Imitating traduction Turc
515 traduction parallèle
- No! Why don't you stop imitating a gorilla and imitate a man?
Neden goril taklidi yapmayı bırakıp insan taklidi yapmıyorsun?
No, that was you imitating a woodpecker.
Hayır, senin ağaçkakan taklidin.
Imitating the president, a lot of people won't like it.
Başkanı taklit etmek bir çok insanı sinir edecektir.
While writing, I had the idea of imitating the Raven.
Yazdığım sırada, Karga'yı taklit etmek aklıma geldi.
I was imitating you, Father.
- Sizi taklit ediyordum, Peder.
So he gets charged with abduction, imitating a soldier... repairing the morals of a minor, resisting arrest, perjury!
Şimdi adam kaçırma, asker kılığına girme reşit olmayan birinin ahlakını bozma tutuklamaya mani olma ve yalancı şahitlikle suçlanacak!
If you can get along without me tell that seamstress dancing with you to stop imitating me.
Bensiz başarılı olamıyorsan seninle dans eden o şırfıntıya söyle beni taklit etmesin.
Imitating you?
Taklit mi?
Not you imitating your brother.
Kardeşini taklit etmeye kalkma.
You are so busy imitating each other's tricks... you've forgotten what painting is about.
Birbirinizin taktiklerini kopya çekmekle o kadar meşgulsünüz ki ressamlığın ne demek olduğunu unutmuşsunuz.
You're imitating the divine Sarah Bernhardt no doubt.
Tabii Sarah Bernhardt'ı taklit ediyorsun.
- When you're not imitating Clément.
- Clément'i taklit etmediğin zamanlar.
Figured once she could imitate French, she'd have no trouble imitating English.
Bir kez Fransızca'yı kapınca,.. ... İngilizce'yi de halledebildi.
( imitating MacKenzie-Smith ) : You do realize I play cricket every Whitsuntide?
Her Whitsuntide'da kriket oynadığımı fark ettiniz mi?
( TEDDY AND EDDY IMITATING GUNFIRE )
- Güzel, büyük bir tane. - İyi akşamlar millet. - Merhaba Toby.
Imitating me making people laugh at me.
Beni taklit ediyor... insanları bana güldürüyordun.
laughing with them, imitating them, you, the youngest of all little sisters, you wore your beauty with humility.
onlarla gülüyorsun ağlıyorsun, taklit ederek sen, küçük kız kardeşlerin en küçüğü, güzelliğini mütevazisiyle taşıdın,
I can't stand him imitating a military man!
Bir askeri taklit eden birine dayanamam!
Imitating me now.
Şimdi de beni taklit ediyor.
Imitating one of your students?
Öğrencilerinden birini mi taklit ediyorsun?
Haydée proved quite compatible and able to follow our lead, without imitating our quirks too much.
Haydee bizim iğneleyici sözlerimize aldırmadan evdeki önderliğimizi kabul etmiş gibi görünüyordu.
- People learn to whistle by imitating the sound :
- İnsanlar sesi taklit ederek ıslık çalmayı öğrenir.
Black people have been imitating white people for so long, they know how to act like you all act, so, I mean, what's your whole problem?
Beyazları o kadar çok taklit ettik ki sizin gibi hareket etmeyi biliyoruz. Tam olarak sorununuz ne? Niye siyah olmayı denemiyorsunuz?
He lives in misery but always imitating his exploiter
Sefalet içinde yaşıyor ama yine de sömürücüsüne benzemeye çalışıyor.
And when we got home, the old man began imitating those sideshow barkers?
Döndüğümüzde babam bağıran figüranları taklit etmeye başlamıştı.
What you have seen here today, apes on the five continents will be imitating tomorrow.
Bugün burada gördüklerini, yarın, beş kıtadaki maymunlar örnek alacaklar.
All I've got so far is a dolphin imitating human speech sounds and responding to certain verbal signals, but if it gets out...
Bu sadece insanların konuşmasını tekrarlayan ve sözlü sinyallere tepki veren bir yunus.
You're still slaves, imitating your slave masters!
Sen hala kölesin, sadece köle efendilerini taklit ediyorsun!
He swallowed everything, imitating the cries of a baby and ejaculated into his nappy
Herşeyi yuttu, bir bebeğin ağlamasını taklit ederek ve çocuk bezinin üstüne boşaldı.
Pepe's imitating the professional matadors at the Plaza.
Pepe Plaza'da profesyonel matadorları taklit ediyor.
THAT'S YOU IMITATING YOUR...
Sen sadece anneni...
[Imitating British accent] I'll only be a moment, Boris.
Bak, Boris, bu, inanıyorum ki, bugüne kadar eline geçen ilk fırsat, şirin mi şirin evimizi görmek için!
This is life imitating art.
Burada hayat sanatı taklit ediyor.
Although they are conventionally dead... they're capable of very closely imitating the living.
Gerçek anlamda ölü olmalarına rağmen yaşayanları taklit etmede çok yeteneklidirler.
Finish imitating these dogs.
Köpeklerin taklidini
[Imitating B.A.]
"Aşağı in budala, yapacak işimiz var."
( imitating child ) "You said for to not for to drink your drink."
Senin içeceğini içmememi söyledin.
( imitating child ) "You said for to not for to drink your drink." That's right!
"Senin içeceğini içmememi söyledin." Aynen öyle.
Jeffrey's ( imitating child ) four years old.
Jeffrey, dört yaşındaydı.
Now, this honest child looks at you and says, ( imitating child ) "l was getting a cookie for you."
Dürüst çocuk suratınıza bakar ve "Sana kurabiye alıyordum," der.
( imitating sluggish children ) and they saw the four-year-old eating chocolate cake.
Sonra mutfağa geldiler. Dört yaşındakini çikolatalı kek yerken gördüler.
Why did you do that? ( imitating child ) "l don't know."
Bunu neden yaptın? "Bilmem ki."
See, you don't have to go through ( imitating child ) "l-l-l..."
"Bilmem ki," sürecine gerek yok.
( imitating child ) "Um, um, um, Mom? " Um, um, um, Mom, um, um, um, " Ennis is upstairs in trouble
"Anne, anneciğim, ağabeyim popoma havluyla vurdu."
( imitating child ) " But, Mom, I already told him so then he took the towel,
" Çoktan söyledim bile, ama yine yaptı.
( imitating child ) "OK, but I know he's just gonna pop me in the behind again'cause he's always popping people."
"Peki, ama yine yapacak. Bunu hep yapıyor herkese."
( imitating son ) "l'm trying to take a shower upstairs " and so then they come in the shower.
" Anne, duş almaya çalışıyordum ama içeri giriyorlar.
( imitating MacKenzie ) :
Hey!
( TEDDY AND EDDY IMITATING GUNFIRE )
- Evet efendim.
( imitating child ) "l don't know."
Bilmiyorum'muş.
( imitating child ) " See, Mom, I told you.
" Anne, demiştim sana.