If you're up for it traduction Turc
252 traduction parallèle
If you're looking for St. Dominic's, Father, it's a block up and then to your left.
Peder, bir blok ileride, solda.
Now once more, I want to emphasize that if... If any of you feel you're not up to this job, it's perfectly all right for you to drop out.
Bir kere daha belirtmek isterim ki işi yapamayacağını düşünen varsa gönül rahatlığıyla çekilebilir.
It isn't the ideal spot for convalescing, but you're welcome to it, if you can put up with being Mrs. Calvero.
İyileşmek için ideal bir yer değil. Ama misafirim olmanızdan zevk alırım. Eğer Bayan Calvero olmaya alışabilirseniz.
Well, just remember, it can happen to you, too, if you're covering up for this guy, so don't try to walk out on us.
Sadece hatırlayın, Sizinde başınıza gelebilir. Eğer bu adamı saklıyorsanız sakın bizden kaçmak için uğraşmayın.
And if ever you're really up against it, I'm always good for a touch.
Eğer gerçekten buna tamamen karşı isen, ben hep el altındayım.
No, if you've been married for five years and it goes into the shithouse, then you're gonna spend a lot of time throwing up.
Hayır, beş yıldır evliyseniz ve evlilik boktan bir hal aldıysa çok zamanınızı mide bulantısıyla geçirmeye başlarsınız.
If you're going to Vegas, man, I would be up for it, because I love that town.
Vegas'a gidiyorsan, sana eşlik edebilirim çünkü o şehre bayılırım.
For instance, if it's Monday and 7 : 30 comes up, you have to dis - adapt from your domestic surroundings and re-adapt yourself to an entirely different environment.
Mesela, eğer pazartesiyse ve saat 7 : 30 ise, ev çevrenizden geri uyarlanıp kendinizi tamamen farklı bir çevreye yeniden uyarlamalısınız.
If you're up for it, there's something I could do for you.
- Senin için yapabileceğim bir şey buldum.
God, if you do exist and you're up there watchin from wherever it is you're watchin'from, just look away for a minute.
Tanrım, eğer varsan ve bize bakıyorsan bizi her nereden izliyorsan, bize yardım et!
It can happen to you, too, if you " re covering up for this guy.
Sizin de başınıza gelebilir, eğer bu herifi koruyorsanız. Çekip gitmeyin sakın.
Okay, well, remember. If you're ever up for a 3 : 00 a.m. feeding, it'll be 6 : 00 in Boston.
Sabahın üçünde bebeği beslemek için kalkarsan Boston'da saatin altı olduğunu unutma.
For the rest of you, in the Trial Division or on the Executive Staff, if a cop or a detective needs a search warrant at 3 A.M.. you're to type it up... go to the judge's house, pull him off his wife or whoever else he's on top of... and get it signed.
Geri kalanlarınızsa, Mahkeme Bölümü'nden ya da idari işlerde olanlarınız ise gecenin üçünde bir polis ya da dedektifin arama iznine ihtiyacı olursa kalkıp izni yazacak ve bir yargıcın evine gidecek adamı karısının ya da her kimin üzerindeyse oradan çekip belgeyi imzalatacaksınız.
If you're up for it.
Cesaretin varsa tabii.
Listen up callers, if you're still out there on the road to Vegas, you better get your butt in gear before it disappears, cause Vegas is still looking for the King!
Siz dinleyenler, eğer hala Vegas'a gidiyorsanız kıçınızı Vegas yok olmadan önce hızlandırın. Vegas'a hala yeni bir Kral gerekiyor.
Dear son, we're waiting for Huns at the pass. "It would mean a lot if you'd come and back us up."
Geçitte bekliyoruz ve eğer gelip bizi desteklersiniz çok iyi olur.
( answering machine : ) Hi, I'm on a brutal hideous deadline for the show I know you're all coming to the opening of... so if I don't pick up, it's nothing personal.
Selam, şovumun son teslim tarihinde, en civcivli zamanındayım, biliyorum, hepiniz de mutlaka görüşmek zorundasınız... şayet telefonu açamazsam, kişisel algılamayın.
- I'm actually headed to a different study session, if you're up for it.
- Aslında benim aklımda daha değişik bir fikir vardı. Katılmak istermisin?
There's nothing wrong with your brain. If you're still worried, come back for another check up it two days. Okay, thank you.
hiç bir şeyiniz yok ama endişeniz varsa, çekup yapabiliriz sağolun!
If you're up for it, we're heading into deep research mode.
Eğer istersen, biz derin araştırma moduna geçiyoruz.
From this moment, you are responsible for what happens to her, and if you're looking out for her well-being, then advise her to pick up the injection gun and bring it to me.
Şu andan itibaren onun başına geleceklerin sorumlusu sensin. Onun iyiliğini düşünüyorsan söyle ona enjeksiyon tabancasını alsın ve bana getirsin.
- You want to try me? - If you're up for it!
- Bana karşı oynamak ister misin?
And this - - well, i-it was cute for about half a second then... it's not funny if you're cracking up.
