English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / If you're not too busy

If you're not too busy traduction Turc

93 traduction parallèle
Colonel, if I could come to your office tomorrow sometime, when you're not too busy.
Albay, yarın bir ara bürona uğrayabilir miyim çok meşgul olmadığın bir zaman.
- if you're not too busy.
Çok meşgul değilsen tabii.
I was wondering, if you're not too busy... you might like to come over to my place and see them.
Belki çok meşgul değilseniz evime gelip ağaçları görmek istersiniz.
Jack, we'd like to talk to you over at the saloon if you're not too busy.
Jack, çok meşgül değilsen seninle salonda konuşmak istiyoruz.
If you're not too busy, I shall need your help with the arrangements for the soiree tonight.
Meşgul değilseniz bu geceki suare için yardımınıza ihtiyacım olacak.
If you're not too busy, of course.
Tabi çok meşgul değilseniz.
And if you're not too busy, you can wipe the bugs off the windshield.
Çok meşgul değilsen camdaki böcekleri temizleyebilirsin.
SINCE THE LADIES ARE BUSY WE MIGHT AS WELL PLAY, IF YOU'RE NOT TOO TIRED.
Hanımlar meşgulken biz de oynayabiliriz ;
Would you care to stroll with me, if you've got time, if you're not too busy?
Vaktin varsa, çok meşgul değilsen, benimle dolaşmaya ne dersin?
I said " Would you care to stroll with me, if you've got time, if you're not too busy?
" Vaktin varsa, çok meşgul değilsen,
That is, if you're not too busy.
Tabii çok meşgul değilsen.
I thought you might like some company, if you're not too busy.
Biraz eşlik etmek isteyebileceğinizi düşünmüştüm, eğer çok meşgul değilseniz.
No, thanks but I could use some company... if you're not too busy.
- Hayır, teşekkürler. Fakat arkadaşlık yapman iyi olurdu. Eğer çok meşgul değilsen.
- l'd like that... if you're not too busy being the Presider of the Festival.
- Çok memnun olurum Festivale başkanlık yapmaktan fırsat bulursan tabi.
If you're not too busy.
- Eğer çok meşgul değilsen.
Conni, if you're not too busy...
Conni, eğer çok meşgul değilsen...
Perhaps if you're not too busy we could wing on down after the High Holidays.
Belki eğer meşgul değilsen Kutsal bayramımızdan sonra oraya kanatlanırız.
If you're not too busy.
Çok meşgul değilseniz.
Now, if you're not too busy, maybe you can give us a hand with this transmission.
Şimdi, çok meşgul değilsen, belki şanzumanı indirmemize yardım edersin.
If you're not too busy, I'm having a spot of trouble on my way in.
Çok meşgul değilsen, girerken, başımdaki belayla ilgilen.
You know - if you're not too busy having sex with my mother.
Eğer annemle sevişmek için buluşmayacaksan tabi.
That'd be great if you're not too busy. It'll be really good... to see you.
Seni görmek güzel olacak.
Uh, uh, I was wondering- - That is, if you're not too busy- -
Uh, uh, Eğer işiniz yoksa acaba -
Look, this little, uh, struggle for authority thing is all very cute, but, uh, if you're not too busy, I could really use a ship's schematic.
Bakın bu küçük... işte bu otarite ile mücadele olayı çok iyi ama... eğer çok yoğun değilseniz gerçekten geminin şematiğini kullanabilirim.
If you're not too busy with symphony rehearsals.
Sen orkestra provalarıyla çok meşgul olmazsan.
- If you're not too busy can I run something by you? - I've been busy.
Kabul ediyorum.
Listen, if you're not too busy dipping into the drug seizures you want to take a look at these for me?
Dinle, uyuşturucu krizleriyle meşgul değilsen benim için bunlara bakabilir misin?
l`d love to speak with you for a few minutes, if you`re not too busy and all.
Çok meşgul değilsen biraz konuşabilir miyiz?
