English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / Individuals

Individuals traduction Turc

1,611 traduction parallèle
Younger dolphins lie alongside, watching but so far only eight individuals here have mastered this daring technique.
Daha genç yunuslar izleyerek bekliyor. Şimdilik sadece 8 yunus bu cesaret isteyen tekniği öğrenebilmiş.
Individuals link together to form chains which can stretch for fifteen meters.
Bireyler birbirine bağlanıp 15 metre uzayabilen zincirler oluşturuyor.
- How many individuals are flying?
Kaç kişi uçuyor? İki.
Individuals on the scene are reporting a possible hostage situation,
Florenzzo's Restoranda muhtemel bir rehin alma durumu bildirildi.
Individuals like you and I have to be brave enough to demonstrate that there's a better way.
Senin ve benim gibiler daha iyi bir.. .. yol olduğunu gösterme cesaretine sahiptir.
The fellowship of some fascinating individuals, like Warren here.
Buradaki Warren gibi bazı çekici kişilerle dostluk kurabilirsin.
Depicts These Two As Individuals.
... burada iki bireyi betimliyor.
And not only are these special individuals among us, They bear a curse.
Bu özel bireyler, sırf aramızda bulunmakla kalmıyor, üzerlerinde bir de lanet taşıyorlar.
A plague which targets only these unique individuals. It's a disease which threatens to eradicate them all.
Sadece bu eşsiz bireyleri hedef alan, hepsinin kökünü kurutabilecek bir hastalık.
The company was formed 30 years ago With a group of like-Minded individuals,
Şirket 30 yıl önce, aynı fikirlere sahip bir grup tarafından kuruldu.
No, individuals are wonderful.
Evet, teke tek ilişkiler harikadır.
CRITICAL MISSINGS WITH CHILDREN, HOMICIDES INVOLVING HIGH-PROFILE INDIVIDUALS.
Cinayete kurban giden önemli şahsiyetler.
You, of all people, should understand what it'd mean to find a safe way to remove the abilities of dangerous individuals.
Tehlikeli bireylerin yeteneklerini ortadan kaldırmak için güvenli bir yol bulmanın anlamını kavrayacağını sanmıştım.
It is also said that the path to civilization is paved not with individuals but with partnerships.
Ayrıca derler ki medeniyete giden yol, tek kişiyle değil ortaklıklarla asfaltlanır.
He told me Lee Jay was one of those broken individuals who can't stop themselves, that they have to kill.
Lee Jay'in kendine engel olamayan ve bu yüzden öldüren tiplerden olduğunu söylemişti.
I believe itinvolves a government intervention in freedom individuals, I think it's intolerable
İçerdiği devlet müdahalesinin özgür bireyler için sıkıntı yarattığına inanıyorum.
It is a transfer of wealth from public hands from the hands of government, collected from regular people in the form of taxes into the hands of the wealthiest corporations and individuals in the world.
Bu, para transferi halkın elinden hükümetin elinden, normal insanlardan ve vergilerden toplanıp,... dünyadaki zengin şirket ve bireylerin eline verildi.
Needless to say, the very individuals and corporations that created this crisis.
Belirtmek gerekir ki, sıradan bireyler ve şirketler bu krizin sorumlusudur.
Pay attention to individuals who were involuntarily Committed in florida.
Florida'da istem dışı hastaneye yatırılanlara dikkat et.
We think as individuals, and we share the thoughts with the rest of the team.
Birey olarak düşünüyoruz ve... bunları ekiple paylaşıyoruz.
Individuals with O.I. ¡ ª Their bones do fracture easily.
Böyle bir hastalığı olanlarda kemikler çok kolay kırılır.
There are 3 left handed individuals.
3 tanesi solak.
The industry's turned to suing individuals, hundreds of individuals ultimately thousands, now tens of thousands of individuals for downloading music without permission.
Endüstri, kişileri dava etmeye başladı. Yüzlerce kişi arkasından binlerce kişi ve günümüzde on binlerce kişi izinsiz müzik indirdikleri için dava edildi.
The materials were produced by some set of professional commercial producers, who then controlled the experience and located individuals at the passive receiving end of the cultural conversation.
Malzemeler, bir dizi profesyonel ve ticari prodüktör tarafından üretiliyordu ve bu kişiler, kültürel konuşmanın pasif alıcıları konumundaki bireylerin deneyimlerini kontrol eder ve konumlarını belirler hale gelmişti.
Chaos was good because it ment that there was no central authority that was imposing ideas so individuals could come up with their own ideas.
Kaos güzeldi, çünkü kendi fikirlerini empoze edecek merkezi bir otoritenin bulunmadığı anlamına geliyordu. Dolayısıyla bireyler kendi fikirleri ile ortaya çıkabiliyorlardı.
Detectives are focusing their investigation on local individuals whose names appear on the Sex Offenders Register.
Sussanıza! BBC'nin ulaştığı bilgilere göre emniyet güçleri soruşturmayı kentteki cinsel istismar suçluları üzerinde yoğunlaştırıyor.
Money is like a comet, it has a tail, a wake which touches individuals, political parties, their factions.
Para, bir kuyrukluyıldız gibi. Bir kuyruk var, " tek parça... ve bireylere ve partilere dokunuyor - Onlar sizi göremiyorlar.
