In belgium traduction Turc
331 traduction parallèle
Fantômas was sentenced by Belgian court to death for the murders committed in Belgium [see file 163].
Fantomas, işlediği cinayet sebebiyle Belçika yasaları gereği ölüme mahkum edildi. ( 163. duyuruya bakın )
Here is the list of the Allied agents in Belgium.
İşte Belçika'daki müttefik ajanlarının listesi.
In Belgium and Holland and in every country we occupy French books will be allowed except technical publications
Belçika ve Hollanda'da işgal ettiğimiz her şehirde teknik yayınlar haricinde Fransızca kitaplar serbest olacak.
We're in Belgium, aren't we?
Belçika'dayız, değil mi?
You'll be happy to know we're in Belgium, not Luxembourg.
Lüksemburg'da değil, Belçika'da olduğumuzu duyunca sevineceksiniz.
We've traveled all over, we were even in Belgium, England
Her yeri gezdik, hatta Belçika ve İngiltere'ye bile gittik.
We'II get it Iaundered in Belgium.
Onları Belçika'da aklayacağız.
Then the Lord done the job for me in some mud-hole in Belgium in 1917.
Fakat Allah 1917'de Belçika'da bir çamur deliğinde onun cezasını verdi.
My husband was killed... in 1940, in Belgium.
- Lütfen. Kocam 1940'da, Belçika'da öldürüldü.
Supposing they keep you indefinitely in Belgium?
Seni süresiz Belçika'da tutarlar mı sence?
You know, doctor he told me that the piece of lace on this table was made by these blind nuns in Belgium. Imagine!
Biliyor musunuz doktor bu masadaki dantel parçasının Belçika'da kör rahibelerce yapıldığını söylemişti.
- 1 3 factories in Belgium, 1 4 in Switzerland.
- Belçika'da 13, İsviçre'de 14 fabrika.
Allied forces are still making progress in Belgium...
Müttefik kuvvetler Belçika'da hala ilerliyor...
Aron, the American driver, won the last two Grand Prixs at Spa in Belgium. And the German Grand Prix last week at the Nürburgring.
Amerikalı pilot Aron, Spa'daki son iki yarışı ve geçtiğimiz hafta Nürburgring'te yapılan Almanya Grand Prix'sini kazandı..
Brussels is in Belgium, isn't it, Uncle Gerald?
Brüksel Belçika'da, değil mi Gerald Amca?
Nevertheless, without parental consent forget about being married in Belgium until you're 21.
Yine de 21 yaşında değilsen ebeveyn izni olmadan Belçika'da evlenmeyi unut.
You desire a nice, safe investment in Belgium?
Belçika'da yatırım yapmayı mı istiyorsunuz?
We have the best-equipped dye vats in Belgium.
Belçika'daki en iyi boya fıçıları bizdedir.
In Belgium?
- Belçika'da mı?
Once upon a time eight walking wounded misfits of the American Army entered a castle in Belgium.
Bir zamanlar sekiz yaralı Amerikan Ordusu garibanları Belçika'da bir şatoya varmışlar.
If Blucher stays in Belgium, I stay too.
Blucher Belçika'da kalırsa, ben de kalırım.
You're still in Belgium?
Hala Belçika'da mısınız?
Listen to this. He says forget Tokyo. He knows somebody who can get me assigned to NATO Headquarters in Belgium.
Eskiden doktorların ancak alkol kadar zararlı sanmalarına rağmen bu sonuca ulaşıldı.
More to the south, in Belgium, the Germans had had another success spectacular in this first day : the taking of Eben Emael, the fort inexpugnável of the world, the critical point of the line of Gamelin.
Biraz daha güneyde Belçika'da ise Almanlar dünyadaki en güçlü savunma tabyaları..... olduğu söylenen Eben-Emael'i ele geçirerek... dikkatleri yine üzerlerine çekmişti.
Moreover, the generals Frenchmen continued capsized for what it was happening in Belgium and Holland.
Ayrıca, Fransız generalleri hala Hollanda ve Belçika'da neler olup bittiğini anlamaya çalışıyorlardı.
In this night of 13 of May, the Force British Member of an expedition, in Belgium, not yet it had entered in great confrontations, but the battle already was practically determined.
Savaşın kaderinin neredeyse tayin olduğu 13 Mayıs gecesi Belçika'nın kuzeyindeki İngiliz Sefer Kuvveti hala tehlikeli bir durum olmadığını düşünüyordu.
the northward advance, for the coast, that it would enclose armies allies in Belgium.
Kuzeyden yapılacak bir manevrayla Belçika'daki müttefik ordularını çevirmek.
