If it wasn't for him traduction Turc
190 traduction parallèle
If it wasn't for him.
Buna emin olun.
If it wasn't for you, I'd have punched him right in the nose.
Senin hatırın olmasa, burnunun ortasına geçirirdim bir tane.
If it wasn't for you, I would have killed him last night!
Sırf senin yüzünden öldürmedim onu dün gece.
We'd be in a peck of trouble if it wasn't for him.
O olmasa bir yığın dert almıştık başımıza.
He sure has, why, I wouldn't even be sheriff if it wasn't for him.
Bu kesinlikle doğru,... şerif olmamdaki payını asla inkar etmedim.
My old man said you never paid him for it and if he wasn't hurt he'd come back and squeeze it out of you.
Babam parasını hiç ödemediğini söylüyor. Sakat olmasaydı buraya gelip parasını senden söke söke alırdı.
By using Miss Carter as a blind. All I know is I wouldn't be up here now, all in one piece, if it wasn't for him.
bayan carteri kör gibi kullanarak tek bildiğim şey....... Burada olamazdım eğer o olmasaydı parca parca olurdum.
I'd throw him out in a minute if it wasn't for Patou.
Patou olmasaydı onu bu dakika atardım.
GIVE YOU THE CHILLS TO WATCH HIM. "IF IT WASN'T FOR THE RAIN," FALLON SAID,
"Dünkü fırtına olmasaydı, dedi Fallon, beni bulamazdın."
But if it wasn't goodbye for him, it could've been for some of us.
Ama ona veda etmeseydi, bizden birine edebilirdi.
If it wasn't for him...
Eğer o olmasaydı...
If it wasn't for him, everything would be the same between us.
O olmasaydı aramızdaki her şey eskisi gibi olacaktı.
Well, it wasn't very smart... to set off a boy's parents'if you've only known him for two days.
Sadece iki gündür tanıdığın bir gencin ailesiyle yüz yüze gelmen pek de akıllıca bir hareket değil.
If you have caught him, I'm glad it wasn't I who caught him for you.
Harika. Onu yakalamak istiyorsan durma. Ama ben olsam yapmazdım.
- If it wasn't for him, your impartial chief of police would still have the wrong man behind bars.
- Kim olduğu umrumda değil! O olmasaydı sizin adil polis şefiniz, hâlâ içeride yanlış adamı tutuyor olacaktı.
If it wasn't for him
O olmasaydı
If it wasn't for him I would...
O olmasaydı, ben...
You'd still be rotting'in the Nogales jail if it wasn't for him.
O olmasa, hala NOgales hapishanesinde çürüyor olurdun.
If it wasn't for him and his big-deal fucking caper,
O ve büyük işi olmasa, şu anda dışarıda olacaktım.
If it wasn't for the fact that he's my only relative, I'd call up his captors and tell them that they're welcome to him.
Benim tek akrabam olmasaydı, onu kaçıranları çağırır ve onlara size hayırlı olsun derdim.
If it wasn't for him, we wouldn't be going to Almanzora.
Bu olmasaydı, Almanzóra'ya gitmeyecektik.
If he changes his mind... it wasn't right for him.
Eğer fikrini değiştirirse, bu onun için iyi olmaz.
The night when the Masked Avengers raided the inn ; If it wasn't for him,
Geceleyin Haydutlar saldırırken, o bizi.... korumuştu!
If it wasn't for him, I wouldn't have heard that.
Eğer o olmasaydı, bu sesleri duyamazdım.
Although, if it wasn't for him...
- Yine de eğer o olmasaydı...
If it wasn't for him. I'd probably still be earning my living on my back... with half of your pals in Chicago.
Eğer o olmasaydı..... ben hala geçimimi Chicago'daki adamlarınızla..... çıkarak sağlıyor olacaktım.
If it wasn't for him, we might have ended up in an orphanage a long time ago and be living in hell.
O olmasaydı, uzun zaman önce yetimhaneye düşmüş ve cehennemde yaşıyor olurduk.
Things'd be much better, Ralph, if it wasn't for him.
-... olabilirdi.
If it wasn't for him I would have been arrested.
Ve tüm kadınları örgütledim.
If it wasn't for him, there will be no church and no school.
O olmasaydı ne kilise ne de okul olurdu.
I would've killed myself if it wasn't for him.
O olmasaydı kendimi öldürürdüm.
In fact, if it wasn't for him, I'd be in some jail somewhere.
Aslında o olmasaydı, bir yerlerde hapiste olurdum.
- If it wasn't for him...
- Eğer o olmasaydı...
If it wasn't for him, my black ass would be dead by now.
Eğer o olmasaydı şimdiye kadar çoktan nalları dikmiştim.
If it wasn't for him... you'd still be on the back page, the canine section.
Eğer o olmasaydı hala en arkada... köpeklerin olduğu sayfada olurdun.
But if it wasn't for him your ass wouldn't be on this bus.
Ama eğer o olmasaydı sen bu otobüste olamazdın. - Nedenini biliyor musun?
But, if it wasn't for him, the centaurs wouldn't be alive now.
Ama eğer o olmasaydı, şu anda Centaurlar hayatta olmayacaklardı.
If it wasn't for him, I wouldn't be here right now.
O olmasaydı, şu anda burada olmayı istemezdim.
If it wasn't for the kids I would have killed him.
Çocuklarım olmasaydı çoktan öldürürdüm onu.
If it wasn't for the dog, I'd have made mincemeat of him!
Eğer köpek olmasaydı, onu paramparça ederdim!
Andie if you wanted to sleep with him if even just for a second then maybe it wasn't wrong.
Andie eğer onunla yatmak istediysen bir saniyeliğine bile olsa o zaman belki yanlış değildir.
Tony wouldn't have never known him if it wasn't for me.
Ben olmasam, Tony onu tanıyamazdı bile.
If it wasn't for him, we wouldn't have gotten caught.
- Ya yakalanırsak ne olacak?
Be a pretty big coincidence if it wasn't Bane, especially since you guys are responsible for putting him in jail.
Onu hapse atanlar siz olduğunuza göre eğer bunu yapan Bane değilse çok büyük bir tesadüf olurdu.
If it wasn't for him, we never would have found out where Stewie's foster family lived.
Eğer o olmasaydı asla Stewie'nin bakıcı ailesinin nerede yaşadığını öğrenemezdik.
I would have found him by now if it wasn't for you..
Neden defolup gitmiyorsun başımdan? Sen etrafımda fink atıp durmasaydın... şimdiye onu bulmuştum. Sen etrafımda fink atıp durmasaydın... şimdiye onu bulmuştum.
Heck, if it wasn't for him, them jocks would've stomped my skull flat.
Kahretsin, o olmasaydı, o adamlar kemiklerimi dümdüz etmiş olurdu.
If it wasn't for him, you wouldn't be alive.
O olmasaydı... yaşıyor olmayacaktın.
I wouldn't be alive if it wasn't for him.
Eğer o olmasaydı, hayatta olamazdım.
If it wasn't for a bridesmaid, you'd be marrying him.
Eğer nedimeyle olmasaydı, onunla evleniyor olacaktın. Benimle değil.
If it wasn't for him, none of this would be possible.
O olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı.