If you don't want to go traduction Turc
678 traduction parallèle
If you go with that man... will you then be able to stop seeing the things that you don't want to see?
O adamla gidersen, görmek istemediğin şeyleri görmeyebilecek misin?
If you don't want to go back to prison for 100 years, you better get me some intel on the Tooth Fairy.
100 yıllığına hapishaneye dönmek istemiyorsan bana Diş Perisi'yle ilgili bilgi versen iyi olur.
If you want my advice - which you don't - you'll give up this whole idiotic business and go back to your studies.
Bana sorarsanız, ki soracağınızı pek sanmıyorum tüm bu ahmakca işleri bırakıp, derslerinize geri dönün derim.
If you four people want to play bridge, don't mind me, go right ahead.
Eğer dördünüz briç oynamak isterseniz bana aldırmayın, oynayın.
It is getting late, and if you want to go to bed why, don't let your European etiquette stand in the way.
Geç oldu, yatmak istiyorsanız Avrupalı adetlerine uyun.
Well, if you don't want to go to Bagdad with him, you shan't.
Eğer onunla Bağdat'a gitmek istemiyorsan gitmemelisin.
Go and ask him for some if you don't want Maria Candelaria to die.
Maria Candelaria'nın ölmesini istemiyorsan gidip biraz iste. Hadi git.
They figure you don't want me around, you don't want to see me, and if I go away for a while, maybe I'll get all this out of my mind.
Beni etrafında istemediğini, beni görmek istemediğini ve kısa süreliğine uzaklaşırsam tüm bunları aklımdan çıkaracağımı düşünüyorlar.
If you don't believe that I can never turn on you again and if you don't want me to go back with you you could swim back by yourself.
Yeniden senin üzerine asla gelemeyeceğime inanmıyorsan seninle birlikte geri dönmemi istemiyorsan kendi başına geriye yüzebilirsin.
I don't know if I want to go away with you anyway...
Seninle uzaklara gitmek isteyip istemediğimi bile bilmiyorum.
I don't think I want to go on with our talk tonight, if you don't mind.
Sakıncası yoksa bu gece konuşmamıza devam etmek istemiyorum.
There's no hard feelings if you don " t want to go, but just let me know now.
Gelmek istemezseniz anlarım. Yeter ki şimdi söyleyin.
If you want me to go, say so, I don't want to embarrass you with the others.
Gitmemi istiyorsan söyle, başkalarının yanında seni mahcup etmek istemem.
Stay if you want to, but don't you go getting any ideas, Doll.
İstiyorsan kal, ama sakın aklına bir şey gelmesin Doll.
- There is no plan. If you don't want to go, that's fine.
Bizim işteki tek plan plan olmamasıdır.
Look, I want the whole truth, Vicki, because if I don't go to the police now, I'll be just as guilty as Carl is or you are.
Olayları bütün gerçekliğiyle anlatmanı istiyorum, Vicki, çünkü polise şimdi gitmezsem, ben de Carl ve senin gibi suçlu duruma düşerim.
If you want to fight, go behind the compost so we don't see.
Kavga edecekseniz arka tarafta edin, biz görmeyelim.
Not because I want something to eat but because if I don't, you won't go to sleep.
Bir şey yemek istediğimden değil, hayır çünkü gitmezsem sen uyuyamayacaksın.
Go ahead and quit if you want to, but don't ask me about it.
Çıkmak istiyorsanız durmayın, bana bu konuda bir daha soru sormayın.
If you want to go, don't let me stop you.
Gitmek istiyorsan, sana engel olmama izin verme sakın.
But if you don't want me to go, dear...
Fakat gitmemi istemezsen, sevgilim...
Well, what happens if you don't want to go with anybody?
Peki, kimsenin peşinden gitmezsen ne olacak?
You're a little touched in the head if you think that gun's gonna get us where we don't want to go.
Eğer o silahın bizi gitmek istemediğimiz bir yere götüreceğini sanıyorsan biraz akıldan zorun olmalı.
Look, if you want to talk to a reporter, why don't you go to Aces?
Bakın, bir muhabirle konuşmak istiyorsanız, Niçin Aslara gitmiyorsun?
Listen, if you don't want to go all the way to Narayama, you can turn back alone from the Valley of the Seven Turns.
