English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / Invoices

Invoices traduction Turc

211 traduction parallèle
Say, where are those invoices?
Söyleyin, faturalar nerede?
- Where'd you put those invoices?
- Bu faturaları nereye koyuyorsun?
- What invoices?
- Ne faturası?
I supervise all the little invoices... that are made out on all the stuff that goes into the Cotterell bilge.
Bütün küçük faturaları idare ediyorum. Cotterell'e giren her türlü malla ilgili her şeyi.
- I want invoices when he gets back.
Satınalma makbuzlarını istediğimi söyle ona.
Where are my invoices?
- Makbuzlar nerede?
Of course. I'll bring you the invoices myself.
- Besbelli öyle, ben getiririm makbuzları.
And where are my invoices?
Makbuzlar nerede kaldı?
What invoices?
- Ne makbuzları?
Here are the invoices.
Faturalar burada.
Our invoices expire on the 30th.
Sıkı çalışmamıza bağlı.
Would you get me last week's invoices, please?
Bana geçen haftanın faturalarını getirir misin lütfen?
No, you'd better go. They'll want these bills of lading and invoices right away.
Onlara bu konşimento... ve faturaları vermelisin.
I'm in charge of all the invoices for the southwest.
Güneybatı bölgesinin faturalarından sorumluyum.
I'm in charge of the invoices.
Ben faturalardan sorumluyum.
Invoices, bills, letters.
Faturalar, hesaplar, mektuplar.
I just got a batch of invoices from Green Eagle... and I gotta tell you, pal... you've got a lot of guts charging prices...
Karınla karşılaştığını bile düşünmüyorum. Sanırım, her şeyi siz tezgahladınız.
- I'll check. I'll look up the old invoices.
- Eski faturalara bakarım.
I'm gonna order the invoices from head office on Monday.
Pazartesi günü genel müdürlükten faturaları isteyeceğim.
They can't send us the inventory invoices for Ajax Warehouse for another four to six weeks.
Ajax Depo'nun envanter faturalarını bize dört ila altı haftadan önce gönderemiyorlar.
It's gonna be a race to see if he can get free before we get the invoices sometime around here.
Biz faturalara ulaşana kadar buralarda ara sıra kurtulma mücadelesi verecektir.
- The invoices will be here Friday.
- Faturalar cuma günü burada olacak.
Here are the invoices.
İşte beklediğimiz faturalar.
That's not like invoices or reports, or numbers.
Bu, faturalar, raporlar veya sayılar gibi değil.
On the journal side, we have our receipts, little sales and invoices.
Dergisi Makbuzlar, perakende detayları ve faturalar.
Invoices.
Faturalar.
Well, given our present financial situation, compounded by on-going fixed expenses and outstanding invoices, I figure this station will be flat broke by the end of the week.
Evet, şu anki mali durumumuza, sabit giderlerimize ve ödenmemiş borçlarımıza bakarak şunu söyleyebilirim, kanalımız haftanın sonuna kadar batacak.
Hands that had written out all those invoices.
Bütün o faturaları yazmış olan eller.
I can't use your invoices without your written authorisation.
Sizin faturalarinizi yazili izniniz olmadan kullanamam.
- Our invoices?
- Faturalarimiz mi?
He had this whole stack of invoices and he made me arrange them by date.
Bu fatura yığınını önüme bırakıp gitti ve tarihe göre dizmemi istedi.
I need the trucking invoices for the last seven days.
Son 7 günün faturalarına ihtiyacım var.
- The invoices.
- Faturalar
- The invoices!
- Faturalar!
Blueprints, concrete invoices, construction schedules...
Projeler, çimento faturaları, inşaat takvimi.
Mr Riley, would you mind if I checked your statements today against your records, invoices, purchase orders and formulas?
Bugünkü ifadelerinizi büro kayıtlarıyla karşılaştırabilir miyim? Faturalarınız, siparişleriniz ve formüllerinizle...
You got invoices?
Faturalar yanınızda mı?
You got a lot more routes to reroute and invoices to stamp with the punchy thing.
Düzenlemen gereken daha bir sürü güzergâh o basma şeyiyle damgalaman gereken bir sürü irsaliye var.
I'd got behind with the invoices.
Faturalarla ilgili sıkıntılar vardı.
The invoices are up-to-date.
Faturalar ise çoktan ayarlandı.
Right, we've got to get Friday's invoices in.
Tamam, Cumanın faturalarını teslim etmemiz lazım.
I've got these invoices to file and I don't know...
Bu faturaları dosyalamam gerekiyor ve bilmediğim...
SO SHE'S STILL SITTING THERE, DOING INVOICES.
Hala orda oturup faturalandırma yapıyor.
The invoices are ready, I agreed it with the boss.
Faturalar hazır. Patronla anlaştım.
Hold, invoices of Zyklon B.
Buyrun Zyklon B faturaları
Your name is on the invoices of Zyklon.
Adınız Zyklon faturalarının üstünde.
Miss, please pass me the invoices of Mrs. Castaldi,
Bayan, lütfen bana Sacif ve Sotep'den
You didn't deduct all my nice invoices.
Tüm iyi olduğum zamanları çıkarmamışsın.
What if I send copies of invoices to the press?
Gazetelere bazı faturaların kopyasını göndereyim mi?
So, Mr. Cooper, you want to tell me about these invoices?
Bay Cooper, bana bu faturaları açıklayabilir misiniz?
YOU REALLY ARE EXHAUSTED. INVOICES. PAYROLL.
Faturalar, bordrolar, hesap özetleri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]