Injured traduction Turc
4,679 traduction parallèle
Were you injured?
Sen yaralı?
It seems like President Joo has fallen completely head over heels for her. If she's been seriously injured from the accident then I don't know if she's someone whom Joong Won should marry.
Başkan Joo ona kör kütük aşık oldu ama şayet kazadan dolayı sağlığında bir problem varsa, onunla evlenemez.
How is he? He's gravely injured.
- Durumu nasıl?
The rioting has left 20 injured, three in critical condition.
... çapulculuk arkasında 20 yaralı bıraktı, bunlardan üçü kritik durumda.
You left an injured woman to die by the side of the road?
Yaralı bir kadını ölsün diye yolun kenarında terk ettin.
Mr Weston, as I suggested to you, sir, was injured in battle.
Bay Weston tahmin ettiğim gibi savaşta yaralanmış efendim.
- Have you been captured? Are you injured?
- Yakalandın mı, yaralı mısın?
Most likely somebody she knew, but she also would have stopped for a police officer or somebody that was injured.
Daha çok tanıdığı biri gibi, ama ayrıca bir polis memuru veya yaralı biri için de durmuş olabilir.
You seem to be injured.
Yaralanmış görünüyorsunuz.
And he's injured.
Hem de yaralı.
I know you're injured, so I let myself in.
Sakatlığını biliyordum, kendim giriyim içeri dedim.
You need to tell me what happened. Are there people injured? There's blood.
Sen söylemen gerek ne orada kişi yaralandı kan var Her yerde kan var..
Why are you injured?
Niye yaralandın sen?
Because you're always too injured to play.
Her zaman sakatsın ve oynayamıyorsun nedense.
You're injured, you shouldn't, you shouldn't do it. What?
Yapmasan daha iyi.
But if he's injured...
- Ama yaralanırsa...
There is a difference, you know, between being mentally ill and emotionally injured.
Biliyorsun, burada bir fark var, akıl hastası ve duygusal çöküntü de olmak ile.
I don't feel injured.
Kırılmış gibi hissetmiyorum.
How badly is he injured, Ms. Shaw?
- Durumu ne kadar kötü Bayan Shaw?
The injured man, Ouyang Da, who was taken to the Divine Constabulary has died suddenly.
İlahi Zabıtların götürdüğü yaralı adam, Ouyang Da, aniden ölmüş.
Do you remember that day I was injured?
Yaralandığım günü hatırlıyor musun?
So, uh, how was she injured?
Nasıl sakatlandı?
If something's in there and you get injured, I promise you I will kill you fast.
Orada bir şey varsa ve yaralanırsanız sizi çabuk öldüreceğime söz veriyorum.
It looked like there was a woman lying injured on the path.
Yolda yatan yaralı bir kadın var gibi görünüyordu.
Look, fortunately, the glass avoided the carotid artery, but the jugular vein seems to have been injured.
Bakın, neyse ki, cam şah damara gelmemiş, ama boyun toplardamarı yara almış gibi görünüyor.
For now, looking at the x-ray there seems to be no free air, but the liver and spleen seem to be injured.
Şu an, röntgen sonucuna göre serbest hava yok gibi ama karaciğer ve dalak yaralanmış sanki.
Around noon today, there was a huge accident at the Cheongnyangri Station where a child was severely injured.
Bugün öğleden sonra civarında, Cheongnyangri İstasyonu'nda bir çocuğun bir kaç yerinden yaralandığı büyük bir kaza oldu.
Only the best soldiers from various special forces are accepted, most trainees get injured or die.
Bu programa yalnızca en iyilerin en iyileri seçilir.
On that mission, one of our agents was killed, and 5 were critically injured.
O görevde ajanlarımızdan biri öldürülmüş beşi de ağır şekilde yaralanmıştı.
Falling down from high up, seriously injured, call an ambulance
Yüksekten düştü ve ağır yaralı. Ambulans çağırın.
I was in a car accident that injured my head.
Ben küçükken bir araba kazası geçirdim ve başımdan yaralandım.
I had no idea that your leg got injured.
Bacağına olanlardan haberim yoktu.
- The kid's leg was injured 14 years ago...
Ufaklığın bacağına olanlar 14 yıl önceydi.
He injured. You killed one - only one Who could replace him.
Yerini dolduramayacağım tek adamımı öldürdün.
And in the event, many people from your party " " were injured.
Ve bu sırada, senin partinden bir çok insan yaralandı.
The injured will be taken there this afternoon.
Öğleden sonra yaralılar oradan alınacaklar.
You get injured on the field, you better make sure you die.
Savaşta yaralanırsan bir şekilde ölmelisin.
And the prisoner who was injured had no record of violence up until that point?
Yaraladigin mahkumun olayina kadar siddet kaydin yok hapishanede... bu noktaya gelene kadar?
Two weeks ago, Mr. Burns was involved in an additional altercation during roll call, in which he severely injured another inmate, beating him with his fists, and in the course of that altercation, he struck an officer?
2 hafta once, Bay. Burns katilana kadar. ... yoklama sirasinda cikan kavgada birkac mahkum yaralandi yumruk attiniz munakasa cikmisti Memura vusmus?
Rose, I don't know how to say this, but... you are not injured.
Rose, bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama... -... hiçbir hasar almadın.
You're all injured
Yaralandınız mı?
He injured his hand a few days ago whilst attacking a nurse.
Birkaç gün önce, hemşireye saldırırken elini yaraladı.
He was jailed briefly, then returned to battle, was injured and given the Purple Heart.
Kısa bir süreliğine hapse girmiş. Bundan sonra yine savaşa dönmüş ve yaralanmış.
She's injured.
Yaralanmış.
You could have injured us.
Bizi yaralayabilirdin.
I got injured, man!
Benim sakatlığım var.
That's how you injured yourself.
Bu yüzden kendini sakatlamıştın.
I'm injured.
Yaralandım.
- I got a text, someone's injured?
- Beni arayan sensin. Mesaj geldi, biri yaralanmış.
She was injured.
Sakatlanmıştı.
- Is he injured?
- Yaralı mıydı? - Topallıyordu.