If i didn't know better traduction Turc
467 traduction parallèle
If I didn't know better, I'd say it was gonna rain.
Eğer çok iyi bilmesem, yağmur yağacak derdim.
If I didn't know better, I'd think we were on the wrong track.
Eğer daha iyi bilmeseydim, yanlış iz üzerinde olduğumuzu düşünecektik.
If I didn't know better, I'd swear there was something going on between the two of them.
İşin aslını bilmesem bu ikisi arasında bir şey olduğuna yemin ederdim.
If I didn't know better, I'd almost think that someone wanted this project to go wrong, as though they intended this city should be wiped off the map.
Emin olmasam, birinin bu projenin hatalı olmasını istediğini düşünürdüm. Sanki bu şehri haritadan kaldırmak niyetinde olduklarını.
If I didn't know better I would say that's...
Tanımasam bu şey diyeceğim....
Well, it just... I thought it would be better if you didn't know about this.
Bu konuda bir şey bilmemenin daha iyi olacağını düşündüm.
Excuse me, sir. Ma'am, if I didn't know better...
- Affedersiniz, efendim.
If I didn't know better, I'd say you'd lost your faith in democracy.
Bilmiyorum ama, demokrasiye olan güveninizi kaybettiğinizi söyleyebilirim.
I mean, the way it looks... If I didn't know you better, I might suspect you'd taken advantage of the young lady.
Seni iyi tanımasaydım, durumdan yararlandığından kuşkulanırdım.
If I didn't know you better, I'd swear you had some class.
- Eğer seni tanımasam kaliteli biri olduğunu düşünürdüm.
Kizzy, if I didn't know better I'd say you was working on getting me fat.
Kizzy, eğer bilmeseydim beni şişko yapmaya çalıştığını sanardım.
In fact, if I didn't know better, I'd swear we were flying.
Bilmeseydim, uçtuğumuza yemin edebilirdim.
As God is my judge, if I didn't know better,
Tanrı şahidim olsun ki, eğer bilmeseydim,
If I didn't know better, I'd actually believe he has been bitten...
Öyle olmadığını bilmesem kuduz köpek tarafından ısırıldığına...
if i didn't know better, i'd think you had boarders.
-... Eğer sizi tanımasaydım evinizde yasadışı bir göçmen sakladığınızı düşünürdüm.
If I didn't know better, I'd say it was a horse's...
Çok iyi bilmeseydim, bir atın şeyi derdim...
If I didn't know better, I'd say he was intoxicated.
Onu daha iyi tanımasaydım, zehirlendiğini söyleyebilirdim.
But looking at it... You know, if I didn't know any better, I'd say somebody had climbed in and started taking it apart.
Ama ona bakınca... bu konuda bu kadar şey bilmeseydim, birisinin buraya gelip, onu parçalamaya başladığını söylerdim.
If I didn't know better, I'd say he was showing signs of insecurity.
Onu tanımasaydım, onun endişe belirtileri gösterdiğini söyleyebilirdim.
Gee, Marcia, if I didn't know you better, I'd think you were suggesting I dredge up the worst horror of my life just so we could make a few bucks.
Seni bu kadar tanımasam en büyük korkumu birkaç kuruş para için yeniden yaşamamı istediğini düşünürdüm.
If I didn't know better, I'd think you didn't like it here.
Seni tanımasam buradan hoşlanmadığını düşüneceğim.
Jean-Luc, if I didn't know you better, I would think you were playing games with me.
Jean-Luc, seni daha iyi tanımasaydım, benimle oynadığını düşünebilirdim.
If I didn't know better, I'd think you were trying to bribe me.
Bilmiyor olsaydım, bana rüşvet teklif ettiğinizi düşünecektim.
If I didn't know better I'd think you had feelings for this monster.
Eğer bilmeseydim bu canavardan hoşlandığını düşünebilirdim.
If I didn't know you better, I'd say your mind was still on the Party Crasher case.
