Irak traduction Turc
3,519 traduction parallèle
Two years ago, they sent my son home from Iraq.
İki sene önce oğlumu Irak'tan evine yolladılar.
This is a fast-track requisition for a cluster of cruise missiles originally headed for Iraq.
Bu Irak'a gitmesi gereken bir grup cruise füzesi için bir hızlı talep formu.
With powers like that, how could you lose in Iraq?
Böyle bir güç varken, Irak'ta nasıl kaybedersiniz?
Oh, I worked with your kind in Iraq, Afghanistan, Yemen...
Irak'ta, Afganistan'da ve Yemen'de senin gibilerle çalıştım...
Before Lenny shipped out to Iraq the first time, he and I had a long talk.
Lenny ilk defa Irak'a gitmeden önce uzunca bir konuşma yapmıştık.
We believe that the two suspects of the Istanbul attack, Yahya Atuf and Mahmud Tütüncü, are hiding in Northern Iraq.
İstanbul eylemi faillerinden Yahya Atuf ve Mahmut Tütüncü'nün, Kuzey Irak'ta olduklarını düşünüyoruz.
Mr. Rifat, the health aid vehicles we've sent to Northern Iraq returned to Mardin sir.
- Rıfat Bey, Kuzey Irak'a gönderdiğimiz sağlık araçları Mardin'e geri döndüler efendim.
Bülent and I are flying to Northern Iraq tomorrow.
Biz yarın sabah Bülent ile beraber Kuzey Irak'a gideceğiz.
And, oh, the places he's been in those five centimeters. Iraq, DC, Israel, Belgium,
Beş santimlik hayatı boyunca tüm gezdiği yerler Irak, Washington İsrail, Belçika, tekrar Washington, Pakistan.
You're Mowgli, an Iraqi street urchin that I rescued from the war.
Savaşta kurtardığım Irak'lı sokak çocuğusun.
US forces are withdrawing from Iraq, but there are questions about the Iraqi Security Forces'readiness to take over...
ABD güçlerinin Irak'tan çekilmesi başladı fakat Irak güvenlik güçlerinin güvenliği devralması konusunda bazı sıkıntılar var.
Corporal Hernandez was a US Marine serving in Iraq when a mortar blew out the muscle from his right thigh.
Bir havan topu patlamasıyla sağ uyluğundaki kaslarını kaybettiğinde Corporal Hernandez, Irak'ta Amerikan Denizci'si olarak görev yapıyordu.
Not to mention Iraq.
- Irak'tan bahsetmeye gerek bile yok.
- Why did we invade Iraq
- Ne diye Irak'ı işgal ettik?
Iraq didn't declare war on anybody!
Irak kimseye savaş ilan etmedi!
Well, it might be safer lraque be in, whatever...
Belki Irak'ta olmak daha güvenli olabilir, orada...
Oh my God, Iraq is amazing!
Tanrım, Irak harikadır!
You are admitted to the republic of Iraq.
Irak topraklarına giriş yapabilirsiniz.
Iraq.
Irak
has a metal plate in the wound of the Iraq war.
Kafasında Irak Savaşı'ndan kalma metal plaka varmış.
This is not some bush-league vest from an Iraqi hut.
Bunlar irak yapimi intihar yeleklerine benzemiyorlar.
( Reporter on TV ) Iraq has increased the level of its oil reserves by 24 % since Saddam Hussein was removed.
Irak, Saddam Hüseyin'in devrilmesinden bu yana petrol rezervlerinin seviyesini % 24 oranında arttırdı.
The restaurant was full of lunchtime customers, including a large meeting being held by the 2004 Committee, an organization which had Middle East energy interests and championed the Iraq war.
Restaurant, Orta Doğu enerji çıkarlarına sahip ve Irak savaşını savunan bir kuruluş olan 2004 Komitesi tarafından gerçekleştirilen büyük bir toplantı dâhil olmak üzere öğle yemeği müşterileri ile doluydu.
