English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It'd be my pleasure

It'd be my pleasure traduction Turc

45 traduction parallèle
It's been a pleasure discussing this with you, Colonel... but I'm afraid that I'd better be getting back to my guests.
Sizinle bu konuyu tartışmak benim için zevkti... ancak korkarım konuklarıma dönmem gerekiyor.
It'd be my pleasure and honor to buy you a drink and kind of let the bygones go.
Hatamı telafi etmek için size içki ısmarlamaktan şeref ve onur duyarım.
It'd be my pleasure then
Kesinlikle öyle değil!
Yeah, It'd be my pleasure.
- Bu bir zevk olacak.
It'd be a pleasure wiping my shoes on your face.
Ayakkabılarımı üstüne silmek büyük zevk olacak.
I'd hoped it might be for the pleasure of my company.
Benimle olmaktan zevk aldığınız için çağırdığınızı ummuştum.
I'd be happy to teach you. It would be my pleasure.
Sana öğretmek beni mutlu eder.
I'd also like to add it would be my pleasure.
- Ve bu zevkin bana ait olduğunu eklemek isterim.
It'd be my pleasure if you wanted to come back.
Geri gelmenizi isterim.Bu zevk olurdu.
It'd-it'd be my pleasure.
Memnun olurum.
It'd be my pleasure.
- Seve seve. Daphne.
I'd almost forgotten what a pleasure it was to be with my fellow Cardassians.
Az daha unutuyordum, Kardasyalı arkadaşlarla birlikte olmak çok güzeldi.
It'd be a pleasure, my friend.
Benim için bir zevktir dostum.
- It'd be my pleasure.
- Benim icin zevk olur.
It'd be my pleasure to be your partner.
Senin dans eşin olmaktan mutluluk duyarım.
Yeah, it'd be my pleasure.
Bundan ben de zevk duyarım.
It'd be my pleasure, General.
Benim için zevk General.
But if I were to ask you to look deep into my eyes... and tell me from the bottom of your heart... if it wouId give you great pleasure if I were to suck your cock for 1 2 hours... if I may be presumptuous, you'd probably say, "Yes."
Ama 1 2 saat boyunca kamışını yalamam... hoşuna gider miydi diye sorsam... gözlerimin ta içine bakıp bütün içtenliğinle cevap vermeni istesem... biraz abartıyor olabilirim, ama muhtemelen "evet" derdin.
It'd be my pleasure, Homer!
Büyük bir zevkle Homer.
It'd be my pleasure to take you.
Seni oraya götürmekten zevk duyarım.
Yeah, it'd be my pleasure.
Elbette, zevkle.
It'd be my pleasure. You just go back to getting what you need from my husband.
Siz kocamdan istediğinizi almaya geri dönün.
It'd be my pleasure.
Zevkle.
It'd be my pleasure to help you find your way, sir.
Yol göstermekten memnuniyet duyarım, efendim.
- It'd be my pleasure.
- Benim için bir zevktir.
It'd be my pleasure.
Benim için bir zevk olacak.
It'd be my pleasure.
Memnuniyetle.
It'd be my absolute pleasure.
Benim için büyük keyif olacak.
You know, Janette, if you ever find yourself up in New York, Please, I'd love to return the favor. It would be my pleasure to cook for you.
Bir gün New York'a yolun düşerse lütfen, bu iyiliğinin karşılığını ödemek isterim.
It'd be my pleasure.
Bundan zevk duyarım.
Oh, it'd be my pleasure.
Zevkle.
Fuck yeah. It'd be my pleasure.
Benim için bir zevk olacak.
- It'd be my pleasure.
- Memnuniyetle.
It'd be my pleasure.
Benim için zevk olur.
It'd be my pleasure.
Benim için şereftir.
It'd be my pleasure.
- Benim için zevk olur.
It'd be my pleasure.
Benim için bir zevktir.
Without probable cause, I can't justify the use of official manpower, but after what that son of a bitch did to Ann, it'd be my pleasure to see him get 20 to life.
Olası bir neden olmadan, resmi işgücümü kullanmamı haklı gösteremem, ama bu şerefsizin Ann'e yaptığından sonra onun 20 sene yediğini görmek benim için keyifli olurdu.
"It'd be my pleasure," you said.
"Benim için zevktir." dedin.
It'd... be my pleasure.
Benim için.. zevktir.
Well, it'd be my pleasure to teach you how to ride.
Size ata binmeyi öğretmek benim için zevktir.
It'd be my pleasure.
Çok memnun olurum.
- It'd be my pleasure.
Bu görev benim için bir zevktir.
Yeah, it'd be my pleasure.
Tabii, memnuniyetle.
It'd be my pleasure.
- Zevkle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]