Eğer seni iyi tanımasam, hala Parti Sapığı'nın peşinde olduğunu düşünürdüm.
If I didn't know better I'd say you were contemplating something shady.
If I yapmadım daha iyi biliyorum Sana bir şey gölgeli düşünürken söyleyebilirim.
If I didn't know better I'd say you looked almost happy.
Eğer bilmemiş olsam,..... mutlu olduğunu söylerdim.
If I didn't know you better, I'd think you were provoking a quarrel so you'd be unable to sail tonight.
Seni iyi tanımasaydım, tartışmak için kışkırttığını düşünürdüm, böylece bu geceki tekne gezisine gidemezdik.
Data, if I didn't know you better, I would say you were a little... preoccupied.
Data, seni daha iyi tanımasaydım, biraz... dalgın olduğunu söylerdim.
If I didn't know better, I'd say you were jealous.
Seni iyi tanımasam, beni kıskandığını söylerdim.
If I didn't know better, I'd have thought you were already married.
Seni daha iyi tanımasaydım, ikinizin evli olduğunu düşünürdüm.
If I didn't know better, I'd say that your judgement is influenced by your emotions.
Sizi tanımasam, kararlarınızı ve yargılamalarınızı duygularınız etkiliyor derdim.
If I didn't know better, I'd swear... he was trying to moon us.
Daha iyi bir fikrim olmasaydı, yemin ederim ki... bize kıçını dönmeye çalışıyor derdim.
Mr Daens, if I didn't know better I would think this is written by a socialist.
Seni iyi tanımasaydım... bu yazının bir sosyalist tarafından kaleme alındığını düşünürdüm.
- If I didn't know any better, I'd say you lost to him on purpose.
- Hani bilmesem ona bilerek yenildiğini söyleyeceğim.
Could be, but if I didn't know any better.
Olamaz! Bir gezegenin diğerini yediğini düşünmek!
If I didn't know better, I'd think he was scared.
Onları biraz tanımıyor olsaydım, korkmuş olduğunu söyleyebilirdim.
If I didn't know better, I'd say Iresine Syndrome.
Durumu bilmeseydim, buna Iresine Sendromu derdim.
If I didn't know better... I'd swear we passed this same spot ten hours ago
Trenin hareket ettiğini bilmesen, 10 saattir aynı yerde duruyor sanırsın.
If I didn't know better, I'd think you didn't want to solve this case.
Seni tanımasam bu davayı çözmek istemediğini düşünürdüm.
If I didn't know better, I should have thought you wanted them to riot.
Eğer iyi bilmeseydim, onları ayaklandırmak istediğinizi düşünecektim.
If I didn't know better I'd think you didn't trust me.
Seni tanımasam bana güvenmediğini düşünürdüm.
If I didn't know better, I'd think you were almost normal.
Seni tanımıyor olsam, neredeyse normal olduğunu düşünücem.
If I didn't know you better, I'd say your decision was almost... emotional.
Seni çok iyi tanımıyor olsaydım, bu kararı duygusallığın yüzünden...
If I didn't know better I'd say you were enjoying yourself, Garak.
Seni iyi tanımasam, eğlendiğini söylerdim, Garak.
Beverly, if I didn't know any better I'd say you were seeing someone.
Beverly, durumu bilmesem, biriyle görüşüyorsun derdim.
You had that down cold. If I didn't know better, I'd have thought you was a made guy.
Çok iyiydin, gerçeği bilmesem rol olduğuna ben bile inanmazdım.
You know, if I didn't know you better I would swear you had squirreled one away for yourself.
Seni çok iyi tanımasam diğerini kendine ayırdığını rahatlıkla söyleyebilirim.
If I didn't know better, I'd s...
O kadar iyi bilmesem onların- -
If I didn't know better, I'd be bursting with admiration.
Seni tanımıyor olsam, sözlerine hayran kalırdım.
Forget it. I'd throw me out, too, if I didn't know better.
Boşver. Eğer tanımasaydım, ben de kendimi kovardım.