I was thinking, if you're not too busy, maybe I'd take you up on that cup of coffee.
Düşünüyordum ki, meşgul değilsen. Bir kahve içsek iyi olacak.
I know you'd never consider going out with a guy like me, but if you're not too busy tomorrow night...
Hiçbir zaman benim gibi bir erkekle çıkmayı düşünmediğini biliyorum. Ama eğer, yarın gece meşgul değilsen...
If you're not too busy, perhaps you could mop it up?
Eğer fazla meşgul değilsen, sen yapar mısın?
So, I was wondering if you're not too busy...
Yani, çok meşgul değilsen...
You know, if you're not too busy with Mike.
Mike ile çok meşgul değilsen tabi.
If you're not too busy, young lady, feel free to tape the windows.
İşin yoksa genç bayan, pencereleri bantlayabilirsin.
- Only if you're not too busy chatting.
- Eğer meşgul değilsen.
if you're not too busy... NGas!
Eğer çok meşgul değilseniz...
Later, uh, when we're done here, if you're not too busy, maybe, um, we could -
Buradaki işimiz bittikten sonra Eğer vaktin varsa Belki, um, biz...
If you're not too busy, DiNozzo.
Çok meşgul değilsen gelir misin, DiNozzo?
OK, well, we'd like to ask you a few questions if you're not too, uh... busy.
Tamam, sana bir kaç soru sormak istiyoruz, tabii çok meşgul değilseniz.
He says, he and Ash are relaxing and wondered whether you like to join them if you're not too busy?
Ash ile beraber dinleniyorlarmış, acaba sende onlara katılır mısın diye soruyor.
Being in an environment where you're constantly up, you're constantly busy, and you're made to feel guilty if you take too many luxuries like sleeping... you tend to not really think for yourself.
Sürekli ayakta olduğunuz, sürekli meşgul olduğunuz ve uyumak gibi bir lükse kapıldığınızda suçlu hissettirildiğiniz bir ortamda kendinizi pek düşünmemeye başlıyorsunuz.
Well, if you're not too busy applying the aloe vera, you want to go see coldplay with me tonight?
Aloe vera sürmeyle o kadar çok meşgul değilsen, Bu gece benimle Coldplay konserine gelir misin?
Look, man, I'm sorry to interrupt you, but if you're not too busy... showering in your brother's urine or plotting your revenge against me... you mind lighting my cigarette?
Nasılsın? Bak, ahbap, böldüğüm için özür dilerim ama kardeşinin sidiğiyle yıkanmak ve bana karşı intikam planlarıyla çok meşgul değilsen... sigaramı yakabilir misin?
uh, so i was hoping--you know, if you're not too busy... oh, no, no, these things practically build themselves.
Düşündüm ki... sen de meşgul değilsen... Hayır, hayır.. Bu şey kendi kendine oluyor.
You know, if you're not too busy I was wondering maybe do you wanna read the scene I'm working on?
Eğer çok meşgul değilsen üstünde çalıştığım sahneyi okumak ister misin diye merak ediyordum?
Well, if you're not too busy, remove it.
Güzel, bir işle meşgul olmadığınıza göre... Kaldırın şunu!
I'd love to see you if you're not too busy.
.. yani meşgul değilsen, seni de orada görmek isterim.
Would you mind coming here if you're not too busy?
"Meşgul değilsen buraya kadar gelebilir misin?" demek istedin sanırım.
If you're not too busy.
Çok işiniz yoksa.
If you're not too busy, why don't you come?
İşin yoksa, sen de gelir misin?
If you're not too busy, Gus, Jack, and I are tied up in a cabin about 100 yards off tunnel road, right by where we had the pulled pork sandwiches that one time.
Çok meşgul değilsen, Gus, Jack ve ben bir keresinde domuzlu sandviç aldığımız yerde tünel yolunun 90 metre uzağında bir kulübede bağlıyız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]