If that's what you're implying traduction Turc
37 traduction parallèle
And by advising the Chief Clerk of your unpunctuality it's certainly not my position that's being compromised, if that's what you're implying.
Geçikmenizi büro şefine bildirmem gerekir... ki bu durum benim durumumu tehlikeye atmaz İma ettiğiniz risk ise...
I wasn't peeping through the keyhole... if that's what you're implying.
Anahtar deliğinden seyretmiyordum tabi... eğer kast ettiğiniz buysa.
No, I certainly don't have any stories if that's what you're implying.
Hiç bir hikâyem yok. Eğer bunu bilmek istiyorsan.
And I am not banging her, if that's what you're implying.
Demeye getirdiğiniz buysa.
I am not trigger-happy, if that's what you're implying.
Ben mutlu-tetikçi değilim. Eğer kastettiğiniz buysa.
Nor Summerholt, if that's what you're implying.
Summerholt da değil, eğer bunu ima ediyorsan.
I don't think I'm any better than the average Joe, if that's what you're implying.
Ben de sıradan insanlardan farksızım, kastettiğin şey buysa şayet.
That wasn't for money, if that's what you're implying.
Para için değildi, eğer ima ettiğiniz şey buysa.
So you would do or say pretty much anything to help him out if he was in a bind? I wouldn't lie, if that's what you're implying.
- Yani başı dertte olduğu zaman onu korumak için yapmayacağız ya da söylemeyeceğiniz şey yoktur öyle mi?
I wasn't working that night with bingo, if that's what you're implying.
O gece Bingo'yla çalışmadım eğer ima ettiğiniz buysa.
Well, it had nothing to do with me If that's what you're implying.
Benimle bir alakası yok eğer bunu kastediyorsan.
Well, I didn't not mention her, if that's what you're implying.
Şey, bahsetmedim değil, eğer demek istediğin buysa.
By describing it as a dream, you're implying it's something that you dreamt up, as if, in some way, you blame yourself for what happened or even feel you deserved it.
Bunu bir rüya diye niteleyerek, bunun hayalini kuruduğun bir şey olduğunu ima ediyorsun, bir şekilde olanlardan kendini suçlarcasına ya da hatta bunu hak ettiğini düşünürcesine.
I'm not on the juice, if that's what you're implying.
Eğer kastettiğin buysa, ben dopingli değilim.
I didn't give him the pack, if that is what you're implying.
İma ettiğiniz buysa sırt roketini ona ben vermedim.
Justin would never cheat on me. If that's what you're implying...
- İma ettiğiniz buysa Justin beni hayatta aldatmazdı.
We're certainly not building something sinister, if that's what you're implying.
Kesinlikle bir fesatlık peşinde değiliz eğer sözlerinle bunu kastediyorsan.
He's not worried about you, if that's what you're implying.
Deme istediğin buysa, senin için endişelenmiyor.
- If that's what you're implying.
- Eğer demek istediğiniz buysa.
I am not a kept woman, if that's what you're implying.
İma ettiğiniz şey metres olmamsa öyle değilim.
I didn't steal anything, if that's what you're implying.
Demek istediğin oysa ben hiçbir şey çalmadım.
I didn't do anything to those girls, if that's what you're implying.
İma ettiğin buysa, o kızlara hiçbir şey yapmadım.
I'm not a murderer, Fred, if that's what you're implying.
Ben katil değilim Fred, eğer ima ettiğin buysa.
I am not a complete stranger to romance if that's what you're implying.
İma ettiğiniz oysa, romantizmden tamamen uzak olduğum söylenemez.
I wasn't influencing Claudia's memories, if that's what you're implying.
Claudia'nın anılarını etkilemiyorum, eğer ima ettiğiniz şey buysa.
God, we're not sleeping together, if that's what you're implying.
İma ettiğin buysa, yatmıyoruz.
Chemo? My hair is not thinning, if that's what you're implying.
İma ettiğin buysa, saçımın inceldiği yok.
I'm not mentally ill if that's what you're implying.
Akıl hastası değilim, onu ima ediyorsan.
No, he's not with another bimbo, if that's what you're implying.
Başka bir sürtükle beraber değil, eğer bunu kastettiysen.
I didn't know anything until half an hour ago, if that's what you're implying.
Yarım saat önce bilmiyordum. İma ettiğin şey buysa!
I didn't buy that stock, if that's what you're implying.
O hisseleri almadım. İma ettiğin buysa eğer.
I'm not a gigolo if that's what you're implying.
İma ettiğiniz bu mu bilmiyorum ama ben jigolo değilim.
I'm not looking to rile people up if that's what you're implying.
İnsanları sinirlendirmek niyetinde değilim, eğer ima ettiğin buysa.
Nothing negative, if that's what you're implying.
Olumsuz bir şey değil eğer bunu ima ediyorsan.
I'm certainly not one of the jackasses, if that's what you're implying.
- Eşeklerden biri olmadığıma eminim eğer bunu ima ediyorsan. - Onu ima ediyordum.
It wasn't any one thing, if that's what you're implying.
İma ettiğiniz oysa eğer tek bir nedeni yoktu.
If you're implying what I think you're implying, you don't think that's a little fast?
İma ettiğini düşündüğüm şeyi ima ediyorsan sence de bu biraz hızlı gitmek olmaz mı?