If you're lying to me traduction Turc
135 traduction parallèle
I don't know if you're lying to me, or if you're insane and I don't really care any longer, but that man, I believe was in the car that's been following us.
Yalan mı söylüyorsun, aklını mı kaçırdın bilmiyorum... ve artık umrumda da değil, ama sanırım o adam... bizi izleyen arabadaki adamdı.
If you're lying to me... I swear.
- Bana yalan söylüyorsan...
If you're lying to me, my friend's gonna take that boy... - on a long walk and he's not coming back.
Yalan söylüyorsan, arkadaşım o çocuğu uzun bir yürüyüşe çıkarır ve geri dönmez, anladın mı?
If you're lying to me, I'm gonna deep-fry your ass.
Eğer yalan söylüyorsan, kıçını kızartacağım.
If you're lying to me, I'll be back.
Eğer yalan söylüyorsan geri gelirim.
And if you're not the Butcher then she is because somebody sure the fuck is lying to me!
Eğer Kasap sen değilsen o olmalı çünkü biriniz bana yalan söylüyor.
I'm not suggesting that you're lying... that you're about to file a fraudulent claim... but forgive me if this sounds... a little bit like bullshit to me.
Bakın, yalan söylediğinizi sahte bir iddiada bulunduğunuzu kastetmiyorum. Ama ne yazık ki tüm bunlar bana saçmalık gibi geliyor.
If you're lying to me and I find out, you'll give yourself up.
Eğer yalan söylüyorsan ve ben bunu öğrenirsem, kendin teslim olacaksın.
Now, son, if you think by lying to me you're going to save your own hide, you'd better forget it.
Evlat, bana yalan söyleyerek kendini kurtaracağını düşünüyorsan unut gitsin.
If you're lying to me...
Eğer bana yalan söylüyorsan...
I just want to know if you're lying to me, that's all.
Sadece bana yalan söylüyor musun bunu bilmek istiyorum o kadar.
I'm very concerned. See if you're lying to me...!
Bana yalan söyleyip söylememen önemli.
If you're lying to me ashole I'll give you what for. Did they see the ship?
Gemiyi gördüler mi lan yoksa?
If you're lying to me...
- Eğer bana yalan söylüyorsan -
If you're lying to me I blow your balls off.
Bana yalan söylüyorsan hayalarından vururum.
- If you're lying to me... - No!
- Eğer bana yalan söylüyorsan...
Then you know what'll happen if I find out you're lying to me.
Bana yalan söylersen neler olacağını biliyorsun demektir.
Okay, Pete, listen to me. If you're lying, I'm out.
Eğer yalan söylüyorsan ben yokum.
If you're lying to me again, I'll kill you myself.
Eğer bana yine yalan söylüyorsan, seni kendim öldürürüm.
But if I find out that you're lying to me, B. Slick is going to be the least of your problems.
Ama yalan söylediğini ortaya çıkarırsam B Slick dertlerinin en hafifi olacak.
If you're lying to me and anything happens... I will hold you personally responsible.
Bana yalan söylüyorsanız ve sonra bir şeyler olursa bundan sizi sorumlu tutarım.
If he's not, I'll assume you're lying to me, and you're gonna wish you hadn't.
Eğer buralarda değilse, bana yalan söylediğini düşüneceğim ve söylememiş olmayı dileyeceksin.
If I find out you're lying to me, I'll finish with you, I swear!
- Yalan söylediğini öğrenirsem - yemin ederim ilişkimizi bitiririm!
What kind of future are we gonna have if you're already lying to me?
Şimdiden bana yalan söylersen nasıl bir geleceğimiz olacak sence?
And I'm gonna know if you're lying to me.
Ve yalan söylersen anlarım.
Then you should have no trouble believing me when I say that if you're lying about these coordinates, there will be nowhere in this galaxy for you to hide.
Öyleyse şunu dediğimde bana inanmakta zorlanmazsın : Eğer koordinatlar hakkında yalan söylüyorsan, bu galakside saklanacağın hiçbir yer olamaz.
If you're lying to me, it is your daughter who will suffer.
Evelyn, bana yalan söylüyorsan cezasının çeken kızın olur.
