Indistinct chatter traduction Turc
247 traduction parallèle
[Indistinct Chatter ] [ Sophie] We'd have been all right if we'd kept on shootin'...
Çocuğu göndereceğimize ateşe devam etsek daha iyiydi.
( Indistinct chatter )
( lndistinct chatter )
( low, indistinct chatter ) ( sighs )
TV'den ripleyen : sansliadam.
- What? - [indistinct chatter]
Ne?
- What the hell? [Indistinct chatter from inside]
Hey, amcamız Meyve Suyu Kafa ve büyükbabamız Goril pizza yapmamıza yardım edecek mi?
( indistinct chatter ) DAPHNE :
"Ayakkabılarını Bağlarken Genellikle Yere Yuvarlanır"
( INDISTINCT CHATTER )
Pekala...
[INDISTINCT CHATTER] KID :
Vay be!
( indistinct chatter ) what was it?
Eğer günah işlediyseniz, bağışlanabilirsiniz. Alışkanlıklarınız hakkında soru sorsam müsade eder misiniz?
We've got gunshots... [indistinct chatter] We've been ambushed!
Saldırıya uğruyoruz. Bu lanet bir tuzak.
( indistinct chatter )
Devam ediyoruz.
[Indistinct chatter from passengers]
[Anlaşılmayan konuşmalar]
( indistinct CHATTER ) Can I go back to my desk now?
- Masama dönebilir miyim? - Bence de. Harika.
( indistinct chatter )
( Belirsiz sohbet )
[indistinct chatter, music playing] You just couldn't live without me, huh
Bensiz yaşayamıyorsun, değil mi?
[indistinct chatter ] [ chuckles]
Sanırım sadece sen ve ben varız, evlat. Ne şaşırtıcı. Kahretsin.
( INDISTINCT CHATTER )
( Anlaşılmaz konuşmalar )
All right. ( laughs ) ( indistinct chatter, rats squeaking )
Tamamdır.
( INDISTINCT CHATTER ON POLICE RADIO )
( POLİS RADYONUN belirsiz CHATTER )
( indistinct chatter )
( belirsiz sohbet )
I think I should. [Louder, indistinct chatter]
Sanırım öyle.
[music playing double time ] [ mocking laughter, indistinct chatter]
. .
[Indistinct chatter on television]
[Televizyonda belli belirsiz konuşmalar]
[Indistinct chatter]
[Belli belirsiz konuşmalar]
[Indistinct chatter]
[Belirsiz konuşmalar]
[Music playing, indistinct chatter] Did you know that as a doctor, I was able to diagnose myself as a giant tool?
Bir doktor olarak, kendimi kocaman bir alet olarak görebildiğimi biliyor muydun?
[Indistinct Chatter] - What's that thing?
- Nedir o?
( indistinct excited chatter )
- Ben de.
Okay, let's set the ground rules here. ( indistinct excited chatter )
Pekala, Temel kurallarý belirleyelim.
[indistinct chatter] I ain't scared.
Korkmadım.
[indistinct chatter] Hey, guys! Excuse me, guys!
Hey, çocuklar, pardon çocuklar!
You don't have my brand. - [Register Beeping ] - [ Police Radio Chatter, Indistinct] Must be bad.
Sizde benim içtiğim markadan yok.
Have you forgotten who you're talking to? [INDISTINCT CHATTER ] [ MEWLS]
Kiminle konuştuğunu unuttun mu? Bruce?
[Excited Chatter ] [ Announcer Continues, Indistinct]
[Heyecanlı fısıltılar ] [ Belli belirsiz sunucu sesi]
( indistinct chatter )
Bu, 10 bin eder.
[INDISTINCT POLICE RADIO CHATTER]
[BELLİ BELİRSİZ POLİS TELSİZ RADYOSU]
[Indistinct chatter] No, I am.
Hayır, öyleyim.
[INDISTINCT RADIO CHATTER] OH, MY...
- Ona yardım et!
[Indistinct radio chatter]
R-31-David kanalizasyonda bir 10-66 vakasını inceliyor.
( indistinct chatter ) You scared me.
- Beni korkuttun.
[indistinct chatter]
- Burası müthiş.
[distant siren ] [ indistinct chatter]
- Günaydın. - Günaydın. Günaydın herkese.
[indistinct chatter]
Ben de.
[Indistinct chatter over police radio] So they didn't show!
Gelmemişlerse ne olmuş!
[panting ] [ chuckles ] [ indistinct radio chatter]
Anlamıyorum.
( INDISTINCT RADIO CHATTER )
( ANLAŞILMAZ RADYO KONUŞMASI )
( INDISTINCT RADIO CHATTER )
( RADYO KONUŞMASI )
( indistinct crowd chatter ) ( sighs )
Evet, tamamen mantıklı hedefler, şayet saldırganın belirli bir gündemi ve Krav Maga basınç noktaları hakkında ileri düzey bilgisi varsa.
( Indistinct conversations, police radio chatter ) You sure you didn't see a little girl in a purple raincoat?
Mor yağmurluk giymiş bir kız görmediğine emin misin?
( Indistinct police radio chatter )
- Teşekkürler.
- Beck's Beginning [indistinct chatter]
Beck'in Başlangıcı