English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / If that's what you want

If that's what you want traduction Turc

1,265 traduction parallèle
All right, if that's what you want.
Hadi, eve gidip pastayı orada yiyelim.
I'm sorry you feel that way but if that's what you want...
Buna üzüldüm ama eğer istediğin buysa...
Why don't you just keep fucking her if that's what you want.
İstediğin oysa, onunla yatabilirsin.
If that's what you want.
- Peki. İstediğin buysa.
If that's what you want, go ahead!
İstediğin buysa, devam et!
I'll do it, if that's what you want.
İstediğin buysa yaparım.
If Willie asks you, I want you to tell him what I've told him, - That it's all cheap gossip.
Willie sana sorarsa ben ona ne dediysem aynısını söylemeni istiyorum, yani bunların ucuz dedikodular olduğunu.
If that's what you want, I'II go with you
Eğer istediğin buysa, seninle giderim
"l'll marry ten times over, if that's what you want"
Ben on defa daha evleneceğim, eğer istediğin buysa
I don't know but that's what I'd want if I were you.
Emin değilim ama, senin yerinde olsam bunu isterdim
To answer that, I'd have to tell you more than you want to know... but suffice it to say... if you don't do what I'm suggesting, it's going to take you another 16 years to get this ship home, and there are going to be casualties along the way.
Bu soruna cevaben, bilmek istediğinden daha fazlasını söyleyebilecek durumdayım... ama yeterlice söyleyecek olursam... eğer önerdiğim şeyi yapmazsan, bu gemiyi eve götürebilmek için bir 16 yıl daha harcayacaksın, ve bu uzun yol boyunca, bir sürü kayıplar yaşayacaksın.
Yeah, if that's what you want, we'll be here with the prince.
Evet, istediğin buysa, biz prensle burada bekleriz.
Okay, Bev, if that's what you really want.
Tamam, Bev, istediğin gerçekten buysa.
Let's say it is what she does. Don't you think it's possible... that if she leaves Stars Hollow this time... it's because she thinks you don't want her to stay?
Ama Rachel, bu kez Stars Hollow'dan ayrılırsa bunun nedeni senin kalmasını istememen olabilir mi?
- Okay, if that's what you want.
- Tamam madem istediğin bu.
I'll play Squire Bracebridge if that's what you want.
Tamam, Bracebridge Beyi'ni oynayacağım. Madem öyle istiyorsunuz.
Timmy, if that's what you want, there are plenty of other schools to choose from before you decide.
Timmy, eğer istediğin şey buysa, karar vermeden önce, seçim yapabileceğin bunun gibi bir çok okul var.
If that's what you want, I'm very happy for you.
Hayatım, istediğin buysa senin adına çok sevindim.
And that's okay, if that's what you want.
Ve eğer istediğin buysa, sorun değil.
I can get you genetic counseling on finding an anonymous donor if that's what you want unless you already have someone in mind.
İstersen sana donör bulması için bir genetik danışmanı da ayarlayabilirim ama aklında biri varsa.
It's a little early, but we could do it if that's what you want.
Henüz erken ama isterseniz yapabiliriz.
If that's what you really want.
Eğer istediğiniz gerçekten buysa.
IF THAT'S WHAT YOU WANT, YOU GOT IT.
Madem öyle istiyorsun, öyle olsun o zaman.
driven primarily by instinctual or unconscious desires and that if you can in fact trigger those needs and desires, you can get what you want from them.
Tüketici, içgüdüsel ya da bilinçdışı arzularla hareket ediyordu. Eğer bu ihtiyaç ve arzuları tetikleyebilirseniz,... onlardan istediğinizi alabilirsiniz.
If that's what you want.
Eğer istediği buysa.
Love a young, gay, tall British man if that's what you want.
Eğer istediğin buysa genç, uzun boylu yakışıklı bir gaye aşık ol.
I'll do it, if that's what you want.
İstediğin buysa bunu yapacağım.
- If that's what you want.
- İstiyorsan, tabii.
And I know that sounds corny to you, but that's what I want, and if we can't have those things together,
Eğer birlikte buna sahip olamayacaksak da ben bunu yine de istiyorum.
That's what he wants, if that's what you want.
- Bu gece mi?
- If that's what you want, then give me the key.
- Lütfen bana anahtarı ver.
No, I'm his flunky, if that's what you want to hear,
Hayır. Ben onun uşağıyım... duymak istediğin buysa.
If you want to be like a Western girl, that's what happens to Western girls.
Eğer batılı bir kız gibi olmak istiyorsan, batılı kızlara olan budur.
I'm saying if... If you want it. If that's what you want, I'll do it.
Sadece, istediğin şey buysa bunu yaparım demek istedim.
That's fine if that's what you want.
Eğer istediğin buysa.
And if you and I are powerless now... I want to believe that if we listen to what's speaking... it can give us the power to save ourselves.
Ve eğer sen ve ben şimdi güçsüzsek eğer biz konuştuklarımızı dinliyorsak onun bize kendimizi kurtarmak için güç verebileceğine inanmak istiyorum.
All right, if that's what you want to do.
Pekala, eger istediginiz buysa.
My point is, you'll make a great cheerleader, if that's what you want.
Demek istediğim eğer isteğin buysa, harika bir amigo olacaksın.
Talk to him if that's what you want.
Eğer istediğin buysa onunla konuş.
Look, this... Us working together is not a way to get back together, if that's what you want.
Bak, bu bizim bir arada çalışıyor olmamız tekrar birlikte olmanın bir yolu değil, eğer istediğin buysa.
If that's what you want to do, you should do it.
Eğer istediğin buysa, yapmalısın.
We'll finish working on your holographic systems, if that's what you want.
İstediğiniz buysa, holographic sistemleriniz üzerindeki çalışmamızı bitireceğiz.
If that's what you want to do, you should do it,'cause I want you to.
İstediğin buysa, yapmalısın. Çünkü yapmanı istiyorum.
If that's what you want.
Eğer istediğin buysa...
Okay, if that's what you want to do.
Eğer yaptırmak istiyorsan, tamam.
BUT IF THAT'S WHAT YOU WANT, IT'S NOT TOO LATE.
Ama istediğin buysa, çok da geç değil. Evlilik...
If that's what you want, fine. But if you can't even confide in me I don't know why we're going out in the first place.
Ama bana içini bile dökemeyeceksen niye çıktığımızı bilmiyorum.
Your plan's good and all, but what if the girl that you pick doesn't want to kiss me?
Planın güzel de, ya seçtiğin kız beni öpmek istemezse?
That's what I was thinking. Maybe, if you want it too, dad would let you come and live here with me. If you want it too.
Şöyle düşündüm acaba, yani istersen babam gelip benimle yaşamana izin verir sen istersen.
Yes, if that's what you want to call it.
- Evet, öyle de denebilir.
You want more dead bodies, that's what you're going to get if you let these guys declare war on my boy.
Daha fazla ceset mi istiyorsun? Eğer bu adamın üstüne bunca insanı salarsan, alacağın sonuç bu olacak!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]