With panzers in the coast, the best armies allies in maneuvers in Belgium they did not have access to the south.
Panzerlerin sahil hattına ulaşmasıyla en iyi müttefik birliklerinin güneyle bağlantıları kesilmişti.
I was in a refugee camp in Belgium
Belçika'da bir mülteci kampındaydım
There is a general strike in Belgium serious riots suppressed by the police,
Belçika'da genel grev ve polis tarafından bastırılan önemli isyanlar var.
" Died at Spa in Belgium...
" Belçika'da, Spa'da ölen...
They seem to have paused in Belgium.
Belçika'da durmuş gibi görünüyorlar.
The recession isn't as bad as in Belgium.
Ekonomik durgunluk Belçika'daki kadar kötü değil.
I never really got used to French, even after 25 years in Belgium.
Belçika'da 25 yıl kaldığım halde Fransızcaya bir türlü alışamadım.
Mama, you've been in Belgium so long, yet you still have an accent.
Anne, uzun zamandır Belçika'dasın ama aksanın düzelmemiş.
The proletariat knows that the contrasts and misery in the Borinage as in all of Belgium as in all the world are the results of capitalism.
Emekçi sınıfı, Borinage'dakiler kadar... Belçika'daki, ve hatta dünyadaki çelişki ve sefaletin kapitalimizin sonucu olduğunun farkında.
Any truth in the reports of heavy air reconnaissance over eastern Belgium?
Düşmanın Doğu Belçika üzerindeki yoğun hava keşif faaliyeti haberleri doğru mu?
Belgium's packed it in, did you know?
Belçika'yı paketlediler, biliyor musun?
Corruption of miners in Marcinelle, Belgium.
Madencilerin yolsuzlukla mücadelesine katıldı. Belçika, Marcinelle.
" in France and Belgium...
Fransa'da hâlâ muzaffer olabilir.
They'll be in Basle, Belgium or Bolivia by now.
Ben Beyin'in bir İngiliz olduğunu düşünüyordum.
Why, it's... It's in Belgium, isn't it?
Belçika'da, değil mi?
And speaking of Belgium, it has come to my attention that you are interested in the whereabouts of a certain engineer.
Belçika'dan söz etmişken, Bir mühendisin nerede olduğunu öğrenmeye çalıştığınızı duydum.
In December, it was decided that when the confrontations started, the troops would leave the shelters e would advance for Belgium.
Aralık ayında, çatışmalar başlarsa savunma mevzilerini terkedip Belçika içlerine ilerleme kararı alındı.
The deceit of this theory it came the light in 1936, when, without consulting France, the King Leopoldo of Belgium he opted to the neutrality e closed the borders even though to French military observers.
1936'da Belçika kralı Leopold'ün, Fransızlar'ın fikrini dahi almadan tarafsızlık ilan ederek sınırlarını kapatmasıyla bunun ne kadar aptalca bir fikir olduğu da açığa çıktı.
The columns were extended throughout 150 km, becoming an easy target for any bomber, but the airplanes allies, in this first day, they were supporting the English advance French e in direction to Belgium.
Açık hedef konumunda olsalar da müttefik hava kuvvetleri o anlarda Belçika'nın kuzeyindeki harekata hava desteği sağlamakla meşguldü.
The allied troops had received orders to abandon Belgium e, in 17 of May, Brussels it fell at the hands of the Germans.
Müttefik birlikleri de Belçika'dan çekilme emri almıştı. 17 Mayıs günü Brüksel düştü.
The nomination of Weygand it had excited one certain optimism in the Frenchmen, but fast it esmoreceu, when the counterattack failed e if knew in Paris, in 28 of May, that Belgium had defined by the criminal code.
Weygand'ın göreve gelmesi Fransızlar için bir umut ışığı olmuştu. Lakin 28 Mayıs'taki başarısız karşı taarruz ve akabinde Belçika'nın teslimiyle o ışıkta söndü.
One third of Montgomery's forces were engaged in clearing Germans from the Channel ports while the rest pushed on into Belgium.
Montgomery'in kuvvetlerinin üçte biri kıyıdaki Almanları temizlemekle uğraşırken kalanlar Belçika'ya sevkedildi.
And brave men and women in Norway and Holland and Denmark and Belgium.
Ve Norveç'te, Hollanda'da, Danimarka'da, Belçika'da, cesur kadınlar ve erkekler.
In September, we slipped across the Meuse River into Belgium... ahead of the main American push.
Eylül'de, Meuse Nehrini geçip Belçika'ya girdik esas Amerikan saldırısının önünde.