Introspective traduction Turc
52 traduction parallèle
With my introspective eye as a detective, I would naturally have seen him...
Bende bu dedektif gözü varken haliyle onu görürdüm...
You're too hard on him,... he's naturally introspective.
Ona çok sert davranıyorsun. Doğuştan içine kapanık.
It is introspective, and I want to introspect.
Bu düşündürücü bir şey ve ben düşünmek istiyorum.
Gentlemen, by all means, I think we ought to have... an introspective moment of silence for poor, old Tin Tin.
Beyler, o zaman zavallı Tin Tin için saygı duruşunda bulunup sessizliği içimize çekmeliyiz.
Do we have to be introspective now?
İç gözlemsel olmak zorunda mıyız?
A Great Traveller, interested, not merely a good one... is a kind of introspective.
Büyük kaşif, ilgili biri, sadece iyi biri değil- - bir tür kendini açıklaklayan biri.
The next phase would probably be one of those hellishly intense introspective nightmares.
Bir sonraki herhalde kabuslar olacaktı.
It doesn't fit behoove for gentleman to be introspective.
Beyefendilerin iç gözlemci olması yakışık alır bir durum değildir.
That was our most introspective song.
Bu en duygusal parçamızdı.
Forget about being introspective or...
Kendini dinlemeyi boş ver...
I just become sullen and introspective.
Ben huysuzlaşıp içime kapanıyorum.
Hey, don't knock sullen and introspective those can be two very sexy qualities.
Huysuzluk ve içine kapanıklık çok seksi özellikler olabilir.
I thought she was just some loser, prissy, navel-gazing, self-centered, whiny, overly-introspective little freak.
Onun, namus düşkünü, egoist, bencil, mızmız aşırı iç dünyasına dalmış, gariban bir zavallı olduğunu düşünüyordum.
And so he he must have been a very introspective child.
Bu yüzden son derece içine kapanık bir çocuk olmalıydı.
Timothy is more introspective, like you.
Timothy kendini daha çok sorguluyor. ... senin gibi.
It could become, you know, kind of like... a grilling session or a deposition... if you cut it really fast, or it can be very leisurely and introspective... if you used a lot of thought and a lot of the breaths and air and the pauses... not just the words.
Bilirsiniz, biraz ızgara yapmaya. ve yerleştirmeye de benzer. Eğer çok hızlı keserseniz, Keyifli de olabilir, özeleştirel de olabilir
I prefer German music when I feel introspective.
İçe kapandığım zaman Alman müziğini tercih ederim.
They grow... remorseful... introspective, sometimes even joyous.
Olgunlaşırlar, pişmanlıklar yaşarlar, davranışlarını gözden geçirirler kimi zaman da mutlu olurlar.
They grow... remorseful... introspective, sometimes even joyous.
Olgunlaşırlar, pişmanlık duyarlar, kendilerini eleştirirler, bazen de mutlu olurlar.
Now you're introspective?
Özüne mi döndün?
He's changed in that he has come to terms with execution, and that's made him very introspective and made him want to achieve inner peace.
İdam cezasıyla birlikte, onu değiştiren bir döneme girdi. Bu onu içgözlemci ve kendi iç huzurunu bulmaya çalışan biri haline getirdi.
You're the quiet, introspective one.
Sen sessiz, içine kapanık olansın.
At certain times in our lives, we all get introspective.
Hayatımızın bazı evrelerinde, hepimiz iç gözlem yaparız.
Well, he was a... quiet, introspective, daydreamer.
- O sessiz bir çocuktu. İç gözlem yapan. Hayalci.
It's introspective.
İçsel bir duygudur.
Really introspective.
Gerçekten içsel bir duyguymuş.
She's a very... introspective girl.
Kendisini çok düşünen bir kızdır.
I adhere to certain philosophic tenants that were laid down centuries ago by some very introspective thinkers.
İç gözlemsel yönü oldukça gelişmiş bazı düşünürler tarafından yüzyıllar önce oluşturulmuş belli felsefî ilkelere bağIıyım.
Introspective, sensitive.
İçime kapanıp hassaslaşıyorum.
He's introspective.
Kendini yargılıyor.
You're full of cheery little introspective observations today.
Bugün iç dünyanla ilgili neşe saçan gözlemler yapıyorsun.
You need to sit right there and have a long, introspective conversation - with your dick there, homes. - Tell me about the girl.
Burada oturup uzun ve gözlemle ilgili konuşuyor olman gerekiyor, ahbap.
I'm sure my wife is just as introspective, I know her.
Eminim benim eşimin 3. gözü vardır, onu tanıyorum.
He's, well, just introspective.
O sadece öyle görünüyor.
So you're basically calling him introspective, and being introspective is good, okay?
O kendini anlamaya çalışırken, sende onu anlamaya çalışmalısın.
And endings that turn you introspective about your own life and your place in the world.
Ve dünyadaki yerin ve kendi hayatın hakkında içsel gözlem yapmanı sağlayan sonlar.
The father's death made her more of a dreamer and introspective.
Babasının vefatı onu daha bir hayalperest yaparak iç dünyasına sürükledi.
Introspective. Right.
İç gözlemsel.
We got in last night, sold the boat, went out, got drunk, saw Life of Pi, got super depressed and introspective.
Dün gece vardık tekneyi satıp içmeye gittik. Sarhoş olduk "Pi'nin Yaşamı" nı izledik ve bunalıma girdim hayatı sorguluyorum. "
- I- - [sighs] "levitt's score is a marvel," full of charm and pizzazz in its pastiche numbers And unparalleled emotion in its introspective moments. "
Levitt'in besteleri bütün parçalarda olağanüstü, büyüleyici ve canlıydı ve iç dünyaya ilişkin anlarda eşsiz duygularla doluydu.
The winter season sets up and offers more of an introspective outlook... where you can take the time to read or work on a craft.
Kış sezonu geldiğinde sizi okumaya veya bir zanaat üzerinde çalışmaya teşvik eder.
Well, I don't remember you being this introspective when you were asking Brittany to marry you.
Sen Brittany'e evlenme teklifi ederken, bu kadar içgözlemci olduğunu hatırlamıyorum.
You know, I'm not an introspective guy, but... maybe...
Biliyor musun, ben bir değilim introspective adam, ama... belki...
You're the introspective type
İçekapanık bir tipsin.
I'M NOT INTROSPECTIVE OR ESOTERIC.
İçebakışçı ve ezoterik biri değilim.
And it'll force you to be introspective.
Ve kendi iç gözlemini yapmaya zorlar.
It's more introspective.
Daha çok iç gözlemsel.
I'd like to think I'm quite introspective about what I tweet to my 23 followers.
23 takipçime içgözlemle ilgili ne tweet attığım konusunda düşüncelerim var.
I think my work's a little introspective for French taste.
Sanırım benim tarzım Fransız zevkine biraz ters.
If you want me to get introspective, let's get introspective.
Kendimle ilgili gözlemler yapmamı istiyorsanız öyle yapalım.
Who more is introspective?
- Niye gelmedi?