Infect traduction Turc
583 traduction parallèle
- He seems to infect them.
- Sanki bulastïrïyor.
Those hands will infect everything!
Bu eller her şeye mikrop bulaştırır.
And last, and more dangerous than all of these, her brother is in secret come from France and wants not buzzers to infect his ear with pestilent speeches of his father's death, and he, himself, not hesitates to threaten our own person.
Sonunda bütün bunlar yetmezmiş gibi, kardeşi gizlice çıkageldi Fransa'dan. Babasının ölümüyle ilgili söylentilere, halk neden bulamayınca, ister istemez, söz kulaktan kulağa döne dolaşa, suç bizim sırtımıza yükleniyor sonunda.
Thou dost infect mine eyes.
Gözlerim hastalık kapacak yoksa!
Bring in a few calves, some horses, infect them artificially, then wait and see what happens.
Bunları birkaç at ve buzağıya vereceğiz, ve ne olacağını oturup bekleyeceğiz.
Enough to infect an entire army.
Bütün orduya bulaştırmak için yeterli.
No dice. You infect the whole place,
Şansına küs evlat.
But soon the killer sheep began to infect other animals with its startling intelligence.
Çok geçmeden katil koyun şaşırtıcı zekasıyla diğer hayvanları da etkiledi.
But the mouse can infect the sheep with plague.
Ama fare koyunlara veba bulaştırabilir.
If it works on them, it wouldn't take long before it would infect thousands.
Eğer bu serum onları etkilerse, diğer binlercesi de etkilenir.
I'm not letting those Hoot sheep infect the water hole.
O Yobazların koyunlarının suya hastalık bulaştırmasına izin vermeyeceğim.
And afterwards, with the incubation period, my guess is a good week to infect a new set of monkeys.
Ve daha sonra, kuluçka dönemi için bir grup maymuna hastalık aşılamak için bir hafta daha.
You have brought hate and anger into the vortex to infect us all.
Getirdiğin nefreti ve öfkeyi, hepimize bulaştiracaksin.
Why if anyone of them's got back, they could infect the whole town.
Bir tanesi kaçarsa, bütün şehre hastalığı bulaştırabilir.
And the town, for we'd infect it.
Kasaba henüz hastalığı kapmadı.
He betraid us all when he brought back that plagued woman to infect us.
O vebalı kadını kasabaya getirdiği zaman, hepimize ihanet etti.
By the work of men who are about to infect this planet with another monstrosity!
Başka bir canavarlıkla bu gezegeni hasta eden adamların işleri sayesinde!
These are all the instructions it needs to infect some other organism and to reproduce itself which are the only things that viruses are any good at.
Başka bir organizmaya bulaşarak en iyi yaptığı işi ; çoğalmayı gerçekleştirecek bilgilere sahip olmak için yeterli.
There are small wart-like formations here, which can also infect the colon inside, via the mucus membrane.
Burada ufacık siğiller var. Bağırsağın içine girme imkanı var.
Roger, you've been too long in the mountains, infect your brain.
Roger, çok uzun süredir dağlardasın, beyinin sulanmış.
Why do you want to infect others?
Ben de korkuyorum. Fakat birbirimize destek olmalıyız.
That "boy" tried to kill me and infect millions of people with the alien signal. Yeah, I heard the story. He is extremely deceptive, Senator.
Tüm verilen ses filtre programından geçireyim.
You're gonna infect'em.
Mikrop kapacak.
To take fruits and vegetables is forbidden in order not to infect Europe.
Avrupa'ya enfeksiyon bulaştırmamak için her türlü gıda ve sebze almak yasaktır.
ed. It has been infect
Enfeksiyon kapmış.
You infect my world with your presence.
Varlığınla dünyamı zehirliyorsun.
I wouldn't want to infect you.
Sana bulaştırmak istemem.
- What? - He wants to infect us!
Bize de bulaştırmak istiyor!
When our school blows up tomorrow, it's going to be the kind of thing to infect a generation!
Yarın okulumuz havaya uçtuğunda adeta bir nesile aşılanmış olacak.
Certain vines seek warm-blooded beings and deliberately infect them.
Bazı asmalar sıcak kanlı varlıklar ararlar ve onları kasten enfekte ederler.
Vines infect animals in order to kill them?
Asmalar, hayvanları öldürmek için mi enfekte ediyor?
Don't let his business infect your life.
Babanın işinin hayatını etkilemesine izin verme.
I could infect you.
Sana da bulaştırırım.
You'll infect her with your filthy hands.
Pis ellerinle mikrop bulaştıracaksın.
If Albertine was here you would infect her again.
Albertine burada olsaydı ona tekrar bulaştırabilirdin.
Get out of here before you infect this child.
Çocuğa bulaştırmadan git buradan.
Which would infect the entire collective.
Bir virüs gibi etki edip, tüm ortak yapıya bulaşacaktır.
Mr. Friendly seems relentless in his ambition to infect our harmony with his venom.
Bay Friendly zehiriyle uyumumuzu bozma hırsından vazgeçmeyeceğe benziyor.
She would infect to the North Star.
Etkisi ta Kuzey Yıldızı'na kadar uzanıyor.
You give me one worm, you'll infect me.
Eğer bana bir kurtçuk aşılarsan hasta olurum.
We'll keep her there until we're sure she won't infect the population.
Halk sağlığı için tehlike teşkil etmediğine emin olana kadar orada kalacak.
You won't infect anybody else!
Hastalığı kimseye bulaştıramayacaksınız!
And it will infect them, their rapport.
Ve bu onların tatilini etkileyecek.
You'll infect my spot.
Benim bölgemi etkilemeni istemiyorum.
If you have sex with people you'll infect them.
Seks yaparsan başkalarına bulaştırırsın.
Well, vesicles indicate Ramsay Hunt syndrome which could infect the brain.
Kabarcıklar, beyne sıçrayabilen Ramsay Hunt sendromunu gösterir.
It tends to infect others.
Başkalarına da bulaşabilir.
You would infect thejoyousness of our lives.
Sevinçli olan hayatlarımızı zehirleyecektiniz.
Now the insect's bite won't infect you.
Böceklerin ısırığı seni etkilemeyecek.
Was it you who decided to... infect Lisa with the blood from the monitor?
Denekden alınan kanla Lisa'nın enfekte edilmesine karar veren sen miydin?
The genetic drive to infect others.
Bilgisayardan uzaklaş, emre uy!