Inspiring traduction Turc
1,074 traduction parallèle
Natives and tourists alike thronged to the base of Mount Kilauea to watch nature's fury unleashed... with awe-inspiring force.
Adada hızla yayılan haber yerlilerin ve adadaki turistlerin ilgisini çekerek doğanın bu olağanüstü gücünü izlemek için toplanmalarını sağladı.
And it's always amazing - at least to me it's amazing. I can't understand it. It's also very moving and inspiring.
Japon bir bebeği Boston'da yetiştirirseniz,... Boston İngilizcesi konuşur, benim çocuğumu Japonya'da yetiştirirseniz, Japonca konuşur.
In fact, it's kind of awe-inspiring.
Bu fonetiğin mantıktan önce gelmesi demektir.
Innovative, inspiring.
Yeni. İlham veren.
So I want you to remember... some inspiring things... that someone else may have told you... in the course of your lives... and go out there and win.
Şimdi şunu unutmamanızı istiyorum ki..... ilham verici bazı şeyler bize başkaları tarafından söylenebilir ve hayatımıza yol çizer şimdi çıkın oraya ve kazanın.
But first, a man whose inspiring battle with Percodan addiction... is soon to be a movie of the week- -
İlk önce, vizyona girecek olan bu haftanın filmi acıya bağımlı bir adamın kavgaya esinlenmesi konulu film- -
Tonight, Beavis and I will be discussing a wonderful and inspiring film called The Human Centipede.
Vay be! Bu harika.
It's inspiring, in a way.
Pek özendirici bir tavır.
I found what you said inspiring.
Söylediklerini ilham verici buldum.
My, that was inspiring. Four-nothing, Iceland, as we head for the final period.
Aman tanrım, ne kadar da ilham vericiydi... 4-0 Izlanda üstünlüğü ile 3.periyoda giriyoruz
You're really inspiring me to go on.
Bana devam etmem için ilham veriyorsun.
There are stories of love inspiring success over the most insurmountable of odds.
En başa çıkılamayacak garip olaylara gebe olmasına rağmen başarıyı.. .. getiren aşk öyküleri mevcuttur.
It is supposed to be a dignified, inspiring transition for both humans and Minbari.
Bunun insanlar ve Minbariler için asil ve ilham verici bir dönüşüm olması gerekirdi.
It's inspiring.
Bu ilham verici.
Inspiring Helen Reddy to write her new song "I Am Poultry"?
Helen Reddy'nin yazdığı "Ben Kümes Hayvanıyım" adlı yeni şarkısına ilham kaynağımı oluyordun?
It's the most awe-inspiring sight I have ever seen.
Gördüğüm en heybetli manzara.
Manny's faith in me is simply awe-inspiring, Mr. Hunsecker.
Manny'nin bana olan inancı gerçekten inanılmaz Bay Hunsecker.
It must be an awe-inspiring sight.
Heyecan verici bir manzara olmalı.
Now Richard the youngest Flying Grayson will perform the awe-inspiring death drop without the safety of a net!
Ve şimdi de... Richard... Graysonlar'ın en genci... çok etkileyici bir şey yapacak... ölüm atlayışı.
Very inspiring, sir.
Çok ilham vericiydi, efendim.
It was inspiring, actually.
İlham verici, aslında.
What you did was the most inspiring thing I've ever seen.
Su ana kadar gördügüm en yaratici seyi yaptin.
Anyway, i s illuminating, i s inspiring...
Her neyse, aydınlatıcı, teşvik edici...
Joe, Chuck, I have some very inspiring news for you all.
Joe, Chuck. Size çok etkileyici haberlerim var.
Because she wrote the most inspiring essay for New Widows magazine.
Çünkü o, New Windows dergisine, en ilham verici makaleyi yazmış.
It's rarely inspiring, lass.
Bu nadiren ilham verir, genç kadın.
Oh, speaking of angels, Mr Elton, your sermon... on Daniel in the lions'den was so inspiring... so powerful in all its particulars, it left us speechless.
Bay Elton, Daniel'le ilgili vaazınız çok etkileyici ve çok güçlüydü. Melek demişken. Soluğumuzu kesti.
If anybody else wants to come with me this will be a moment of something real and fun and inspiring in this godforsaken business and we will do it together.
