Info traduction Turc
2,210 traduction parallèle
So, is that new info?
Nereden çıktı bu flaş haber?
Which corroborates the info from our perp.
Kaldı ki, failimiz bilgiyi doğruladı.
But you stripped the identification info, right, like, it won't trace back to her?
Ama kimlik bilgilerini es geçtin değil mi? Yani onu takip edemeyecekler?
Um, just looking for some background info.
Sadece bir bilgi almak için aradım. Vay.
So, you, uh, you want to trade info.
- Yani, bilgi takası istiyorsun?
The info from the local power company's in black.
Elektrik dağıtıcısından gelenler ise siyah.
Freelance article info, continued.
Bağımsız yazar makalesi bilgileri devam ediyor.
That's privileged info.
Bu ayrıcalık isteyen bir bilgi.
My name's Mr.Adams, and I just need to get some info from you.
Ben Bay Adams. ve sizden bazı bilgiler almam gerekiyor?
What if he decides to use this info?
Ya bu bilgiyi kullanmak isterse.
I'm gonna dig into Clay's scheduling info, get up to speed for the Irish.
Ben de Clay'in yaptıklarına bakayım. Buluşmaya hazırlanayım.
Donna, get her the info.
Donna, ona bilgileri ver.
And the Web site provided all the info they needed.
Web sitesi gereken tüm bilgiyi sağlıyor.
To get info from you.
Senden bilgi alabilmek için.
If anyone's got info, it's him.
Bir şey bilen birisi varsa, O'dur.
[Sighs] Some guy approached me and offered a couple grand if I gave him info on the building where the expo is being held.
Bir adam bana yaklaşıp, fuarın yapıldığı bina hakkında bilgi vermeme karşılık bir kaç bin dolar önerdi.
Yeah, the coolest, but we need info on a more current conflict.
Bunlardan daha ilginç olanı, halihazırdaki çatışma ile ilgili olmamız.
What kind of info?
- Ne tür bir bilgi?
You do not nebulous as info?
Daha net bir şey yok mu?
So let's run the DNA info through the index system, see if it ties to any open homicides.
Öyleyse DNA bilgisini sistemde tarayalım. Bakalım bir cinayet dosyasıyla bağlantı var mı.
I have some new info on SCIU doings.
SCIU'nun yaptıklarıyla ilgili yeni bazı haberlerim var.
They even filed detailed tracking info.
Hatta detaylı izleme bilgileri bile burda.
Here are all our numbers and contact info over in Europe.
Numaralarımız ve Avrupa için iletişim bilgileri burada.
Sweetheart, if I'm gonna help you, you got to give me more info than that.
Yardım edebilmem için daha fazla bilgi vermelisin tatlım.
So, here's all the info I have on the guys.
Onlarla ilgili tüm bilgiler burada.
I'm trying, but I need more info.
Arıyorum ama daha çok bilgi lazım.
Since there isn't any real info on the guy's identity what do we call him?
Adamın kimliğiyle ilgili bir bilgi olmadığına göre ona ne isim verelim?
This is my recent contact info.
Son bilgilerim burada.
Info terminal.
Info terminal.
Until you give those two federal agents you just tried to lie to the info they want.
Biraz önce yalan söylemeye çalıştığın federallere istedikleri bilgiyi verene kadar.
I got some info on the music box.
- Müzik kutusu hakkında bir şeyler öğrendim.
Input the info at once.
Bilgilerini girin.
Info like that doesn't come cheap.
Böyle bir bilgi ucuza gitmez.
We get some background info, I could approach Wes as Hank's prison buddy.
Biraz ek bilgi edinebilirsek Wes'e Hank'in hücre arkadaşıymışım gibi yanaşabilirim.
I need to stay here and make the approach as soon as we've got some info.
Bilgi alınır alınmaz ona yanaşmak için burada olmalıyım.
You sure you got enough info to sell your cover?
Kimliğini yutturacak kadar bilgi sahibi olduğuna emin misin?
Oh, there's nothing to figure out'cause there's only one person that could have given the cops this much info.
Çözülecek bir şey yok. Çünkü polise bu kadar bilgiyi bir kişi vermiş olabilir.
Why do I have a file that says you've been feeding info to the cops?
Neden elimdeki dosyada polislere haber uçurduğun yazıyor?
Thanks for the info.
Bilgilendirme için teşekkürler.
I got info on a school for gifted kids up in Seattle.
Seattle'da yetenekli çocuklar için olan bir okul hakkında bilgi aldım.
You have my info.
İletişim bilgilerimi aldınız.
This diamond broker. We got info that he's holding half a million dollars in diamonds and cash in the safe in his office.
Yarım milyon dolarlık elmasların haberini aldık ofisteki kasasında.
I have no info on where this came from.
Bunun nereden geldiğini bilmiyorum.
Console reported Officer Lo provided the info.
Merkez Subay Lo'yu bilgilendirmişti.
Waseda U. has no "Math" Department, and your contact info is a lie.
Waseda Üniversitesi'nde Matematik bölümü yok ve iletişim bilgilerin de yalan.
No, you know what, we appreciate the info, man, but this don't mean you get a pass if we catch you slipping.
Bilgi için sağ ol ama bu seni görmezlikten geleceğimiz anlamına gelmiyor.
I will arrange it so that you get all the info.
Ben ayarlayacağım, sen de böylelikle tüm bilgilere ulaşabileceksin.
Ah, online info.
Ah, son haberlere.
He gave them info on the competition and in turn they left him alone.
Piyasadaki rekabetle ilgili bilgi karşılığında ona dokunmazlarmış.
All the info is in there.
Tüm bilgiler orada.
Note to self : Web Coulson's tighty whities to his forehead for leaving out important info.
Böyle önemli bir bilgiyi atladığı için Coulson'ın donunu kafasına yapıştır.