And now they've invaded Iraq for the bloody oil.
Şimdi de kanlı petrol için Irak'ı işgal ettiler.
Look at Afghanistan, Iraq, Palestine.
Afganistan'a, Irak'a, Filistin'e bakın.
Two tours. Iraq, Afghanistan.
İki seyahati oldu. Irak ve Afganistan'a.
Is that Iraq?
Irak mı?
We used to keep the animals in the zoo... but now, with this war on drugs... it's like the war in Iraq, Chon-boy.
Önceden hayvanları, hayvanat bahçesinde tutardık ama artık uyuşturucu savaşıyla aynı Irak'taki savaş gibi, evlât Chon.
It's from Iraq.
Irak'tan.
Iraq.
Irak.
But you had to pull your Iraq GI Jack shit.
Irak yapımı GI Jack bokunu çekmek zorundaydın.
Does this remind anybody of anything... like the rush into Iraq on election eve a number of years ago?
Bu sanki seyi çagristirmiyor mu... Yillar önce seçim arifesindeyken Irak'a dalinmasi..?
Joe and I did Iraq together.
Joe'yla Irak'ta birlikteydik.
The political move here is to tell you to go fuck yourself, and remind you, that I was in the room, when your old boss pitched WMD Iraq.
Buradaki politik hareket sana siktirip gitmeni söylemek ve sana, eski patronun Irak'ta kitle imhası yaparken benim odada olduğumu hatırlatmak olurdu.
Now I remember Iraq WMD, very clearly.
Irak kitle imhasını gayet net hatırlıyorum.
She's got a son about to deploy to Iraq, attractive mother of five.
Irak'ta askerlik yapan bir oğlu var çekici bir anne.
The food's terrible, but I hear it's gonna be worse in Iraq.
Yemek kötü ama Irak da daha da kötüymüş
Our nominee is a man who wore the uniform of his country for 22 years and refused to break faith with those troops in Iraq who now have brought victory within sight.
Adayımız bir erkek 22 yıldır bu ülkenin üniformasını giyen biri ve Irak da askerlerini yalnız bırakmayan biri ve şimdi zaferle birlikte ilerliyor
That's Afghanistan, Iraq, and the global war on terror.
Afganistan Irak küresel terör
Your oldest son is proudly heading off to Iraq next week.
Büyük oğlun haftaya Irak a gidecek
Do you know the primary differences between the war in Afghanistan and the war in Iraq?
Afganistanla Irak arasındaki savaşın farkını biliyor musunuz?
Pentagon has fed over $ 10 billion to private contractors in Iraq.
Pentagon, Irak'taki müteahhitlerini özelleştirmek için bütçesini on milyar dolar katladı.
U.S. alone, the Iraq war 650,000 civilians have been killed.
Irak'ta, A.B.D.'nin İslam'la olan savaşında 650.000 sivil öldürüldü.
I come back from two back-to-back tours in Iraq last year, and I got shit.
Geçen yıl Irak'a iki kez art arda gidip döndüm ve elimde bir bok kalmadı.
Two deployments, Iraq, one in Afghanistan.
İki dönem Irak'ta, bir dönem Afganistan'da.
Did four in Iraq.
Irak'ta 4 yıl görev yaptım.
I was in Iraq for two years before that.
Ondan önce iki yıl Irak'taydım. - Öyle mi?
An MP... Yeah, an MP, but it's Iraq so went along on convoys and got our asses shot at just like everybody else.
- Evet, inzibat eri, ama Irak'taydık o yüzden konvoylarla gezip kıçlarımızı vurdurduk herkes gibi.
Lived in Kuwait, Iraq, Afghanistan...
Kuveyt'e, Irak'a, Afganistan'a gittim.
We ended the war in Iraq.
Irak'taki savaşı bitirdik.
He's an Iraq vet.
Irak gazisiymiş.