Benimle gelmek isteyen başka kimse varsa bu sefil meslekte, hem gerçek hem keyifli, hem de ilham verici birşeyler yapmanın tam sırasıdır ve bunu birlikte yapacağız.
And she was so beautiful that Shah Jahan... and Shah Jahan so loved his queen... that he commissioned this building to be as beautiful... and inspiring and graceful as she was... that he made in soul of his love and her beauty.
O kadar güzeldi ki, eşini çok seven Şah Cihan bu binanın da onun kadar güzel, ilham verici ve asil olmasını istemişti.
A subscriber to the White Christian Minuteman in Vermont... has made us a loan of some very rare material... which I'm sure you'll find most inspiring.
Vermont'taki bir Beyaz Hristiyan Askeri abonesi bize çok ender malzemeleri ödünç verdi. Bunları ilham verici bulacağınızdan eminim.
Inspiring.
İlham.
Inspiring stuff like that?
Böyle şeylere aldırdığını mı?
I know now that I will never be able to be a part of a class like this, but Dr. Albright has made me see the joy that I can take in inspiring other people.
Bu sınıfın artist Olarak bir parçası olamayacağımı biliyorum. Ama Dr.Allbright bana başkalarına İlham vermenin ne demek olduğunu gösterdi. Hayır, asla bir sanatçı olamayacağım.
Another inspiring tale of our men in law enforcement.
Polis adamlarımızın yaratıcı hikâyelerinden biri daha.
Say, that's inspiring.
Söylemeliyim ki bu ilham verici olmuş.
Very inspiring, Major.
Çok etkileyici, Binbaşı.
Its implications are as far-reaching and awe-inspiring as can be imagined.
Etkileri, gördüğünüz gibi geniş kapsamlı ve umut vericidir.
The 30-year-old native of the Caribbean island of Antigua... was captured in a casino just days after an inspiring rap artist... was fatally beaten in a Queen's convenience store.
30 yaşındaki Antigualı bir casinoda ele geçirildi. Bir rap şarkıcısını Queen'deki bir markette öldüresiye dövmüştü.
Tonight's inspiring story is about Frank Grimes a 35-year-old Springfieldite who's earned everything the hard way but never let adversity get him down.
Bugünün ilham verici hikayesi Frank Grimes hakkında... Zorlukların onu alt etmesine hiçbir zaman izin vermeyip her şeyi zor yoldan kazanan 35 yaşında bir Springfieldlı.
Oh, I'm sorry, Bob, but your transformation is truly inspiring.
Özür dilerim, Bob ama değişimin gerçekten ilham verici.
Nevertheless, the images that come before the eyes upon awakening can be inspiring.
Buna rağmen, gözler uyanmadan önce esinlenip imajlar gelebiliyor.
Isn't their loyalty inspiring?
Sadakatleri, ilham verici, değil mi?
Just being here in your company is inspiring to me.
Sadece sizin yanınızda olmak bile bana ilham veriyor.
"It was, you know, inspiring"
- Bana biraz ilham verdi. - Nasıl yani?
Intimidating? Awe-inspiring?
Dehşet verici mi?
There's a Reverend... who's been inspiring them.
Onları etkileyen bir papaz var.
You're inspiring the boys to greatness.
Çocuklara, küçük parlak fikirler buluyorsun.
Laura just had us working on a bowl of fruit, which isn't the most inspiring subject matter to say the least.
Laura bir sepet meyve üzerinde çalışmamızı istiyor Bunun da en çok ilham veren konu olduğunu söylemek zor.
- And I just think it's really inspiring how you can still live a normal life through the constant cloud of death.
- Sadece hala normal bir hayata devam edebilmen ne kadar büyüleyici ölümün kara bulutu altında.
You have an opportunity in clerkships that will be both challenging and inspiring to you.
Sizi hem yoracak, hem de size ilham verecek bir memurluk fırsatınız var elinizde.
But during the period in which it was alive, I think it was an inspiring testimony to the ability of poor working people to organise and manage their affairs extremely successfully, without coercion or control.
Dün gece burada öylesine duygu yoğunluğu yaşandı ki buna bizim de dahil olmamız gerekiyordu.