Individuals whose lives soar to the heavens or fall to the earth.
Canları hızla cennetlere yükselen ya da dünyaya düşen bireyler.
It seems to me we have an obligation to treat these individuals as enemy combatants.
Bu kişilere düşman savaşçısı olarak davranmamız zorunlu.
It'll take two highly-motivated individuals maybe fours hours with the right equipment.
Yüksek motivasyona sahip iki yetişkin doğru ekipmanla dört saatte halleder bu işi.
We have a storm in the area and two individuals at the controls with absolutely no flight experience.
Bölgede gök gürültülü fırtına var ve uçuş tecrübesi olmayan iki kişi uçağın kontrolünü ele aldı.
Britain and America have set out to liberate individuals from tyranny.
Uygulayanlar için bu, küresel demokrasi devriminin ilk adımlarıydı.
The only way of avoiding disaster was to go back into the past, back to a golden age of the free market, where individuals followed their own self interest, and government played little or no role.
Serbest piyasanın altın günlerine dönmekti. O zamanlarda bireyler kişisel çıkarları doğrultusunda hareket ederdi. Hükümetlerin ne düşündüğü neredeyse hiç önemli değildi.
was a complete fantasy - because to do that depended upon creating shared goals in society, based on self-sacrifice and altruism, but in a world that was really driven by millions of suspicious, self-seeking individuals, such concepts could not exist.
Şey tümüyle uydurmadır Çünkü belli bir amaç etrafında toplanan bir toplum demek Özveri ve alturism kavramlarının temel teşkil ettiği toplum demektir Ne var ki akılları kuşku ve bencillikle dolu milyonlarca insanın dünyasında bu tür konseptler varlıklarını sürdüremez.
Up to this point, psychiatrists had only dealt with individuals who had felt they needed help.
O zamana kadar psikiyatristler yalnızca ihtiyacı olan kişileri tedaviye alırdı.
But Mrs Thatcher knew she would have to find a new way of managing and controlling these free individuals in a complex society, in order to avoid chaos.
Fakat Thatcher bu Özgür bireyleri kontrol etmenin yeni bir yolunu bulması gerektiğini biliyordu. Ve karmaşık bir toplumda kaostan kaçınmanın yolunu.
Instead, a new and objective method, based on numbers, set the targets which individuals were then free to achieve any way they wanted.
Yerine sayı tabanlı yeni ve nesnel bir method Insanlara diledikleri yoldan başarmaları için hedefler kurdular.
Individuals who calculated only what was best for them, and did not think any longer in wider political terms.
Insanlar yalnızca en iyi olduğunu düşündüklerini hesaplar Ve politik terimler fazla takılmazlar.
And we, individuals, where do we go?
Peki ya biz, bireysel olarak nereye gidiyoruz?
They've always been that way as competitors, as individuals and now as a pair team?
Hem yarışmalarda, hem de özel hayatlarında öyle olmuşlardı, ama çift olarak?
The 3 individuals were apparently perfectly healthy. They had no known mental or physical problems...
Her üç kurban da bilinen hiçbir ruhsal veya fiziksel sorunu olmayan sağlıklı insanlardı.
Someone who thinks it's a bit hypocritical for the past two years you've tried to limit the civil rights of gay individuals... -... while being gay yourself.
Son birkaç yıl boyunca biraz ikiyüzlü olduğunuzu düşünen biri diyelim sen kendinde bir eşcinselken diğer eşcinsellerin sivil haklarını kısıtlamaya çalıştın.
The fellowship of some fascinating individuals, like Warren here.
Dostluklar. Warren gibi güzel insanlar.
What the fuck put four total individuals together on the stage in Greenford to make this music?
Ne oldu da, dört başına buyruk adam Greenford'daki sahnede bu müziği yapmak için bir araya geldi? Bu nasıl oldu yahu?
And Pete Meaden had this theory that the Mods were like the new religion, the new army, the new everything, and projected that onto us as individuals.
Pete Meaden'ın bir teorisi vardı. Ona göre, Mod'lar yeni bir din gibiydi. Yeni bir ordu, yeni her şeydi.
Our master doesn't value us as sparkling individuals.
Efendimiz bizi parlak bireyler olarak görmüyor.
Well, that's perhaps an oversimplification, but mankind's ability to feel empathy makes us unique as individuals.
Evet, en basit ifadeyle böyle denebilir fakat bizleri eşsiz kılan özgecil empati kurma yeteneğimizdir.
He didn't support the reauthorization of the individuals with disabilities act.
Bu bilgiyle ne yapmam gerekiyor?
In Britain, our government has set out to create a revolution, that will free individuals from the control of old elites and bureaucracy.
Özgürce yaşayacağımız gelecekte kendi hayatlarımızı seçip, sınıflar arasında sıkışmadan yaşayabileceğiz..
Out of this struggle came stability and society, but a bleak and limited existence for all the individuals involved.
Çatışmadan, denge ve toplum oluşuyor ancak üyeleri kasvetli ve sınırlı bir varoluş içinde.
From great individuals and their communities..
Önemli kişiler ve toplumlar ülke çapına hükümetler ve uluslararası organizasyonlar Birleşmiş Milletler gibi. PREİTY ZİNTA, BOLLYWOOD AKTRİSİ.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]