Kısa bir süre çok iyi gittin. Eğer aklını oynatmıyorsan, bu hiç komik değil.
If you're up for it, that is.
Tabii sen de istersen.
If you're lookin'for help translating it, you're barkin'up the wrong genius.
Eğer çeviride yardım arıyorsan, yanlış dahiyle konuşuyorsun.
If I think for one second you're not living up to your end of it... or if you hold out on me in any way, I walk.
Eğer bir saniyeliğine bile sonuna kadar gitmeyeceğini hissedersem... yada benden herhangi bir şekilde birşey gizelersen, bırakırım.
God help you if you get stuck in that system... because it's very easy to get in... and it's almost impossible to get out unscathed... because you're up against an adversary... that has everything going for it except maybe the truth.
Sistem size dokunmak isterse Tanrı yardımcınız olsun. Çünkü, içeriye girmeniz an meselesi ama dışarı sağ salim çıkmanız neredeyse imkansız. Çünkü akıl almaz derecede her şeye sahip bir düşmana karşı savaşıyorsunuz.
You know what? If Stefania was staying for, like, a week, I could put up with it, but now they're talking about staying here for good.
Eğer Stefania bir hafta kalacak olsaydı idare edebilirdim ama şimdi yerleşmekten bahsediyorlar.
Yes, like if you're eating pizza with them, and Lorelai decides that... the pepperoni is angry at the mushrooms because they have an attitude... and then she holds up a pepperoni and it asks for your opinion... don't just laugh.
Evet, mesela onlarla pizza yerken, Lorelai, mantarlar tavır takındığı için pepperoni'nin mantarlara kızdığını söyleyebilir. Sonra pepperoni'yi tutup sana fikrini sorarsa sakın gülme.
There's a piece of it in there for you if you're up to it.
Eğer istersen orda senin içinde bir yer var.
And if you blow it, you're gonna end up hating yourself for the rest of your life.
Bunu mahvedersen, hayatın boyunca kendinden nefret edeceksin.
Well, if you're up for it, I've got something to show you.
Eğer kendine geldiysen sana bir şey göstereceğim.
I need to know if you're up for it or not.
Ve buna hazır olup olmadığını bilmem gerekiyor.
if you're up for it, we only need six more people for a human pyramid.
... siz de katılırsanız insan piramidi için altı kişiye ihtiyacımız olacak.
If you're up for it, I'd love to set up an exclusive interview with you for the Torch.
Eğer sorun değilse, El Feneri için bir röportaj yapmayı çok isterim.
Then. if you're like most clients. you look up. smile. and you ask the question I've heard for 20 years : "ls that it. then?"
Çoğu müvekkil gibiyseniz, başınızı kaldırıp gülümseyerek... 20 yıldır duyduğum soruyu sorarsınız : "Hepsi bu kadar mı?"
If you're looking for sensational material for one of your chronicles of crime, I suggest you adopt your usual practice and make it up.
Suç makalelerin için sansanyonel malzeme arıyorsun,... ben her zamanki yola başvurup uydurmanı öneririm.
Lieutenant, if you're up for it?
Teğmen denemek ister misiniz?
- If you're up for it.
- Eğer bunun için hazırsan.
And yes, I could use another hand if you're up for it.
Ve evet, istiyorsan birinin daha yardımı işime yarar.
Sure, if you're up for it.
Sen buna isteklisin tabi.
If your husband doesn't realize he's neglecting you that you're a lady, that you need maintenance as well it's only fair, it's only right that you look for other ways to make up for it.
Kocan seni ihmal ettiğini fark etmiyorsa ki sen de, bakıma ihtiyaç duyan bir hanımsın bunu telafi etmek için başka yollar araman çok doğal ve adil.
I'm beginning to wonder if you haven't done something bad and you're being holier than thou to make up for it.
Merak etmeye başladım, çok kötü bir şey yaptın da kendini affettirmek için mi böyle aşırı erdemli davranıyorsun.
Speaking for myself, if we don't sell, you're going to fuck it up.
Kendi adıma diyorum ki, eğer satmazsak bir halt yapamayacaksın.
I could use a hand if you're up for it.
İstiyorsanız, yardım çağırabilirim.
I think, if you're up for it, you should go at Kevin Merriman.
Bence gitmek istersen, Kevin Merriman'la bir görüş.
It might be easier for Malcolm to open up to you if we're not nearby.
Etrafında olmazsak Malcolm'un sana açılması daha kolay olabilir.
I'll take care of it for you if you're not up for it.
Sizin vaktiniz yoksa bu konuyla ben ilgilenebilirim.
You know, you say you're gonna give me my daughter back, but wouldn't it be better for you if you just tried to give her up to the bad guys?
Biliyorsun, kızımı bana geri vereceğini söyledin... ama kötü adamlara vermeyi denesen... senin için daha iyi olmaz mı?
Oh, big party coming up on Thursday night, if you're up for it?
Oh, Perşembe gecesi büyük bir parti var, gelmeyi düşünüyorsan?
If you're up for it.
Eğer istersen.