem bu kadar dürüstüz, bende sana bir şey soracağım?
stole it, if I'm being honest.
Dürüst olmak gerekirse çaldım.
if i'm being honest,...
Samimi olursam,...
It's really more of a voice mail, if I'm being honest.
Aslında sesli mesaj gibi.
Big time. Oh, lady. But if I'm being honest, my problem's less with the fact... that he's drinking and more that he's doing it without me.
Dürüst olmak gerekirse, benim sorunum çok içmesinden ziyade bensiz içmesi.
If I'm being completely honest, I could have done without the belly kiss.
Eğer açık olmam gerekirse, karnımı öpmeseydin de olurdu.
If I'm being honest, I'm not totally comfortable being around a bunch of other naked dudes.
Dürüst olmak gerekirse çıplak adamlarla jakuziye girmek konusunda çok rahat sayılmam.
I'm going to get what I deserve, i need to take a little bit of responsibility, refocus on my marriage... even if that means being completely honest with him.
Bunun bedeli ona tamamen dürüst davranmak olsa da.
[Finn] I know I saved Glee Club, and I guess chicks dig me... but I guess if I'm being honest, it's more like I'm not over her.
Glee kulübünü kurtardığımı biliyorum ve sanırım bütün kızlar bana hasta ama eğer dürüst olmam gerekirse, hala onu unutamadım.
You know, if I'm being honest...
Dürüst olmam gerekirse... Onu bu sabahdan önce de hissettmiştim.
But if I'm being honest... it's been hell.
Ama dürüstçe söylemek gerekirse tam bir cehennem.
You know what makes me feel better though, if I'm being honest?
Açıkça söylemek gerekirse, kendimi daha iyi hissetmemi sağlayan ne biliyor musun?
I mean, if I'm being honest, it didn't sound very menacing.
Yani, dürüst olacak olursam, çok tehditkar gelmedi kulağa.
If we're being... completely honest, I was jealous... okay?
Eğer tamamen dürüst olacaksak seni kıskandım.
I mean, if I'm being totally honest, that was a turnoff, seeing that.
Eğer dürüst olmam gerekirse bunları izlemek senden soğumama neden oldu.
I don't want us to have secrets in our family, but what's the point of being honest if it breaks someone's heart?
Ailemizde sırrımız olmasın istiyorum ama birinin kalbi kırılacaksa, doğruyu söylemenin ne anlamı var ki?
And if I'm being honest, I didn't want to open that door again.
Ve dürüst olmak gerekirse o konuları tekrar açmak istemedim.
This is nice, but if I'm being very honest with you,
Bu harika ama, sana karşı dürüst olacağım.
It really didn't affect me if I'm being honest.
Dürüst olmak gerekirse piyasalardaki durgunluk beni hiç etkilemedi.
This happened Christmas before last, exchanging gifts with old friends, good friends, quite well-off friends if I'm being honest.
Olay bir önceki yılbaşında oldu. Hali vakti yerinde olan, bayağı iyi arkadaşlarımızla, birbirimize karşılıklı hediyeler alacaktık.
Well, if I'm being honest I've been staring at it for the last two months.
Şey, dürüst olmam gerekirse aslında iki aydır karar vermeye çalışıyorum.
And the second thing, more seriously, and now I'm being serious, if we really have to define our profession, accurately describe the nature of what we do, the "essence" of this vast entity that takes over every second of our professional lives, and, to be honest, our private lives, our aspirations, our social relations, our dreams...
Ve ikincisi ama daha önemlisi ve şimdi ciddileşiyorum gerçekten mesleğimizi tanımlamamız ve yaptığımız işin doğasını doğru olarak açıklamamız gerekirse profesyonel hayatlarımızın her saniyesini işgal eden dürüst olmak gerekirse özel hayatlarımızı özlemlerimizi, ilişkilerimizi, hayallerimizi de işgal eden bu devasa varlığın özünü açıklamamız gerekirse...
Look, if I'm being honest, I can't argue with anything you say.
Bak, açıkça konuşmak gerekirse seninle bahsettiğin şeylerle ilgili münakaşaya bile girmem.
Gotta feel good. Well, if I'm being honest, yeah, it does feel good.
Madem dürüst olacağım, evet, iyi hissettiriyor.
A little of both, if I'm being honest.
Dürüst olmam gerekirse ikisinden de biraz.
Well, if I'm being honest, no, I lied.
Doğrusu, hayır. Yalan söyledim.
In fact, you should probably take a page out of my book, if I'm being honest.
Aslında dürüst olmak gerekirse sen de benim gibi yapmalısın.
If I'm being honest, I'm not sure anymore.
Dürüst olmak gerekirse, artık emin değilim.
But if I'm really being honest with myself, the reason that I keep bringing up our kiss is because...
Ama kendime karşı dürüst olduğumda bu öpüşme meselesini büyütmemin sebebi...
If I'm being totally honest... Yes.
Tamamen dürüst olacaksam evet.
Look, I wish it were me, if I'm being honest.
Bak, keşke ben olsaydım, dürüst olmam gerekirse.
Look, if I'm being honest, I'm just a bit lonely, Don, and I just want to be...
Bak, dürüst olmam gerekirse biraz yalnızım Don ve ben sadece...