English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / Indicted

Indicted traduction Turc

449 traduction parallèle
Members of the jury, diana baring is indicted and stands charge with the willful murder of edna druce.
Jüri üyeleri. Diana Baring, Edna Druce'u acımasız bir şekilde öldürmekle suçlanıyor.
Indicted for murder of Buck Kempner.
" Buck Kempner'i öldürmekle suçlandı.
Trenholm indicted!
Trenholm suçlanıyor!
I've been indicted.
Suçlanıyorum.
I heard this afternoon you're going to be indicted.
Bu öğleden sonra suçlanacağınızı duydum.
- Indicted!
- Suçlanacaksınız.
- Well, let's see, 10... no, 11 lawsuits and the privilege of being indicted by the grand jury, too.
- Bir bakalım, 10 hayır, 11 ceza davası ve bir de büyük jüri tarafında suçlanmanın ayrıcalığı.
"In the name of His Majesty, Our Sovereign Lord... " prisoners of the Crown, you stand indicted... " for having maliciously and traitorously conspired...
"İngiliz Kraliyeti eski hükümetini devirmek ve değiştirmekten kasten ve haince suikast girişimlerinden iktidardaki Lordumuz Hükümdarın mahkumları hakkında soruşturma açacak."
He was indicted or something, wasn't he?
Hakkında bir suçlama yok muydu?
I'll have you indicted for murder if you step outside with that shotgun.
Eğer o tüfekle buradan çıkarsan seni cinayetle itham ettireceğim.
If the evidence warrants it, the case is bound over to the superior court... where the state's attorney examines the facts and decides... whether or not the accused shall be indicted.
Kanıt varsa, eyalet savcısı olayları inceler ve sanığın suçlanıp suçlanmayacağına karar verir, dosya yüksek mahkemeye sevk edilir.
Frank Wiecek and Tomek Zaleska... were indicted for the murder of Officer Bundy... and swiftly brought to trial.
Frank Wiecek ve Tomek Zaleska memur Bundy'nin öldürülmesinden dolayı tutuklandı ve hızla mahkemeye çıkarıldı.
Right now it looks like you can be indicted on 22 counts... and each count carries a year in jail.
Şu an görünüşe göre 22 hesap için suçlanıyorsun ve her hesap için bir yıl hapis isteniyor.
Louis D'Ascoyne Mazzini, Duke of Chalfont, you, as a peer of England, are indicted for murder.
Louis D'Ascoyne Mazzini, Chalfont dükü... bir İngiliz asilzadesi olarak, cinayetle suçlanıyorsunuz.
Is the prisoner guilty of the felony whereof he stands indicted or not guilty?
Mahkum, kendisine isnat edilen cinayetten suçlu mudur yoksa suçsuz mu?
- It's the only thing to do unless you want to be indicted for obstructing justice.
- Yapılacak tek şey bu Tabi adaleti engellemekle suçlanmak istemiyorsan.
I'm going to be indicted any minute!
Her an enselenebilirim!
Naturally, Elsa's husband was caught, indicted, tried, convicted... sentenced, and paid his debts to society... for taking the law into his own hands.
Doğal olarak bu, Elsa'nın kocasının tutuk, suçlayıcı, yargılayıcı hükmeden bir insan olmasından, ve topluma suçunun bedelini, adaleti kendi elleriyle sağlayarak ödemek istemesindendi.
Every time she was indicted, she just took off for parts unknown... leaving absolutely no...
Her suçlandığında ortadan kaybolur ve geride hiç bir iz...
But Mr. Benko's been indicted several times.
Ama Bay Benko defalarca dava edildi.
See, I got a divorce couple of years ago in Mexico, but the judge got indicted for fraud.
Birkaç yıl önce boşandım, Meksika'da, ama hakim sahtekarlıkla suçlandı.
Members of the jury, the prisoner stands indicted for that he, on the 14th day of October, murdered Emily Jane French.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, önünüzdeki mahkuma 14 Ekim günü adı geçen Emily Jane French'i öldürmekle suçlandığı bildirildi.
I mean, you read the papers, and every day there's Eddie being indicted or something important like that.
Demem o ki, gazete okuyorsun, ve her gün Eddie suçlanıyor ya da buna benzer önemli bir şey.
This tribunal put it on trial when it indicted Ernst Janning.
Ernst Janning suçlandığında mahkeme başladı.
