English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / Interesting fact

Interesting fact traduction Turc

164 traduction parallèle
Well, that's not in itself a very interesting fact
Aslında bu, kendi içerisinde çok ta ilginç değildir.
The interesting fact remains
İlginç gerçek değişmez.
Interesting fact :
Enteresan bir bilgi :
- Interesting fact.
- Bakın ne kadar ilginç.
Which I thought was an interesting fact.
Bunun ilginç olduğunu düşünmüştüm de. Affedersiniz.
You're right, it could be about anyone, but, uh, here's an interesting fact.
Haklısın, herhangi birine olabilir, ama ilginç olan tarafı.
Dr. Rydell brought up an interesting fact about me being a procrastinator and I was going to wait for a Yankee game to do this but...
Dr. Rydell benim işimi sürekli erteleyen biri olduğumu söyledi ve bunu yapmak için bir Yanki maçını bekleyecektim ama...
Name something and I'll tell you an interesting fact about it.
Adını koy, ben de onunla ilgili ilginç bir şeyler söyleyeyim.
I'll reciprocate with an interesting fact of my own.
Ben kendi ilginç gerçeklerimi düşünürüm.
That's an interesting fact.
Enteresan bir bilgi.
- Interesting fact.
- İlginç.
Interesting fact about cyanide.
Siaynürle ilgili ilginç bir şey var.
Oh, here's an interesting fact :
İŞin ilginç yanı :
Uh, a very interesting fact about the origin of the name sodium is that it was referred to as "soda" by the English.
Sodyumun adına göre enteresan bir özellik. ingilizcedeki soda anlamına mı geliyor.
As a matter of fact, it's pretty interesting, you know.
Aslında çok ilginçtirler.
Perhaps the fact we have nothing in common has made for more interesting friendship.
Bunun sebebi ikimizinde dışlanmış olması, bu da farklı bir arkadaşlığa yol açtı.
I thought you'd think that was interesting, David, in fact...
Aslında...
I find nothing interesting in the fact that we're about to blow up.
- Patlayacak üzere oluşumuz mu?
Well, that's very interesting, because I am in fact, made entirely of wood.
Bu çok ilginç çünkü ben tamamen odundan yapıldım.
As a matter of fact, we had a very interesting case...
Aslında çok ilginç bir dava vardı...
In fact, it was something even more interesting. [plant farts]
Gördüğü daha da ilginç bir şeymiş.
When I think of Haynes and Springer... and I think about this file... the fact that their reactions are predictable... I find something else interesting.
Haynes ve Springer'i düşününce ve bu dosyaya bakınca, tepkilerinin öngörülebilir olması, ben başka bir şeyi ilginç buluyorum.
I'm just enjoying the fact that you... That you know all that. It's interesting.
Sadece tüm bunları bilmen hoşuma gitti.
That fact was never brought to my attention. That's extremely interesting.
Bunlar neden benim dikkatime sunulmadı, bu gerçekten çok ilginç.
Uh, interesting, uh, sidebar to this story is the fact that all telecommunications seem to be out in that part of the world.
... bu olay hakkındaki ilginç bir gerçek de şu ki görünüşe göre bütün telekomünikasyonlar dünyanın bu kısmında bulunuyor.
The most interesting thing, Mr. Halliday, the fact is that it was bringing this with him.
İlginç olan ise şu ki Bay Halliday, yanında bunlar vardı.
This is all very interesting, though a bit on the technical side about how the power plant is a power plant in name only since, in fact, it's going to be a big, giant big, giant... capacitor.
Teknik bir konu olmasına rağmen çok ilginçti.
You're an interesting mix of fact and fancy.
Sen gerçekle hayalin ilginç bir karışımısın.
Wbat's really interesting, and wbat's at tbe core of Unforgiven is tbe fact tbat baving a cbance of redemption He doesn't opt for redemption.
Asıl ilginç olan ve Affedilmeyen'in özünde yatan şey... nedamet getirme şansı olmasına karşın... bunu yeğlememesidir.
In fact, Ripper, old mate, I'd say something rather interesting was about to hap...
Aslında, eski dostum Ripper, çok ilginç bir şeyin olacağını söyleyebilirim.