- Yes. - If you're lying to me, I'll find out.
Bana yalan söylüyorsan, bunu anlarım.
For your sake, I hope you're lying. Because if it's true, I swear to God I will march into hell myself and I will slaughter each and every one of you evil sons of bitches, so help me, God.
Kendi iyiliğin için, umarım yalan söylüyorsundur çünkü eğer doğruysa, Tanrı'ya yemin ederim... seni cehennem de bile izlerim ve her birinizi bütün o... çocuklarını doğrarım, Tanrı yardımcım olsun.
Gene, if you're lying to me, it ain't gonna be god that strikes you down.
Gene, eğer bana yalan söylüyorsan, senin canını alan Tanrı olmayacak.
It's easy for me to tell if you're lying or telling the truth.
Yalan söyleyip söylemediğini anlamak benim için oldukça kolay.
I swear to god, if I find out you're lying to me...
Tanrıya yeminim olsun, bana yalan söylediğini anlarsam...
If you're lying to me, you're an accomplice.
Bana yalan söylüyorsanız suç ortağı sayılırsınız.
Gruz, if you're lying to me, I'll kill you.
Eğer yalan söylüyorsan, seni öldürürüm.
You lie to me and I would usually lie to you too by acting as if I don't realise you're lying.
Bana yalan söylerseniz yalanınızı fark etmemiş gibi ben de size yalan söylerim.
You know, you lied to me once, if you think you're gonna do it again - i swear i'm not lying
Önceden de yalan söyledin. ... Yeniden söyleyebileceğini düşünüyorsan - Yemin ederim yalan söylemiyorum.
Zach, if you're lying to me, I'll find out. It's what I do.
Zach, yalan söylüyorsan anlarım.
If you insist on lying, you're going to upset me.
Yalan söylemeye devam edersen beni üzeceksin.
And if I find out you're lying to me, I'm not going to be happy.
Ve eğer bana yalan söylediğini öğrenirsem, hiç mutlu olmayacağım.
If you're lying to me, even a little bit,
Eğer bana yalan söylüyorsanız, ki bu azıcık olsa bile...
With that in mind, I'm going to ask you once, and if I find out you're lying to me, it will forever alter our relationship.
Sana sadece bir kere soracağım. Ve eğer bana yalan söylediğini anlarsam, ilişkimiz tamamen değişir
And I plan on staying here while every cab is processed and every logbook checked, and if I find out that either of you two are lying to me, you're gonna find out just how well I do my job.
Doğru, haklısın. Burada kalıp bütün araçları tek tek incelemeyi planlıyorum. İkinizden birinin yalan söylediğini anlarsam işimi ne kadar iyi yaptığıma bizzat tanık olursunuz.
And if you're lying to me, you're as good as dead.
Eğer bana yalan söylüyorsan, kendini ölmüş bil.
If I find out Dr. Loza's been here and you're lying to me,
Dr. Loza'nın buraya geldiğini, bana yalan söylediğini öğrenirsem...
I'll beat you up if you're lying to me.
Yalan söylüyorsan seni öldürürüm.
I'm telling you Junior if you are lying to me you're going in that fucking barrel.
Şimdiden söyleyeyim, Junior bana yalan söylüyorsan, şu lânet fıçıya sokacağım seni.
If you're lying to me... I'm gonna take your fucking kid away from you.
Eğer bana yalan söylüyorsan lanet olası çocuğunu elinden alırım.
Because let me tell you, Jesús, if you're lying to me, you're gonna wish your name was Jesus, Jesús.
Sana bir şey söyleyeyim, Jesús. Bana yalan söylüyorsan adının İsa olmasını dileyeceksin, Jesús.
But I swear to God on my mother's eyes if you're lying to me, I will leave you there.
Ama annemin üzerine yemin ederim ki ; bana yalan söylüyorsan, seni burada bırakırım.
Look, if you're... if you're lying to me, you're dead.
Bak, eğer... Eğer bana yalan söylüyorsan, ölürsün.
So if you're lying to me, I won't send you to the crossbows.
Yani bana yalan söylüyorsan seni arbeletlerin önüne çıkarmam.