English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / If something happened to you

If something happened to you traduction Turc

265 traduction parallèle
If something happened to you, I -
Eğer size birşey olursa, ben...
What if something happened to you?
Ya başına bir hâl gelseydi?
I'd feel terrible if something happened to you.
Sana bir şey olursa kendimi kötü hissederim.
I'd never forgive myself if something happened to you.
Sana birşey olursa kendimi asla affetmem.
What if something happened to you?
Ya sana bir şey olsaydı?
If something happened to you, what would I do?
Sana birşey olursa ben ne yaparım bilmiyorum.
And I couldn't bear it if something happened to you.
Ve sana bir şey olursa kendimi affetmem.
If something happened to you, I wouldn't want to be alive.
Sana bir şey olursa yaşamamın bir anlamı olmaz.
- I know. If something happened to you, I don't know what I'd do.
Sana bir şey olursa ne yaparım?
If something happened to you, future history could be changed forever, just like Grams said.
Eğer sana bir şey olursa, gelecek tarih tamamen değişir, büyükannemin dediği gibi.
I'd lose my mind if something happened to you.
Sana bir Şey oIursa, akIımı oynatırım.
So, if something happened to you, what about me?
Sana bir Şey oIursa ben ne yaparım?
But not as much as if something happened to you. I couldn't live with that.
Ama sana bir şey olsaydı bununla yaşayamazdım.
Or if something happened to you or one of the girls.
Sana birşey olursa ya da kızlardan birine. Ölürüm.
I DON'T KNOW WHAT I WOULD DO IF SOMETHING HAPPENED TO YOU.
Sana bir şey olursa ne yaparım bilmiyorum.
What if something happened to you?
Olanlar hakkında ne düşünüyorsun?
It was kind of awful waiting, wondering if something had happened to you.
Başına bir şey geldiğini düşünerek beklemek korkunçtu.
Of course, if turn my back on you... carelessly like... and you happened to grab my blackjack... and conk me over the dome with it... that would be something else.
Tabii olur da dikkatsiz bir şekilde arkamı döner ve sen de copumu alıp bana vurarak küt diye bayıltırsan bu bambaşka bir şey olurdu.
Tell me, Talbot, when Fenton comes down tomorrow... if something happened to me in the meantime, a fatal accident, say... do you think he'd let you continue with the Slade Saunders books?
Söylesene Talbot, Fenton yarın geldiğinde misal başıma ölümcül bir kaza gelse sence Slade Saunders kitaplarını devam ettirmene izin verir mi?
You asked me to call you if something unusual happened.
Alışılmadık bir şey olursa aramamı istemiştiniz.
Perhaps it will help you to understand if I tell you something that happened to Nicholas when he was just a boy.
Nicholas daha küçük bir çocukken başına gelen bir olayı anlatırsam belki anlamanıza yardımcı olur.
I just wondered if you might have happened to overhear something.
Belki kulağınıza bir şey çalınmıştır diye sordum.
You look as if something unpleasant has happened to you.
Bir şeyden rahatsız olmuş gibisin.
If you'd have said something to them ages ago... about the cat, this would never have happened.
Onlara daha önce kedi hakkında bir şey demiş olsaydın... - bunların hiçbir olmayacaktı.
Eddie, if nothing happened after four hours, you expect something to happen in the next hour?
Eddie, dört saat boyunca bir tık yok ama önümüzdeki bir saat içinde bir şeyler olmasını mı umuyorsun?
If something happened to me- - l'm not saying anything will- -but if a building fell on me would you consider taking care of Billy?
Bana birşey olursa... Birşey olacak demiyorum ama üstüme bina yıkılırsa Billy'ye bakmayı düşünür müsün?
I told you that, if I am going to be late, it's because something happened to me.
Size söyledim ki, eğer geç kalırsam, Bana bir şey olduğundandır.
If something happened to either one of you...
İkinizden birine bir şey olursa...
Chin, if something happened unexpectedly,. You would have to leave here at once.
Chin, bir şey olursa... derhal canını kurtar!
Leon asked me to help you out... if something happened, and I think something happened.
Léon sana yardımcı olmamı istedi.... eğer ona bir şey olursa ve sanırım bir şey oldu, değil mi?
If something happened to me, and you and Roarke were alone on the river, I would want somebody to help you.