In fact, Therra has some very interesting ideas for improving the plant.
Aslında, Therra'nın tesisi geliştirmek için oldukça ilginç fikirleri var.
He didn't follow up on the most interesting part of the story.. and he didn't mention the fact about the credit cards until now?
Şimdiye kadar kredi kartlarından bahsetmeyip olayın en enteresan kısmmını es mi geçtiniz?
In actual fact, Mr Blakeney and I did make one... very interesting find.
Aslında, Bay Blakeney ve ben ilginç bir keşif yaptık.
Triumph of the Will. I used the Leni Riefenstahl touch... just to tell the audience this group of people is not aware of the fact... that they are used by the government... to give their lives for goals that are... only interesting to the government.
Leni Riefenstahl'ın dokunuşunu kullandım izleyicilere bu insanların gerçeklerden habersiz olduğunu anlatmak için... onların hükümet tarafından kullanıldığını... hayatlarını sadece hükümetlerin ilgilendikleri... amaçlar için vereceklerini.
But the fact that these things sweat... now that's interesting.
Ama bu şeylerin terlediği gerçeği işte bu ilginç.
Interesting fact.
Nasılsınız?
The fact is that all those people are right. So that's not interesting, John.
Aslında bu çok da ilginç sayılmaz John.
One of the interesting things, my particular area, in fact... is the debate about the Millennium Development Goals.
İlginç konulardan biri, benim özel alanım... Milenyum Gelişim Hedefleri konulu tartışma.
Also interesting is the fact that the Wraith language appears to be a derivative of ancient, which seems to suggest that the Wraith evolved after the Ancients arrived in Pegasus.
Başka bir ilginç yan daha, Wraith lisanının Kadim lisanının bir türevi olduğu bu da Kadimler Pegasus'a geldikten sonra Wraithlerin evrimleştiğini gösteriyor.
Interesting, interesting, interesting, Alex. Interesting that you would say that when I know for a fact that you were up here.
Bu çok ilginç Alex, çünkü... senin buraya geldiğine dair kanıtlarım var.
Matter of fact, a few interesting things popped up.
Aslına bakarsanız birkaç ilginç gelişme oldu.
In fact, I think you ’ ll probably find it every bit as interesting...
Aslında oldukça ilginç bulacağını düşünüyorum.
One of the most interesting aspects of tomorrow's civilization, will be the fact that if you knew anyone fairly well, and went to visit him in a period of time of just a few years, their houses will change,
Yarının uygarlığının en ilginç bakış açılarından biri ise yakından tanıdığınız birinin evine, kısa zaman aralıklarıyla ziyarete gidiyorsanız birkaç yıl içinde, evleri değişecektir.
Interesting fact-
İlginç bir gerçek.
I think that the fact that the planets don't give up their secrets easily, or the Universe doesn't, that's part of the game, it's what it makes it interesting.
Bence gezegenlerin veya evrenin sırlarını kolayca ifşa etmemesi oyunun bir parçası. Onu ilgi çekici kılan da bu.
But, in fact, I will be very good, and that will be very interesting for me.
Ama, aslında, ben çok iyi olacağım ve bu da benim için çok ilginç olacak.
- Yes, in fact we thought it would be interesting...
Evet, aslında bunun ilginç olacağını düşünmüştük.
Interesting fun fact-did you know that propane is both a liquid and a gas?
İlginç bir bilgi vereyim.
But Eric is right as well, because me calling you cute might actually make you think that I look at you as a sex object, when in fact, I see you as one of the smartest, most interesting women I have ever met.
Tamamen. Ama Eric de haklı çünkü sana tatlı demem sena, benim seni bir sex objesi olarak gördüğümü düşündürebilirdi, ama aslında ben seni şu ana kadar tanıştığım en zeki, en ilginç kadın olarak görüyorum
In fact, something interesting happened last night.
Dün gece gerçekten çok ilginç birşey oldu.
You know, it's interesting when you talk about flying, Alex, because you make no bones whatsoever about the fact that the Navy really needs you, that they can't do it without you.
Bu garip bir şey Alex, uçmak hakkında konuştuğunda tereddüt etmeden Donanma'nın sana ihtiyacı olduğunu sensiz yapamayacaklarını söylüyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]