If that's cool with you traduction Turc
46 traduction parallèle
I can make it after all, if that's cool with you.
Meğersem gidebilecekmişim, senin için uygunsa.
You know, if it's because you're HIV-positive, I'm cool with that.
HlV pozitif olduğun içinse, ben bunu dert etmiyorum.
We got another player if that's cool with you.
Bir oyuncu daha geldi sana uyarsa tabii.
Listen, if you're trying to tell me you're a bisexual or something I'm cool with that.
Bana biseksüel ya da başka olduğu söyleme çalışıyorsan benim için sorun yok.
Look, I know you guys are close, and I'm cool with that, even if you have known him since you were, like, five.
Bak, biliyorum siz beyler kapalısınız, ve ben bununla farklıyım. Sen onu beş yaşından beri tanısan beri..
WELL, IF YOU'RE COOL SLEEPING WITH YOUR EYES OPEN AND A HATCHET UNDER YOUR PILLOW, THAT'S YOUR BUSINESS.
Tek gözün açıkta, yastığının altında bir bıçakla uyumakla sorunun yoksa, bu seni ilgilendirir.
That's cool, I guess you can join up with us if you want.
Sorun yok. Eğer istiyorsan bize katılabilirsin.
If you don't feel like getting high, that's cool with me, because there's lots of people around here. See this guy?
Eğer uçmak istemiyorsan, bana göre hava hoş... çünkü etrafta bir sürü insan var.
You know, he says he's totally cool with waiting until I'm ready, but if he's filling up with cyber-sex in the mean time, I'm not going to measure up to that.
Beni hazır olana dek bekleme konusunda tamamen rahat olduğunu söyledi ama ya bu sanal seks olayına kendini kaptırırsa? Bununla boy ölçüşemem ben.
If that's cool with you.
Tabi senin için bir sorun olmazsa.
- I mean, if that's cool with you.
- Yani, sana da uyarsa. - Tabii.
I was gonna go out with him tonight and Jenna fucking hates him, so I'm just gonna tell her I'm with you, if that's cool.
Bu gece bu adamla birlikte dışarı çıkacağım ve Jenna ondan nefret eder, bu yüzden ona seninle birlikte olacağımı söyleyeceğim eğer sorun yoksa.
I don't understand where we're at if you won't see me for months and that's cool with you.
Üç ay beni görmemek senin için fark etmiyorsa ilişkimizin boyutunu anlamıyorum.
HEY, IF YOU WANNA MOVE IN WITH ME, THAT'S COOL.
Bana taşınmak istersen sorun değil.
I mean, if that's cool with you.
- Yani, senin için de uygunsa.
If you don't want to have sex, that's cool with me.
Sevişmek istemezsen benim için sorun olmaz.
If that's cool with you.
Eğer sanada uyarsa.
I thought I would just hang up here with you, if that's cool.
Sakıncası yoksa burada seninle takılayım dedim.
But when I date someone, sex is usually part of the equation. If you're not cool with that, it's fine.
Ama biriyle çıktığım zaman, seks de olmazsa olmazlardandır eğer sorun buysa, önemli değil.
I'm gonna hit it, if that's cool with you.
Sence de uygunsa başlatıyorum.
Like if you just want to be on Facebook all the time, he's... he's cool with that?
Yani, sürekli facebooka girmek istersen bunu, dert etmeyecek gibi mi?
If that's cool with you.
Eğer senin için de uygunsa.
She's wearing the pants too, if you're cool with that.
Aynı zamanda pantolonu da o giyiyor, eğer bununla bir sorunun yoksa.
And if I told you I was hanging out with Ty, you would have been like, "hey, that's cool"?
Peki ya size Ty'la takılacağım deseydim "aman ne güzel" mi derdiniz?
You know, I think I'm just gonna hang out here with you guys, if that's cool.
Sorun olmazsa, ben de burada sizinle takılacağım.
Captain, I-I'd like to ask Mrs. Robbins a question, if that's cool with you.
Yüzbaşı, sizin için de uygunsa Bayan Robbins'e bir soru sormak istiyorum.
So I figured I'd stay around for a couple days, if that's cool with you.
Bu nedenle senin için de uygunsa, birkaç gün buralarda kalırım diye düşündüm.
I'm gonna go ahead and dial back the crazy a little bit and just serve myself if that's cool with--with you guys.
Yaptığım saçmalığı görmezden gelmek adına size de uyarsa yalnızca kendime koyacağım.
I think it's probably best if you stay here with her if that's cool.
Sorun olmazsa onun yanında kalman daha iyi olur.
If that's cool with you.
Bu da sana uyarsa.
I might as well hang with you guys if that's cool.
Sorun değilse ben de sizinle takılayım.
I'd like to be left alone, if that's cool with you.
Mahsuru yoksa yalnız kalmak istiyorum.
If that's cool with you.
Senin için uygunsa tabii.
I would really love to observe if that's cool with you.
- Sakıncası yoksa bakmak isterim.
And I wouldn't mind keeping it that way, if that's cool with you.
Senin için de sakıncası yoksa bu şekilde kalsın istiyorum.
No, no, you should not - - you should not tell them. 'cause if you do, you go to jail, And that is not cool with me.
Hayır, hayır, yapmamalısın, onlara söylememelisin çünkü söylersen, hapse gidersin, bu da benim için hiç hoş olmaz.
- if that's cool with you.
- eğer senin için de öyleyse.
Yeah I was thinking I could crash in the couch, if that's cool with you guys.
Sizin içinde uygunsa çekyatta yatabileceğimi düşünüyordum.
- if that's cool with you?
-... eğer sana da uyarsa?
I mean, if that's cool with you?
Senin için bir sakıncası olmayacaksa tabii.
If that's all you want, I'm totally cool with it.
Eğer istediğin buysa, ben kesinlikle varım.
If that's cool with you.
Sana uyarsa tabi.
But if you want to hang back, take a bubble bath, that's cool with me.
Ama eğer geri çekilip köpüklü bir banyo yapmak istersen bu bana uyar.
- If that's cool with you.
Sakıncası yoksa tabii.
Okay. Anytime after 8 : 30 works for me, if that's cool with you.
Tamam. 8 : 30'dan sonra her zaman bana uygun sana da uyarsa.
One of my goals is to take a more active role in decorating our apartment, if that's cool with you.
Sakıncası yoksa evimizin dekorasyonunda daha etkin bir rol oynamak istiyorum.