He was indicted before the special court at Nuremberg.
Nuremberg'de özel bir mahkemede yargılandı.
Cornelius and I have been indicted for heresy.
Sence? Cornelius ve ben dine aykırılıktan suçlandık.
Recently, a grand jury indicted Victor for murder and he has been out on bail awaiting trial.
En son, jüri heyetince Victor cinayetten suçlandı, ancak duruşma tarihine kadar kefaletle serbest bırakıldı.
Indicted for perjury along with those who confirmed his alibi!
Yalan tanıklıkla suçlandı... mazeretini doğrulayanlarla birlikte!
You are indicted for premeditated murder.
Tasarlanmış cinayetle suçlanıyorsunuz.
You're indicted for premeditated murder.
Tasarlanmış cinayetle suçlanıyorsunuz.
You're indicted for premeditated murder!
Tasarlanmış cinayetle suçlanıyorsunuz!
They're all indicted, even the General!
Hepsi suçlandı, General bile!
The 4 indicted officers only received administrative reprimands.
Suçlanan 4 memur sadece idari cezalar aldılar.
So they indicted 8 cops on the one hand and 8 radicals on the other.
Böylece bir taraftan 8 polisi diğer taraftan 8 radikali suçladılar.
You stand guilty of conspiracy to undermine the national security and of separate charges and so indicted and convicted at the 5th Emergency Court of the 44th Precinct in the District of Glendale Captain Edward Rubin, Sheriff, presiding, May 24th
Ülke güvenliğini tehlikeye atacak davranışlarda bulunmaktan hakkınızda ayrı ayrı dava açılmış ve suçlu olduğunuza hükmedilmiştir 5 No'lu Olağanüstühal Mahkemesi Glendale Bölgesi polis merkezince Yüzbaşı Edward Rubin, duruşma başkanı, 24 mayıs tarihli duruşma
Since the completion of this film one of the members of its cast appearing as defendant Charles Robbins has been indicted on a charge of conspiracy to bomb
Filmin tamamlanma aşamasında sanık Charles Robbins'i canlandıran oyuncu bombalı suikast planı yapmakla suçlanmıştır
Indicted for murder 23 times, no convictions.
23 kez cinayetle suçlanmış, mahkumiyeti yok.
That I have never been arrested or indicted for any crime.
Hiç bir suçtan tutuklanmadım ve hakkımda kovuşturma açılmadı.
Sheriff LD Wicker and two deputies were indicted three months ago on a utilities scandal.
Şerif LD Wickerve iki muavini üç ay önce bir kamu hizmeti skandalı yüzünden suçlanmışlar.
And on the evidence this office will present he will be indicted, tried and executed.
Ve burada bulunan kanıtlara dayanarak suçlanacak, yargılanacak ve idam edilecek!
You're very close to being indicted, Madam.
Suçlanmanıza az kaldı hanımefendi.
Indicted again for drug dealing.
Tekrar zehir tacirliğinden suçlanmış.
Indicted eight times.
Sekiz kez Zanlı.
Each time that he was indicted he claimed he was discriminated... and won Sentenced for 5 years for financial fraud he was released in less than 2 years.
Ne zaman soruşturma açılsa, ırkçılık yapıldığını iddia ederek paçayı sıyırmış. Dolandırıcılıktan 5 yıl hüküm giymiş 2 sene yatmadan tahliye edilmiş. - Telefonunu dinlemeye alın.
We don't comment until somebody's been indicted.
Kişinin hakkında bir suçlama yoksa bu konuda konuşamayız.
What the problem is, is Blomberg's been indicted.
Sorun şu ki, Blomberg'i mahkemeye çıkaracaklar.
If Danny Ciello is indicted I'll have to tender my resignation for the U.S. Attorney's Office.
Eğer Danny Ciello suçlanacaksa, ben de Birleşik Devletler Savcılık Bürosu'na istifamı sunmak zorunda kalacağım.
You ever wonder why Jack fixed it so that you didn't get indicted and I did?
Jack'in bunu nasıl ayarladığını merak ettin mi? Yani sen değil de ben sorguya çekildim?
Before he can get there... he runs into this federal marshal and is indicted for jury-tampering.
O daha hakime varmadan, Federal savcıya koşup onu, jüriyi yanıltmakla suçladılar.
"Copper robbers indicted."
Bakır korsanları suçlandı
- Accused, not indicted.
- Resmi suçlama değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]