Bana bir şey olsa ve sen Roarke'la nehirde yalnız kalsanız, birilerinin size yardım etmesini isterdim.
You know, it would be a real shame if something... Oh! ... happened to this chair.
Bu koltuğun başına bir şey gelmesi ne üzücü olurdu değil mi?
You said to call if something came up that confused me and shrinks need shrinks.... But, it happened. You said it wouId.
Kafamı karıştıran bir şey olursa sizi arayabileceğimi... terapistlerin de terapiste ihtiyacı olabileceğini söylemiştiniz.
But if something happened to Mother, or Hercules, or you I might do just the same.
Ama eğer anneme veya Herkül'e, veya sana birşey olsaydı... - ben de tıpkı aynısını yapabilirim.
I was asked to find you if something happened.
- Birşey olursa sizi bulmam söylendi.
He told us to hand you all of his assets if something happened to him... everything he owns will be yours.
Eğer bana birşey olursa bütün servetimi ona devredin diye yazmış... Şuraya parmak basarsan, sahip olduğu herşey senin olur.
I couldn't even imagine if something like that happened to either one of you.
Size böyle bir şey olmasını düşünemem bile.
I'm just saying that, you know... if something like this happened to Grandma or Grandpa...
Sadece demek istediğim bilirsin... Eğer buna benzer birşey büyükanne ya da büyükbabaya olsaydı...
How would you feel if something happened to him?
Ona bir şey olsaydı kendini nasıl hissederdin?
If you read that something happened to Javier, I did it.
Eğer gazetede Javier'e bir şey olduğunu okursan, bil ki ben yapmışımdır.
WHAT IF SOMETHING HAPPENED TO GUS AND I NEEDED YOU?
Ya Gus'a bi şey olsaydı ve sana ihtiyacım olsaydı?
If something has happened to Boromir, we would have you tell us.
Boromir'e bir şey olduysa, bize anlatmanı isterdik.
Hi, Mrs. herk. Do you mind if we talk to Jenny about something that happened at bayside tonight?
Jenny'le bu gece Bayside'da olanlar hakkında konuşmamızın bir sakıncası var mı?
I would appreciate if one of you could come to lunch with me to back me up, because if something happened to Miles, I just- - I would be devastated.
Eğer biri bana yedeklemek için benimle öğle yemeğine gelebilir eğer Ben teşekkür ediyorum, şey Miles olduysa çünkü, ben sadece - ben harap olacaktır.
YOU KNOW, IT WOULDN'T HAVE HAPPENED IF YOU COULD KEEP YOUR MIND OFF OF SEX LONG ENOUGH TO THINK ABOUT SOMETHING ELSE.
Eğer aklını sexten başka şeylere yeterince yönlendirebilseydin bunun olmayacağını biliyorsun.
How do you think I'd feel with the guilt if something happened to him?
Ona bir şey olursa bu suçluluk duygusuyla nasıl yaşayabilirim?
I hope nothing happened to her after you left the loft...'cause if something did and you didn't tell anybody- -
Umarım onu çatı katında bıraktıktan sonra ona bir şey olmamıştır çünkü eğer bir şey olduysa ve kimseye söylemediysen...
If something happened to her in your house... - you'll be charged with accessory to rape.
Eğer senin evinde onun başına bir şey geldiyse tecavüzden suçlanacaksın.
If something's happened to her... I guarantee you her husband had something to do with it.
Eğer ona bir şey olduysa sizi temin ederim bunun kocasıyla bir ilgisi vardır.
So... we shouldn't have to pay for something that wouldn't have happened if you had measured the cabinets right in the first place,
En başta dolapları doğru ölçseydin böyle bir şey ödemek zorunda kalmayacaktık.
Well, if something comes up, some cutesy thing about your relationship, like a pet name or a little joke about some incident that happened between you, that I just don't want to know about. And knowing this, you wisely decide to keep it from me as a favor to protect me from unnecessary harm.
Eğer ilişkinizle ilgili sevimli bir gelişme olursa bir takma ad veya küçük bir şaka veya aranızda meydana gelen bir olay gibi bunları bilmek istemiyorum Ve bunu bilerek iyilik olsun diye, bana zarar gelmesini önlemek için bana söyleyip söylemeyeceğine karar ver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]