In rome traduction Turc
2,587 traduction parallèle
Tommaso, you have such nice friends in Rome!
Roma'da çok hoş arkadaşların varmış Tommaso!
"You have such nice friends in Rome!"
"Roma'da çok hoş arkadaşların varmış" Anlamadılar.
And I'll let her out only when we're back in Rome.
Roma'ya dönene kadar da serbest bırakmayacağım.
A few days ago in Rome, I got a letter. It says that they won't publish my novel.
Birkaç gün önce Roma'dan bir mektup geldi romanımı yayımlamayacaklarını yazıyordu.
- After the first few years I was in rome,
Roma'da olduğum ilk bir kaç yıl...
- In rome, no such powers prevail.
Roma'da başka bir güç yoktur.
- Well, if we lived in rome, it wouldn't be worth comment, So commonplace it would be.
Eğer Roma'da olsaydık, açıklaman değerli olmazdı, sıradan bir şey olurdu.
- Because in rome, knowledge is power.
Çünkü Roma'da bilgi güçtür.
- But in rome, the supreme law is yours.
Ama Roma'da en büyük söz senin.
Book 4, the lesser known, banned by the church in Rome, detailed Charlemagne's vision of St James instructing him to destroy the Moors.
Cilt 4, çok az insanın bildiği, Roma kilisesi tarafından yasaklanan Şarlman'ın Aziz James'in talimatlarıyla Moorları yok etme vizyonundan bahseder.
There are powers in Rome that can deal with this.
Roma'da bununla ilgilenebilecek güçler var.
I thought she was still in Rome with that ungrateful husband of hers.
Onu o nankör kocasıyla hâlâ Roma'da sanıyordum.
I'd yet be in Rome if it weren't for the games.
Oyunlar olmasaydı Roma'da olurdum.
The wealthiest man in Rome, according to him, at least.
- Roma'nın en zengin adamı en azından o öyle sanıyor.
To have the favor of such an ally in Rome could pave my way to a seat in the curia...
Roma'yla tam bir müttefik olmak için, senatoya giden yollarıma kaldırım döşeyecek.
Oh, would this not set every tongue in Rome wagging.
Bu Roma kültüründe resmen küfür demek, değil mi?
I was hoping you'd help me find him here in rome.
Onu Roma'da bulmama yardım edersiniz demiştim.
I want to think that she's back in rome
Elinde bir bardak Barolo'yla Roma'ya döndüğünü düşünüyorum.
And there is ambassador franklin fairchild Entering the police station in rome.
İşte şimdi de Büyükelçi Fairchild Roma'daki emniyet amirliğine giriyor.
I know this sounds crazy, but I was in the dress shop, And a tv was there with a news report Showing tori alive, back in rome.
Çılgınca geldiğini biliyorum, fakat elbise dükkanındayken televizyondaki haberlerde Tori'yi Roma'da gördüm.
Every slut in Rome comes here to break his balls.
Roma'daki bütün kaltaklar kafa bulmaya geliyor.
The real assistant director is in Rome working with the actors but the producer promoted you on the field.
Asıl yönetmen yardımcısı Roma'da aktörlerle çalışıyor ama yapımcı seni sahaya terfi ettirdi.
We're in Rome!
Roma'dayız.
But I have to be in Rome tonight.
Ama bu gece Roma'da olmam gerekiyor.
The CIA wants you in Rome right away.
CIA seni Roma'ya gönderiyor. Nasil?
In Rome.
- Roma'da.
Actually, Chuck was just wondering if I had any last-minute advice on his new assignment in Rome.
Chuck, Roma'daki göreviyle ilgili son bir tavsiyem olup olmadigini merak etmis.
You like that nice villa the CIA picked out for you in Rome, hmm?
CIA'in sana seçtigi villayi alinca sorun yoktu.
In Rome, no less.
Hem de Roma'da.
Yeah, well, whatever. When in Rome.
Evet, her neyse.
When in Rome...
- Leydi Mary de yakında döner mi?
- Even in Rome we have heard of them.
- Şöhretleri Roma'ya kadar ulaştı.
I will have no hand in any demonstration against rome.
Roma'ya karşı herhangi bir gösteriyle ilgim yok.
- In broad daylight, an attack on rome's emissary.
Güpegündüz, Roma temsilcisine saldırı.
In case news gets back to rome When it's converted into "running away".
Eğer bu haber Roma'ya ulaşırsa "kaçtı" diye duyulur.
You know, a couple thousand years ago, Rome was the most powerful nation in the world.
Bir kaç bin yıl önce Roma dünyadaki en güçlü imparatorluktu.
( Ben ) Rome was so strong that when she bent her gaze in the second most powerful nation in the World, Egypt, the Egyptians surrendered Without a fight,
Roma o kadar güçlüydü ki gözünü dünyanın en güçlü ikinci devleti olan Mısır'a dikti. Mısırlılar daha önce savaş kaybetmemiş bir imparatorluğa karşı savaşmaktansa teslim olmayı tercih ettiler.
A sacrifice I would gladly make in the service to Rome.
Roma'nın hizmeti için böyle bir fedâkârlık severek yapılır.
Rome is positively aflutter with news of Theokoles'defeat.
Theokoles'in yenilmesi haberini Roma heyecanla karşılamış.
Flight to rome's in four hours...
Dört saat içinde Roma'ya uçacaksınız.
Rome wasn't built in a day, Gene, and an audit was never finished overnight.
Roma bir günde kurulmadı Gene, ve bir denetim bir gecede bitivermez.
# I met Angela in Rio # and brought her back to Rome with me.
Angela'yla Rio'da tanıştım ve onu Roma'ya getirdim.
I raced here from Rome, you broke in, just for some pipes?
Ve siz sadece birkaç boru için kapıyı kırmışsınız!
In recompense for not naming me archbishop, the King has agreed to send me as his representative to Rome.
Kral, beni Baş Piskopos yapmaktan vazgeçti ama beni temsilcisi olarak Roma'ya göndermeye karar verdi.
I'm like... and this is after the night before we ended up down in the fucking the steps of Rome fucking train station, and I was peeing, in my pants.
Ve bu olay, Roma Tren İstasyonu'nun merdivenlerinde pantolonuma işemedenki geceden önceydi.
It was passed down through the papal lines until it was lost in the 16th century during the sack of Rome.
16. yüzyıldaki Büyük Roma Yangını'na kadar, bu kayıt Papa'lar tarafından nesiller boyu korundu.
Pope Clement had it sealed in the box when he fled Rome to protect it.
Papa Clement, Roma'dan kaçmadan önce onu korumak için kutuya mühürlemiş.
I've got to win her back, and I've only got a small window of opportunity to do it in before I have to leave for Rome. Hey.
Onu geri kazanmaliyim ve Roma'ya gidene kadar fazla firsatim olmayacak.
Why isn't he in new york city or buenos aires or rome?
Neden New York, Buenos Aires veya Roma'da değil?
Well, it's the last days of Rome. I was in an agency that went down.
Roma'daki son günlerimdi batan bir ajansta bulunmuştum.
If she turns Matthew down, we'll take her to Rome in the autumn.
- Pekala. Matthew'i geri çevirirse, onu sonbaharda Roma'ya götürüyoruz.