Dinle, Narayama'ya kadar yolu katetmek istemiyorsan Yedi Sapak Vadisi'nden tek başına geri dönebilirsin.
Maybe you'd better go after him if you don't want to lose him.
Kaybetmek istemiyorsan, peşini bırakma.
Look, if you two are in this thing together, I don't care, it's none of my business, but I want to talk to Marion and I want her to tell me it's none of my business and then I'll go...
İkiniz bu işte birlikteyseniz beni ilgilendirmez ama bunu Marion'un söylemesini istiyorum, sonra giderim.
If you really don't want to go to school, and your mind is made up, maybe my grandfather could give you a job.
Eğer gerçekten okula gitmek istemiyorsan ve yapmayı düşündüğün... Belki büyükbabam sana bir iş verebilir.
- You needn't go in if you don't want to.
- İstemiyorsanız yapmak zorunda değilsiniz.
What I meant was that you don't have to go, David, if you don't want to.
Söylemek istediğim, istemiyorsan gitmek zorunda değilsin David.
If you don't want to go on, I'll go myself.
Sen gitmek istemiyorsan, ben tek başıma giderim.
I'll take over if you don't want to go any further.
Devam edemeyecek gibiysen, dümeni ben devralırım.
Hit me if you want to, but please don't go in there.
Tamam, Zelda, istiyorsan bana vur ama lütfen içeri girme.
If you want action, buddy, go to the Belly Button, but don't try to muscle in on a happy home.
Eğer hareket istiyorsan, ahbap, Belly Button'a git. Ama sakın bizim mutlu evimize bulaşma.
If you don't want to go to bed, please get out.
Eğer yatağa gitmek istemiyorsan, lütfen dışarı çık.
If you don't want me to do it, then let me go back for one of the men.
Benim yapmamı istemiyorsan dönüp, adamlardan birini getirmeme izin ver!
If you don't want to go with him, you come with me.
Onunla gitmek istemiyorsan, benimle gelirsin.
Keep quiet, I want to watch. If you like it so much, why don't you go to Germany?
Madem bu kadar beğendiysen niçin Almanya'ya gitmiyorsun?
If you want to use a boat, don't go too far beyond the island.
Eğer tekne tutmak isterseniz adadan daha ileriye gitmeyin.
If you boys want to talk, why don't y'all go outside?
Siz erkekler konuşmak istiyorsanız, neden dışarı çıkmıyorsunuz?
Why don't you all go into your own cabin if you want to play with C. W?
Neden kendi kulübenize gitmiyorsunuz? Madem C.W. ile oynayacağınız tuttu. Ha?
What I'm saying is, if you want to go, I won't stop you, but the minute you start to whine or make a nuisance, I don't care where we are,
Diyeceğim... eğer gelmek istiyorsan... seni engellemem, ama ağlayıp sızlamaya... veya sorun çıkartmaya başladığın anda... nerede olduğumuza bakmadan... seni postalarım.
If you don't want to take the risk you should go and play bowling instead.
Eğer risk almak istemiyorsan. Onun yerine gidip bowling oynayabilirsiniz.
Go to her, if you want, don't stay here.
Yanına git, burda durmak zorunda değilsin.
Look, it's your affair if you want to play with five people but don't go calling it doubles.
Beş kişi oynamak size kalmış ama ona çiftli tenis demeyin.
- But, you know, if you go... - I don't want to go. ... you'll be replaced by someone else.
Ama giderseniz yerinize yeni birisi gelir.
What if I told you I don't want you to go?
Ya gitmeni istemediğimi söylersem?
If you want to go to bed with me, why don't you say it?
Benimle yatmak istiyorsan, neden söylemiyorsun?
Don't stand on politeness. If you want to go to bed, we won't steal anything.
Kibarlık yapmayın, gidip yatın.
That's another thing, if you want to go by yourself, possibly you and ellen, because of business reasons, that's okay, I don't object to that, and I couId meet you later, that's all.
Şunu diyeceğim, yalnız gitmek istersen belki Ellen'la iş konuşmak istersiniz bana uyar, itiraz etmem seninle sonra buluşabiliriz.
You don't have to go along if you don't want to.
Eğer istemezsen, benimle gelmek zorunda değilsin.